151. Başörtüsü Eylemi

Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu, gerçekleştirdiği 151. başörtüsü eyleminde; başörtüsü yasağının temelinde yatan kirli emellerin üzerinde durarak gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Basın açıklamasını Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu adına Diriliş Saati Dergisi yazarı Enes Berat Gürler okudu.

Açıklamada kapitalizmin, Müslüman halkları kendi çizgisine getirme çabasının çok yönlü olarak işlediğinin altı çizildi ve bu manada sahih İslam inancının sulandırılmaya çalışıldığı, böylelikle de hayatın merkezine ahiretin değil dünya menfaatlerinin yerleştirildiği bencil bir toplum oluşturulmak istendiği vurgulandı. İslam coğrafyasının değişik noktalarındaki kan, zulüm ve gözyaşının temelinde, Müslüman halkaların ılımlı İslam veya Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde, kapitalist efendilerin isteği doğrultusunda dönüştürülmesi hedefinin yattığına dikkat çekilen açıklamada Türkiye’de uygulanan başörtüsü zulmünün de temelinde aynı hedefin yattığı ifade edildi. Bu hedef doğrultusunda başörtüsünün sembol olarak görüldüğü ve başörtüsü üzerinden İslam’a karşı olan kavganın sürdürüldüğü vurgulandı.

Ergenekon operasyonu ile ilgili de önemli açıklamalarda bulunan Gürler; “Derin devleti oluşturan unsurlar arasında devam eden Ergenekon mücadelesini ibretle izliyoruz. Tasfiye edilen grubun gerçekleştirdikleri veya planladıkları eylemler ve ortaya çıkan sonuçların vahameti; bize Türkiye’deki egemen güçlerin ne denli cani ve zalim olduklarını göstermektedir. Ancak unutulmaması gereken önemli bir gerçek de; derin devlet içindeki çekişmenin, derin devletin bir tarafını oluşturan Ergenekon çetesinin çökertilmesi şeklinde sonuçlandığıdır. Bu tasfiyenin taşeronluk ihalesi hükümete verilmiştir. Tasfiye projesini tasarlayan ve uygulatan unsurların Müslüman halka bakış açısının tasfiye edilenleri aratmayacak ölçüde problemli olduğu da bilinmesi gerekli önemli bir husustur.” dedi.

Güngören’deki hain katliamın da kınandığı açıklamada “Türkiye’deki egemen sınıfların hâkimiyetine dayalı yapı değişmediği sürece, huzur ve refahın gelmesi hayal olacaktır.” dendi. Açıklamada ayrıca Ak Parti’nin kapatılmaması ile ilgili şu ifadelere yer verildi: “Anayasa Mahkemesi’nin iktidar partisinin kapatılmaması yönünde karar alması halkın iradesinin tecellisi yönünden sevindiricidir. Ancak bu karar ile Ergenekon davası ve Amerikan menfaatleri arasında ne tür bir bağıntı olduğu ve bu bağıntıdan ortaya çıkacak sonuçlar tüm Türkiye halkı tarafından merakla beklenmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin kapatmama kararının akabinde Ak Parti’nin iç ve dış politikada Amerika’nın taleplerine çok daha uyumlu bir çizgide yürüyeceğine dair ciddi endişeler bulunmaktadır.”

Eylemde son olarak geçtiğimiz günlerde Konya’da meydana gelen elim faciayı, yurt çökmesi olayını fırsat bilerek İslami değerlere, hassaten Kur’an’a saldıran kartel medyası kınandı.

“Başörtüsü Müslüman kadının onurudur. Allah’ın kesin emridir. Biz laik efendiler istedi diye asla Allah’ın emrinden taviz vermeyeceğiz. Mücadelemizi, gasp edilen haklarımızı geri alana kadar sürdüreceğiz.” diye haykıran platform mensupları, eylem boyunca “Tevhid Adalet Özgürlük” pankartı ve “İnancına Örtüne Kimliğine Sahip Çık”, ”Yasak Sürüyor, Duyuyor musunuz?” yazılı dövizleri taşıyarak “Başörtüye Uzanan Eller Kırılsın” ve “Direne Direne Kazanacağız” gibi sloganlar attılar.

