Platform'dan 1 Mayıs eleştirisi

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 555. hafta basın açıklamasında insanlığı ezen, sömüren küresel kapitalizme karşı 1 Mayıs’ın küresel bir dayanışma ve intifada günü olduğunu söyledi.

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 555. hafta basın açıklamasında 1 Mayıs ile laiklik tartışmalarını gündemine aldı. Platform adına Diriliş Saati Dergisi’nden Muhammed Emin Duman’ın okuduğu açıklamada “1 Mayıs'ı, kapitalist değerlerin başta emekçi kitleler olmak üzere tüm insanlığı getirdiği noktayı akletmek, kan ve gözyaşına boğulmuş mağdur kitlelerle dayanışmak adına gündemleştiriyoruz.” mesajı verilirken, laiklik tartışmaları hakkında ise Laiklik, batı medeniyetinin ürettiği bir kavramdır. Müslüman ülkelerin farklı gerçekliklerine rağmen bu kavramın Müslümanlara giydirilmeye çalışılması kabul edilemez. Laiklerin laik bir düzen istemeye ne kadar hakları var ise, bu ülkenin dindar insanlarının laik olmayan bir düzen istemeye o kadar hakları vardır.” denildi.

1 Mayıs gündemiyle ilgili konuda Duman, “Dünya nüfusunun %1'inin dünyadaki toplam gelirin %99'una, dünya nüfusunun %99'unun da dünya gelirinin %1'ine sahip olduğu çarpık ve gayri adil bir dünya düzeninde yaşıyoruz. Serbest piyasa adı altında ahlakın ve adaletin hiçe sayıldığı, sadece güçlünün haklarından söz edilebildiği bir dünya düzeninden söz ediyoruz. Servet ve statünün yegane değerlendirme ölçüsü haline geldiği, servet ve statü adına insanların hiçbir ahlaki kural tanımaksızın birbirlerini ezdiği bir zulüm düzeni ile yüzleşiyoruz. Bu sebeple 1 Mayıs'ı, insanlığın vicdanının fıtrata uygun bir şekilde harekete geçirilmesi için bir uyanış vesilesi olarak görüyoruz. 1 Mayıs'ı, yeniden adil bir dünya düzeni kurulması için verilecek mücadelede tüm dünya emekçilerinin ahitleşme günü olarak anıyoruz. 1 Mayıs'ı, emperyalizme ve siyonizme karşı tüm mazlumların ittifaklarını yeniledikleri bir gün olarak kutluyoruz.” denildi.

Laiklik tartışmalarına da değinilen açıklamada Muhammed Emin Duman, şu değerlendirmelerde bulundu: “Laik elitler bu vesile ile bu ülkenin efendilerinin kendileri olduğunu, laik olmadığını ifade edenlerin ise parya dahi olamayacaklarını çeşitli televizyon programlarında defalarca ifade ettiler. Kullandıkları üslup ve mimikleri kibirlerinin ne denli zirve yaptığına işaret ediyordu… İslam'ın talep ettiği toplumsal düzen Kur'an'ın anayasa olduğu bir düzendir. Elbette bu düzen laik olamaz. Laiklik, batı medeniyetinin ürettiği bir kavramdır. Müslüman ülkelerin farklı gerçekliklerine rağmen bu kavramın Müslümanlara giydirilmeye çalışılması kabul edilemez. Cumhurbaşkanı ve iktidarın bazı yetkililerinin ifade ettiği "Kişi laik olamaz, devlet laik olur" yaklaşımını da doğru bulmuyoruz. Kur'an'ın bir bütün olarak hayata geçirilmesinden bahsediyorsak, Kur'an'ın toplumsal tezlerinin uygulandığı bir düzeni talep ediyoruz demektir. Bu düzen asla laik bir düzen değildir.”
7 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]