Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine tepki göstermek için gittiği Sakarya Valiliği'nde darbecilerin silahından çıkan kurşunla yaralanan 27 yaşındaki Ali Önkol, "Karşılaşmış olduğum sahne çok değişikti. Karşımızdaki insanların ellerinde uzun namlulu otomatik silahlar var, benim elimde çakıl taşı bile yok. Benim gözümde 15 Temmuz gecesi bir savaştı. Bu olay benim tarafımdan başka bir şekilde yorumlanamaz." dedi.
Valiliğe, vatanı savunmak için gittiklerini belirten Önkol, "Karşılaşmış olduğum sahne çok değişikti. Karşımızdaki insanların ellerinde uzun namlulu otomatik silahlar var, benim elimde çakıl taşı bile yok. Onların üstüne koşuyorum, onlar arkalarını dönüp Valiliğe doğru koştular. En sonunda kapının önüne geldiğimiz zaman ateş etmeye başladılar. Vurulduğumu fark ettim, sağ ayağım uyuşmuştu." diye konuştu.
Vurulduğu esnada bir doktorun kendisine müdahale ettiğini anlatan Önkol, doktorun, eşinin başörtüsünü çıkararak tampon yapması için verdiğini, bunun kendisini çok duygulandırdığını kaydetti.
"Vurulduğumda, 'Elhamdülillah abdestim var.' dedim. Onun mutluluğu, sevinci vardı." diyen Önkol, şöyle devam etti:
"Yakınımdaki insanlar öleceğimi düşünüyordu, 'Kelime-i şehadet getirmeye çalış.' diyorlardı. Ama daha sonrasında ölüm ve annemin üzüleceği aklıma geldi ve çok üzüldüm. Tedavi sürecinde devlet yetkilileri benimle yakinen ilgilendi."
Önkol, 15 Temmuz'un bir kalkışma, eylem olarak görüldüğüne işaret ederek, "Benim gözümde 15 Temmuz gecesi bir savaştı. Bu olay benim tarafımdan başka bir şekilde yorumlanamaz." dedi.
Bazı kesimlerin 15 Temmuz'u örtbas etmeye, unutturmaya çalıştığını, bu durumun kendisini üzdüğünü dile getiren Önkol, "Kimin o gece hangi cephede olduğu, şu an itibarıyla da hangi cephede olduğunu belli ediyor. Bu konular tabii ki de bizi üzüyor ama bir yönüyle de mutlu ediyor; kime hangi gözle bakmamız gerektiğini, kimin hangi safta yer aldığını görmemizi sağlıyor." ifadelerini kullandı.
Darbe girişiminin ardından devlet-millet bütünleşmesinin yaşandığını dile getiren Önkol, "Devletimizin gazilerin arkasında durduğunu gördüm. Devletin desteği, yapmış olduğu yardım olsun, bunların maddi olarak zaten hiçbir şekilde bedeli ölçülmez ama manevi olarak bizim yanımızda yer alması, devletin elini üzerinde hissetmen, görmen tabii ki de mutlu ve huzurlu hissettiriyor." dedi.
- "İnsanlarımız kenetlenmiş durumda"
Önkol, 15 Temmuz'da insanların birlik olduğuna işaret ederek, "Şu an gurur duyuyorum, bayrağımızda benim de bir kanım var nihayetinde. Üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen insanlarımız kenetlenmiş durumda ve artık bu tarz eylemlerin, girişimlerin, devleti yıkmayı amaçladığının, diğer ülkelerin açıklamalarının, Türk vatandaşlarımıza yapmış oldukları tutum, davranış ve eylemlerin devletimize yapılmış olduğunun farkında. İnsanlar artık daha sağduyulu, ülkesinin ve milletinin çıkarları doğrultusunda hareket etmesi gerektiğinin bilincinde." değerlendirmesinde bulundu.
Böyle bir kalkışma olması durumunda tekrar üzerine düşen görevi yerine getireceğini vurgulayan Önkol, konuşmasını şöyle tamamladı:
"15 Temmuz hadisesini devlet olarak çok ağır atlattığımızı, devletimizin milletimizle beraber aynı noktada yer aldığını düşünüyorum. İnsanların da bu insanların en azından yaşamış olduğu hadiseleri görerek-bazı kahramanlarımız o gece şehit oldu-bu duyguları yaşayıp ülkemize, milletimize, kendi evlatlarına ve kendilerine bundan bir ders çıkartması gerektiğini, bu duygu ve düşünceleri her zaman yaşaması gerektiğini düşünüyorum."