<p><font face="verdana,geneva" size="2">Ergenekon operasyonu ile ilgili de &ouml;nemli a&ccedil;ıklamalarda bulunan G&uuml;rler; <font color="#cc0000">&ldquo;Derin devleti oluşturan unsurlar arasında devam eden Ergenekon m&uuml;cadelesini ibretle izliyoruz. Tasfiye edilen grubun ger&ccedil;ekleştirdikleri veya planladıkları eylemler ve ortaya &ccedil;ıkan sonu&ccedil;ların vahameti; bize T&uuml;rkiye&rsquo;deki egemen g&uuml;&ccedil;lerin ne denli cani ve zalim olduklarını g&ouml;stermektedir. Ancak unutulmaması gereken &ouml;nemli bir ger&ccedil;ek de; derin devlet i&ccedil;indeki &ccedil;ekişmenin, derin devletin bir tarafını oluşturan Ergenekon &ccedil;etesinin &ccedil;&ouml;kertilmesi şeklinde sonu&ccedil;landığıdır. Bu tasfiyenin taşeronluk ihalesi h&uuml;k&uuml;mete verilmiştir. Tasfiye projesini tasarlayan ve uygulatan unsurların M&uuml;sl&uuml;man halka bakış a&ccedil;ısının tasfiye edilenleri aratmayacak &ouml;l&ccedil;&uuml;de problemli olduğu da bilinmesi gerekli &ouml;nemli bir husustur.&rdquo; </font>dedi. </font></p><font size="2"><font face="verdana,geneva">G&uuml;ng&ouml;ren&rsquo;deki hain katliamın da kınandığı a&ccedil;ıklamada &ldquo;T&uuml;rkiye&rsquo;deki egemen sınıfların h&acirc;kimiyetine dayalı yapı değişmediği s&uuml;rece, huzur ve refahın gelmesi hayal olacaktır.&rdquo; dendi. A&ccedil;ıklamada ayrıca Ak Parti&rsquo;nin kapatılmaması ile ilgili şu ifadelere yer verildi: &ldquo;Anayasa Mahkemesi&rsquo;nin iktidar partisinin kapatılmaması y&ouml;n&uuml;nde karar alması halkın iradesinin tecellisi y&ouml;n&uuml;nden sevindiricidir. Ancak bu karar ile Ergenekon davası ve Amerikan menfaatleri arasında ne t&uuml;r bir bağıntı olduğu ve bu bağıntıdan ortaya &ccedil;ıkacak sonu&ccedil;lar t&uuml;m T&uuml;rkiye halkı tarafından merakla beklenmektedir. Anayasa Mahkemesi&rsquo;nin kapatmama kararının akabinde Ak Parti&rsquo;nin i&ccedil; ve dış politikada Amerika&rsquo;nın taleplerine &ccedil;ok daha uyumlu bir &ccedil;izgide y&uuml;r&uuml;yeceğine dair ciddi endişeler bulunmaktadır.&rdquo;<br /><br /><font size="2">Eylemde son olarak ge&ccedil;tiğimiz g&uuml;nlerde Konya&rsquo;da meydana gelen elim faciayı, yurt &ccedil;&ouml;kmesi olayını fırsat bilerek İslami değerlere, hassaten Kur&rsquo;an&rsquo;a saldıran kartel medyası kınandı.</font></font></font><font size="2"> <p><font face="verdana,geneva" size="2">&ldquo;Baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; M&uuml;sl&uuml;man kadının onurudur. Allah&rsquo;ın kesin emridir. Biz laik efendiler istedi diye asla Allah&rsquo;ın emrinden taviz vermeyeceğiz. M&uuml;cadelemizi, gasp edilen haklarımızı geri alana kadar s&uuml;rd&uuml;receğiz.&rdquo; diye haykıran platform mensupları, eylem boyunca &ldquo;Tevhid Adalet &Ouml;zg&uuml;rl&uuml;k&rdquo; pankartı ve &ldquo;İnancına &Ouml;rt&uuml;ne Kimliğine Sahip &Ccedil;ık&rdquo;, &rdquo;Yasak S&uuml;r&uuml;yor, Duyuyor musunuz?&rdquo; yazılı d&ouml;vizleri taşıyarak &ldquo;Baş&ouml;rt&uuml;ye Uzanan Eller Kırılsın&rdquo; ve &ldquo;Direne Direne Kazanacağız&rdquo; gibi sloganlar attılar.</font></p></font>

Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 151. Basın Açıklaması Tam Metni;

DİRENİŞ TEK ÇÖZÜM YOLUDUR!

Dünya ve Türkiye son derece gerilimli bir süreçten geçiyor. Olup bitenleri anlayabilmek için derin analizler yaparak buzdağının görünmeyen ana kütlesini ortaya çıkarmak gerekiyor.

Kapitalizm iki asrı aşkın bir süredir dünyaya hükmediyor. Kendi değerlerini de “Batı Medeniyeti” veya “Küreselleşme” adı altında bütün dünya halklarına dayatmaya devam ediyor. Heva ve heveslerin putlaştırıldığı, dünya menfaatlerinin odak noktası kılındığı, kulun kula köle yapıldığı bu anlayış kısa sürede Hıristiyanlık ve Museviliği deforme ederek kendine uygun bir formata sokmuştur. Sekülerizm ve laiklik diye ifade ettiğimiz bu format bütün dünya halklarına huzurun ve refahın sigortası olarak sunulmuştur. Bu tehlikeli ve karanlık projenin, yani kapitalist projenin önündeki en büyük engel geçmişte de günümüzde de İslam olmuştur. Çünkü İslam dünyanın yerine ahiretin odak noktası kılındığı; heva ve hevesin yerine yaratıcı olan Allah’ın kurallarının esas alındığı ve kulluğun sadece Allah’a yapıldığı bir sistemi öngörmektedir.

Kapitalizm; Müslüman halkları kendi çizgisine getirebilmek için çeşitli yöntemler ve kılıflar kullanmış ve kullanmaya devam etmektedir. Bu bağlamdaki en tehlikeli adım; sahih İslam inancının sulandırılması girişimidir. Kapitalist ruhun İslam ahlakı ile sentezlenmesi şeklinde tezahür eden bu girişim; yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, adalet, zulme rıza göstermeme, iffet, doğruluk, ahireti hayatın merkezi kılma gibi İslam’ın emrettiği erdemlerin yerine; bencillik, kariyer, karizma, şehvet, para için her yolu mübah görme, dünya menfaatini hayatın merkezi kılma gibi kapitalist değerlerin toplumda kök salmasını amaçlamaktadır.

