KANSERDER Yönetim Kurulu Başkanı Nihal Akar piyasada olduğu öne sürülen zehirli ve kanser riski taşıyan ayakkabılar hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı.
Akar, “Giydiğimiz ve yediğimiz her ürün neredeyse Çin Malı” dedi ve Çin Malı vs. yerine kendi ithal ürünlerin tercih edilmesi gerektiğinin altını çizdi. STK’larla Devletin ortak hareket etmesini ve denetimi birlikte sağlamasını isteyen Nihal Akar, halka da eğitimli olmaları ve aldığı her ürünü sorgulamaları konusunda çağrı yaptı.
Vatandaşlara süslü püslü Çin malı ayakkabılar yerine yerli, ama kaliteli ve sağlıklı ayakkabılar satın almaları uyarısında bulunan Akar, şunları söyledi:
Her ithal ürün kaliteli ve sağlıklı değil
Kanser tehlikesine karşı halkımızı sürekli uyarıyorduk. Vatandaşları kansere neden olabilecek unsurlardan uzak durmaları noktasında da ikaz ediyorduk. Kanser gerçeği bizi her taraftan sarıyor, bunu görmek lazım… Giydiğimiz kıyafetlerde, yediğimiz ve içtiğimiz bir çok şeyde kanser riski var. Giydiklerimizin ve aldıklarımızın çoğu Çin malı veya bir başka ülkeye ait kalitesiz ve sağlıksız mal... Örneğin geçmişte sürekli Çin malı oyuncaklar ve kırtasiye ürünlerinden uzak durun diye defalarca uyarılar yaptık. Çin malı vb zararlı ihraç ürünleri yerine, kendi yerli üretim ürünlerimizi tercih etmeliyiz. Ayrıca yerli üretimi de teşvik etmeliyiz. Çin malı ve merdiven altı ayakkabılardan uzak durmalıyız. Her ithal ürünün kaliteli ve sağlıklı olmadığını da dikkate almalıyız.
"STK\'lar ve devlet el ele vermeli"
Şimdi de süslü püslü ve rengarenk Çin malı, merdiven altı ayakkabılar var piyasada… Onlar da kanser riski taşıyor. Buna kim dur diyecek? Tüm esnaf odaları başta olmak üzere, STKlar devletle el ele vererek, siyasi görüş gözetmeksizin birlikte hareket etmeliler. Banane demekten vazgeçip ortak adım atmalılar.
Bizler faydalı olan şeyleri almak zorundayız. Belki daha bilmediğimiz neler var?
"Kendi ürettiğimizi almalıyız"
Okullarda, derslerde bilinçli tüketici eğitimleri verilmeli. Gerçekten tehlikeli durumdayız. Çok ünlü firmalar, astronomik fiyatlarla, sırf etiket markasından dolayı Çin malı vs ürün satıyor. Bunu AVM’lerde de görüyoruz. Şaşırıyoruz. Belki 25 liralık bir ürünü 200 liraya satıyorlar. Etiketinde yüzde yüz polyester yazdığı halde astronomik fiyatlarla da sırf marka etiketinden dolayı satın alıyoruz. Oysa bunlar da tehlike arzediyor. Biz ülke halkı olarak kendi ürünümüzü almalıyız. Çünkü aldığımız her ürün sağlığımıza etki ediyor. İzledikçe üzülüyoruz. İnsan sağlığı bu kadar basite alınmamalı. Sağlık yok edildiğinde, para kazanmak isteyen oluşumlar, kimden para kazanacak, bu da şaibe…
"STK\'lar denetime müdahil olmalı"
Bu konuda radikal kararlar alınmalı. İthal mallar çok iyi denetlenmeli. STK’lar denetime müdahil olmalı. Uzmanlarla ve ilgililerle birlikte ortak hareket etmeli.
Yanlış ithalat belki durdurulamaz ama, en azından zararları şunlardır denmeli. Üzerine zararları yazılmalı, eğer ona rağmen insanlar alacaksa, o da kişinin kendi tercihi olmalı. Çünkü tercih hakkı bize bırakılmış. Vatandaş kendi kararını, kendi veriyor. Madem bunu yapabilecek durumdayız, o halde her sektörde yapılmalı. Çocuk giysisinden büyüklerinkine kadar yerel kendi üretimimizi almalı ve desteklemeliyiz.
"İthal kaliteli deyip önümüze sürüyorlar"
İnsanlarımızın ayaklarında genelde şekil bozukluğu ve mantarlaşma var. Nasıl olsa alınıyor deyip ucuz malları ülkemize soktular. Firmanın da işine geliyor, alıcının da hoşuna gidiyor. Bayanları cezbeden renk ve modeller var. Hakiki deri mi değil mi, bilmiyoruz. Hatta hakiki deri dahi demiyorlar. İthal kaliteli diyorlar. İthal kaliteli dendiğinde deriyi ifade eden açık ve net ifadeler olmalı.
"Eğitim şart"
Her zaman yerli üretimi savunuyoruz. Çünkü sağlıklı. Biz bir taraftan kanser önleyici çalışmalar yaparken, birileri de sırf para uğruna insan sağlığıyla oynuyor. Kalitesiz ürünleri halka satıyor. Sağlığını riske atıyor. Devlet yaptırımcı olsa da birey olarak biz de eğitimli olmalı ve kendimizi sorgulamalıyız Kimse bize bunu zorla alacaksın demiyor. Naylon yerine ipek veya pamukluyu tercih edebiliriz. Deri ayakkabıya vereceğimiz para kadar ithal ayakkabılara para veriyoruz. Önce kendimizden başlamalı ve çevremizi de eğitimli hale getirmeliyiz.”