<p><font face="verdana,geneva" size="2"></font></p><font size="2"><font face="verdana,geneva"><strong>Sakarya Adalet Girişimi Baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; Platformu 151. Basın A&ccedil;ıklaması Tam Metni;</strong> </font></font><p><font face="verdana,geneva" size="2"><strong>DİRENİŞ TEK &Ccedil;&Ouml;Z&Uuml;M YOLUDUR!</strong></font></p><p><font face="verdana,geneva" size="2">D&uuml;nya ve T&uuml;rkiye son derece gerilimli bir s&uuml;re&ccedil;ten ge&ccedil;iyor. Olup bitenleri anlayabilmek i&ccedil;in derin analizler yaparak buzdağının g&ouml;r&uuml;nmeyen ana k&uuml;tlesini ortaya &ccedil;ıkarmak gerekiyor.<br /><br /></font><font face="verdana,geneva" size="2">Kapitalizm iki asrı aşkın bir s&uuml;redir d&uuml;nyaya h&uuml;kmediyor. Kendi değerlerini de &ldquo;Batı Medeniyeti&rdquo; veya &ldquo;K&uuml;reselleşme&rdquo; adı altında b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nya halklarına dayatmaya devam ediyor. Heva ve heveslerin putlaştırıldığı, d&uuml;nya menfaatlerinin odak noktası kılındığı, kulun kula k&ouml;le yapıldığı bu anlayış kısa s&uuml;rede Hıristiyanlık ve Museviliği deforme ederek kendine uygun bir formata sokmuştur. Sek&uuml;lerizm ve laiklik diye ifade ettiğimiz bu format b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nya halklarına huzurun ve refahın sigortası olarak sunulmuştur. Bu tehlikeli ve karanlık projenin, yani kapitalist projenin &ouml;n&uuml;ndeki en b&uuml;y&uuml;k engel ge&ccedil;mişte de g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde de İslam olmuştur. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; İslam d&uuml;nyanın yerine ahiretin odak noktası kılındığı; heva ve hevesin yerine yaratıcı olan Allah&rsquo;ın kurallarının esas alındığı ve kulluğun sadece Allah&rsquo;a yapıldığı bir sistemi &ouml;ng&ouml;rmektedir. </font></p><p><font face="verdana,geneva" size="2">Kapitalizm; M&uuml;sl&uuml;man halkları kendi &ccedil;izgisine getirebilmek i&ccedil;in &ccedil;eşitli y&ouml;ntemler ve kılıflar kullanmış ve kullanmaya devam etmektedir. Bu bağlamdaki en tehlikeli adım; sahih İslam inancının sulandırılması girişimidir. Kapitalist ruhun İslam ahlakı ile sentezlenmesi şeklinde tezah&uuml;r eden bu girişim; yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, adalet, zulme rıza g&ouml;stermeme, iffet, doğruluk, ahireti hayatın merkezi kılma gibi İslam&rsquo;ın emrettiği erdemlerin yerine; bencillik, kariyer, karizma, şehvet, para i&ccedil;in her yolu m&uuml;bah g&ouml;rme, d&uuml;nya menfaatini hayatın merkezi kılma gibi kapitalist değerlerin toplumda k&ouml;k salmasını ama&ccedil;lamaktadır.</font></p>

Bugün İslam coğrafyasının değişik noktalarındaki kan, zulüm ve gözyaşının temelinde, Müslüman halkaların ılımlı İslam veya Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde kapitalist efendilerin isteği doğrultusunda dönüştürülmesi hedefi yatmaktadır.

Kapitalist egemenlerin Türkiye’deki uşaklarına gelince; Osmanlı İmparatorluğu’nun Tanzimat döneminden bu yana Müslüman halklara batılı değerler modernleşme/ çağdaşlaşma adına dayatılmaktadır. Amaçları batı medeniyetinin değerlerini kuşanmış, tam anlamıyla batılılaşmış bir toplum inşa etmektir. Bu ideallerine mani olacak her düşünce ve uygulamaya karşı acımasızca saldırıyorlar. Rabbimizin Kur’an’da “facir” olarak nitelediği bu güruh heva ve heveslerini ilahlaştırarak din gömleğini yırtmaya ve Allah’ın kurallarını tanımamaya yönelik azgınlıklarını sürdürüyor.

Bugün başörtüsünü eğitim kurumlarında ve kamusal alanda yasaklayan zihniyet de yukarıda tanımlanan zihniyetin aynısıdır. Diğer bir değişle, İslam ve Allah ile kavgalı olanlar başörtüsünü bu kavganın sembolü olarak görmekte ve başörtüsü üzerinden kavgalarını sürdürmektedirler. 

Eski başbakanlardan ve Türkiye’deki laikçi güruhun sözcülerinden Mesut Yılmaz Avrupa’da katıldığı bir toplantıda “İslam’ın saldırgan yapısından dolayı Türkiye’deki laiklik uygulamasının Avrupa’daki gibi olamayacağını, daha sert bir laiklik uygulamasının gerekli olduğunu” ifade etmiştir. Yine “Türklerin İslam’ı kabul etmeleri hata idi ve bu hata gerileme sürecini başlattı” diyen emekli generali hangi kefeye koyacağız? Bu ve benzeri yaklaşımların bize verdiği net mesaj şudur:

“Türkiye’deki egemen unsurlar İslam dinine karşı bir mücadele içindedirler ve mücadeleyi başörtüsü gibi değerler üzerinden yürütmektedirler.” 

<font face="verdana,geneva" size="2"><p><font face="verdana,geneva" size="2">Bug&uuml;n İslam coğrafyasının değişik noktalarındaki kan, zul&uuml;m ve g&ouml;zyaşının temelinde, M&uuml;sl&uuml;man halkaların ılımlı İslam veya B&uuml;y&uuml;k Ortadoğu Projesi &ccedil;er&ccedil;evesinde kapitalist efendilerin isteği doğrultusunda d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesi hedefi yatmaktadır.</font></p><p><font face="verdana,geneva" size="2">Kapitalist egemenlerin T&uuml;rkiye&rsquo;deki uşaklarına gelince; Osmanlı İmparatorluğu&rsquo;nun Tanzimat d&ouml;neminden bu yana M&uuml;sl&uuml;man halklara batılı değerler modernleşme/ &ccedil;ağdaşlaşma adına dayatılmaktadır. Ama&ccedil;ları batı medeniyetinin değerlerini kuşanmış, tam anlamıyla batılılaşmış bir toplum inşa etmektir. Bu ideallerine mani olacak her d&uuml;ş&uuml;nce ve uygulamaya karşı acımasızca saldırıyorlar. Rabbimizin Kur&rsquo;an&rsquo;da &ldquo;facir&rdquo; olarak nitelediği bu g&uuml;ruh heva ve heveslerini ilahlaştırarak din g&ouml;mleğini yırtmaya ve Allah&rsquo;ın kurallarını tanımamaya y&ouml;nelik azgınlıklarını s&uuml;rd&uuml;r&uuml;yor.</font></p><p><font face="verdana,geneva" size="2">Bug&uuml;n baş&ouml;rt&uuml;s&uuml;n&uuml; eğitim kurumlarında ve kamusal alanda yasaklayan zihniyet de yukarıda tanımlanan zihniyetin aynısıdır. Diğer bir değişle, İslam ve Allah ile kavgalı olanlar baş&ouml;rt&uuml;s&uuml;n&uuml; bu kavganın sembol&uuml; olarak g&ouml;rmekte ve baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; &uuml;zerinden kavgalarını s&uuml;rd&uuml;rmektedirler.&nbsp; </font></p><p><font face="verdana,geneva" size="2">Eski başbakanlardan ve T&uuml;rkiye&rsquo;deki laik&ccedil;i g&uuml;ruhun s&ouml;zc&uuml;lerinden Mesut Yılmaz Avrupa&rsquo;da katıldığı bir toplantıda &ldquo;İslam&rsquo;ın saldırgan yapısından dolayı T&uuml;rkiye&rsquo;deki laiklik uygulamasının Avrupa&rsquo;daki gibi olamayacağını, daha sert bir laiklik uygulamasının gerekli olduğunu&rdquo; ifade etmiştir. Yine &ldquo;T&uuml;rklerin İslam&rsquo;ı kabul etmeleri hata idi ve bu hata gerileme s&uuml;recini başlattı&rdquo; diyen emekli generali hangi kefeye koyacağız? Bu ve benzeri yaklaşımların bize verdiği net mesaj şudur: <br /><br /><font color="#cc0000">&ldquo;T&uuml;rkiye&rsquo;deki egemen unsurlar İslam dinine karşı bir m&uuml;cadele i&ccedil;indedirler ve m&uuml;cadeleyi baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; gibi değerler &uuml;zerinden y&uuml;r&uuml;tmektedirler.&rdquo;</font>&nbsp; </font></p></font>

Derin devleti oluşturan unsurlar arasında devam eden Ergenekon mücadelesini ibretle izliyoruz. Tasfiye edilen grubun gerçekleştirdikleri veya planladıkları eylemler ve ortaya çıkan sonuçların vahameti; bize Türkiye’deki egemen güçlerin ne denli cani ve zalim olduklarını göstermektedir. Ancak unutulmaması gereken önemli bir gerçek de; derin devlet içindeki çekişmenin, derin devletin bir tarafını oluşturan ergenekon çetesinin çökertilmesi şeklinde sonuçlandığıdır. Bu tasfiyenin taşeronluk ihalesi hükümete verilmiştir. Tasfiye projesini tasarlayan ve uygulatan unsurların Müslüman halka bakış açısının tasfiye edilenleri aratmayacak ölçüde problemli olduğu da bilinmesi gerekli önemli bir husustur.

Türkiye’deki egemen sınıfların hâkimiyetine dayalı yapı değişmediği sürece, huzur ve refahın gelmesi hayal olacaktır. Nitekim Güngören’deki hain katliamın, egemenlerin büyütüp geliştirdiği cinayet örgütlerinden biri tarafından gerçekleştirildiği hepimizce malumdur. Bu gözü dönmüş canilerin kaos yaratmak adına kadın çocuk demeden böyle bir katliamı gerçekleştirmiş olmaları, ne denli acımasız ve zalim taşeron cinayet şebekeleri ile karşı karşıya olduğumuzu ortaya koymaktadır.

Bu haftanın sıcak gündemi bilindiği üzere Ak Parti’nin kapatılması ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nin kararı idi. Anayasa Mahkemesi’nin iktidar partisinin kapatılmaması yönünde karar alması halkın iradesinin tecellisi yönünden sevindiricidir. Ancak bu karar ile Ergenekon davası ve Amerikan menfaatleri arasında ne tür bir bağıntı olduğu ve bu bağıntıdan ortaya çıkacak sonuçlar tüm Türkiye halkı tarafından merakla beklenmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin kapatmama kararının akabinde Ak Parti’nin iç ve dış politikada Amerika’nın taleplerine çok daha uyumlu bir çizgide yürüyeceğine dair ciddi endişeler bulunmaktadır.

Hükümet üyeleri ve cumhurbaşkanı tarafından yapılan ilk açıklamalarda, hükümetin gelecek dönemde derin devlet tarafından biçilen elbiseyi giyeceği anlaşılmaktadır. Bunun manası, derin devletin onayı olmadan hükümetin hak ve özgürlüklere yönelik hiçbir adım atamayacağıdır. Bu bağlamda Ak Parti’nin bundan sonraki süreçte başörtüsü sorununu dondurması veya rafa kaldırması sürpriz olmayacaktır.

Son olarak Konya’da yaşanan yurt çökmesi olayını, “izinsiz Kur’an kursu” başlığı altında efendilerine servis eden ve çocuklarına Kur’an öğretmek için çeşitli imkânları kullanan halkımıza korku vermek isteyen kartel medyası Kur’an ile kavgalı olduğunu bir kez daha ispatlamıştır. Ancak ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar Kuran’ın yüce mesajının önüne asla geçemeyeceklerdir.  

Bir kez daha haykırıyoruz ki; başörtüsü Müslüman kadının onurudur. Allah’ın kesin emridir. Biz laik efendiler istedi diye asla Allah’ın emrinden taviz vermeyeceğiz. Mücadelemizi, gasp edilen haklarımızı geri alana kadar sürdüreceğiz.

Bizler kokuşmuş sistem ile çok yönlü hesaplaşmadığımız sürece, sistem içi oyunların figüranı olmaya devam edeceğiz. Müslüman halkımıza düşen asli görev; Kur’an ve sünneti merkeze alan bir düşünce ve yaşama biçimini şiar edinerek, batılı değerlere teslim olmayan bireysel ve toplumsal bir kimlik ortaya koymaktır.

Öncelikle kendimizi amellerimiz açısından bir samimiyet testine tabi tutarak; zilleti ve edilgenliği reddedelim. Direniş kültürünü kuşanarak izzeti ve etkenliği şiar edinelim.

Ne mutlu iman elbisesini giyerek hayatına direnişi hakim kılanlara!

SAKARYA ADALET GİRİŞİMİ BAŞÖRTÜSÜ PLATFORMU ADINA; DİRİLİŞ SAATİ DERGİSİ   

<p><font face="verdana,geneva" size="2"></font></p><font face="verdana,geneva" size="2">Derin devleti oluşturan unsurlar arasında devam eden Ergenekon m&uuml;cadelesini ibretle izliyoruz. Tasfiye edilen grubun ger&ccedil;ekleştirdikleri veya planladıkları eylemler ve ortaya &ccedil;ıkan sonu&ccedil;ların vahameti; bize T&uuml;rkiye&rsquo;deki egemen g&uuml;&ccedil;lerin ne denli cani ve zalim olduklarını g&ouml;stermektedir. Ancak unutulmaması gereken &ouml;nemli bir ger&ccedil;ek de; derin devlet i&ccedil;indeki &ccedil;ekişmenin, derin devletin bir tarafını oluşturan ergenekon &ccedil;etesinin &ccedil;&ouml;kertilmesi şeklinde sonu&ccedil;landığıdır. Bu tasfiyenin taşeronluk ihalesi h&uuml;k&uuml;mete verilmiştir. Tasfiye projesini tasarlayan ve uygulatan unsurların M&uuml;sl&uuml;man halka bakış a&ccedil;ısının tasfiye edilenleri aratmayacak &ouml;l&ccedil;&uuml;de problemli olduğu da bilinmesi gerekli &ouml;nemli bir husustur. </font><p><font face="verdana,geneva" size="2">T&uuml;rkiye&rsquo;deki egemen sınıfların h&acirc;kimiyetine dayalı yapı değişmediği s&uuml;rece, huzur ve refahın gelmesi hayal olacaktır. Nitekim G&uuml;ng&ouml;ren&rsquo;deki hain katliamın, egemenlerin b&uuml;y&uuml;t&uuml;p geliştirdiği cinayet &ouml;rg&uuml;tlerinden biri tarafından ger&ccedil;ekleştirildiği hepimizce malumdur. Bu g&ouml;z&uuml; d&ouml;nm&uuml;ş canilerin kaos yaratmak adına kadın &ccedil;ocuk demeden b&ouml;yle bir katliamı ger&ccedil;ekleştirmiş olmaları, ne denli acımasız ve zalim taşeron cinayet şebekeleri ile karşı karşıya olduğumuzu ortaya koymaktadır. </font></p><p><font face="verdana,geneva" size="2">Bu haftanın sıcak g&uuml;ndemi bilindiği &uuml;zere Ak Parti&rsquo;nin kapatılması ile ilgili Anayasa Mahkemesi&rsquo;nin kararı idi. Anayasa Mahkemesi&rsquo;nin iktidar partisinin kapatılmaması y&ouml;n&uuml;nde karar alması halkın iradesinin tecellisi y&ouml;n&uuml;nden sevindiricidir. Ancak bu karar ile Ergenekon davası ve Amerikan menfaatleri arasında ne t&uuml;r bir bağıntı olduğu ve bu bağıntıdan ortaya &ccedil;ıkacak sonu&ccedil;lar t&uuml;m T&uuml;rkiye halkı tarafından merakla beklenmektedir. Anayasa Mahkemesi&rsquo;nin kapatmama kararının akabinde Ak Parti&rsquo;nin i&ccedil; ve dış politikada Amerika&rsquo;nın taleplerine &ccedil;ok daha uyumlu bir &ccedil;izgide y&uuml;r&uuml;yeceğine dair ciddi endişeler bulunmaktadır. </font></p><p><font face="verdana,geneva" size="2">H&uuml;k&uuml;met &uuml;yeleri ve cumhurbaşkanı tarafından yapılan ilk a&ccedil;ıklamalarda, h&uuml;k&uuml;metin gelecek d&ouml;nemde derin devlet tarafından bi&ccedil;ilen elbiseyi giyeceği anlaşılmaktadır. Bunun manası, derin devletin onayı olmadan h&uuml;k&uuml;metin hak ve &ouml;zg&uuml;rl&uuml;klere y&ouml;nelik hi&ccedil;bir adım atamayacağıdır. Bu bağlamda Ak Parti&rsquo;nin bundan sonraki s&uuml;re&ccedil;te baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; sorununu dondurması veya rafa kaldırması s&uuml;rpriz olmayacaktır. </font></p><p><font face="verdana,geneva" size="2">Son olarak Konya&rsquo;da yaşanan yurt &ccedil;&ouml;kmesi olayını, &ldquo;izinsiz Kur&rsquo;an kursu&rdquo; başlığı altında efendilerine servis eden ve &ccedil;ocuklarına Kur&rsquo;an &ouml;ğretmek i&ccedil;in &ccedil;eşitli imk&acirc;nları kullanan halkımıza korku vermek isteyen kartel medyası Kur&rsquo;an ile kavgalı olduğunu bir kez daha ispatlamıştır. Ancak ne kadar &ccedil;ırpınırlarsa &ccedil;ırpınsınlar Kuran&rsquo;ın y&uuml;ce mesajının &ouml;n&uuml;ne asla ge&ccedil;emeyeceklerdir.&nbsp;&nbsp; </font></p><p><font face="verdana,geneva" size="2">Bir kez daha haykırıyoruz ki; baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; M&uuml;sl&uuml;man kadının onurudur. Allah&rsquo;ın kesin emridir. Biz laik efendiler istedi diye asla Allah&rsquo;ın emrinden taviz vermeyeceğiz. M&uuml;cadelemizi, gasp edilen haklarımızı geri alana kadar s&uuml;rd&uuml;receğiz. </font></p><p><font face="verdana,geneva" size="2">Bizler kokuşmuş sistem ile &ccedil;ok y&ouml;nl&uuml; hesaplaşmadığımız s&uuml;rece, sistem i&ccedil;i oyunların fig&uuml;ranı olmaya devam edeceğiz. M&uuml;sl&uuml;man halkımıza d&uuml;şen asli g&ouml;rev; Kur&rsquo;an ve s&uuml;nneti merkeze alan bir d&uuml;ş&uuml;nce ve yaşama bi&ccedil;imini şiar edinerek, batılı değerlere teslim olmayan bireysel ve toplumsal bir kimlik ortaya koymaktır. </font></p><p><font face="verdana,geneva" size="2">&Ouml;ncelikle kendimizi amellerimiz a&ccedil;ısından bir samimiyet testine tabi tutarak; zilleti ve edilgenliği reddedelim. Direniş k&uuml;lt&uuml;r&uuml;n&uuml; kuşanarak izzeti ve etkenliği şiar edinelim.</font></p><p><font face="verdana,geneva"><font size="2">Ne mutlu iman elbisesini giyerek hayatına direnişi hakim kılanlara!<br /><br /></font><font size="2">SAKARYA ADALET GİRİŞİMİ BAŞ&Ouml;RT&Uuml;S&Uuml; PLATFORMU ADINA; DİRİLİŞ SAATİ DERGİSİ</font><font size="2">&nbsp;&nbsp;&nbsp;</font></font></p>
16 yıl önce
Yorumlar
[İlk yorum yapan siz olun]
133ee7bccfbc3347efa5687ccd2ead31@