152. Basın Açıklaması

Başörtüsü Platformu 152. Basın Açıklaması

Toplumsal ve siyasal alanda sahnenin yeniden düzenlediği bir süreçten geçiyoruz. Halk üzerinde şiddet ve korku egemenliği kuranların imtiyazları el değiştiriyor. Eski statüko sahipleriyle yeni iktidar taliplileri arasında ciddi bir mücadele yaşanıyor. AK Parti’ye açılan kapatma davasından çıkan karar, dengelerin Kemalist seçkinlerinin aleyhinde geliştiğinin bir göstergesidir. Fakat bu kararı sevinçle karşılayanlar önemli bir kararı atlamaktadır. O karar da, başörtüsüne üniversitelerle sınırlı özgürlük girişimini Anayasa Mahkemesi’nin iptal etmesidir.

Anayasa Mahkemesi, mevcut kanunları delip başörtüsü değişikliğini iptal ederek, Meclis’in yetkilerine ortak olmuştur. Egemenler, yüksek yargı ile halka açıkça şu mesajı vermiştir: “Halkın egemenliği içi boş bir slogandır. Siz seçme ve seçilme hakkınızı kullanın ama yönetim hakkı benimdir ve ancak benimle uzlaştığınız oranda bu yetkiyi paylaşabiliriz!” Başörtüsünü yasaklayarak İslâmî bir hayat tarzına asla geçit vermeyeceğini kesinkes ortaya koyan egemenler, AK Parti’yi kapatmayarak uzlaşı kapısını aralamak zorunda kalmıştır.

Meclis üzerindeki askerî vesayet sürerken ve Anayasa Mahkemesi AK Parti’yi önce suçlu ilân edip sonra az bir cezaya mahkûm ederken iyimser bir tablo ortaya koyanlar halkı kandırmaya çalışmaktadır. Oysaki Ergenekon davası ortaya koymaktadır ki, ülkeyi taşeron militer örgütler sarmıştır. Kemalist zihniyet komitacı geleneğini sürdürmektedir ve bu zihniyet henüz kendi içinde köklü bir değişim yaşamamıştır. O halde askerî vesayetle işleyen Kemalist sistem gerçeğiyle yüzleşmek kaçınılmazdır. Darbeci gelenekle hesaplaşmadan, küçük uzlaşılarla ortaya çıkan tablolara aldanmamak gerekir! Bugün Ergenekon tasfiye edilebilir fakat onu üreten sistem ve ideoloji ayakta kaldığı sürece, yarın yeni bir Ergenekon’un ortaya çıkmayacağını kim garanti edebilir?
<font face="verdana,geneva" size="2">Meclis &uuml;zerindeki asker&icirc; vesayet s&uuml;rerken ve Anayasa Mahkemesi AK Parti&rsquo;yi &ouml;nce su&ccedil;lu il&acirc;n edip sonra az bir cezaya mahk&ucirc;m ederken iyimser bir tablo ortaya koyanlar halkı kandırmaya &ccedil;alışmaktadır. Oysaki Ergenekon davası ortaya koymaktadır ki, &uuml;lkeyi taşeron militer &ouml;rg&uuml;tler sarmıştır. Kemalist zihniyet komitacı geleneğini s&uuml;rd&uuml;rmektedir ve bu zihniyet hen&uuml;z kendi i&ccedil;inde k&ouml;kl&uuml; bir değişim yaşamamıştır. O halde asker&icirc; vesayetle işleyen Kemalist sistem ger&ccedil;eğiyle y&uuml;zleşmek ka&ccedil;ınılmazdır. Darbeci gelenekle hesaplaşmadan, k&uuml;&ccedil;&uuml;k uzlaşılarla ortaya &ccedil;ıkan tablolara aldanmamak gerekir! Bug&uuml;n Ergenekon tasfiye edilebilir fakat onu &uuml;reten sistem ve ideoloji ayakta kaldığı s&uuml;rece, yarın yeni bir Ergenekon&rsquo;un ortaya &ccedil;ıkmayacağını kim garanti edebilir?</font>
Ergenekon’daki tutuklamalarla yetinenler, AK Parti’nin kapatılmamasıyla meselenin hallolduğunu sananlar, Haziran’da deşifre olan “Lahika-1” i ne çabuk unuttu? Kışla tipi bir toplum mühendisliği ürünü olan Lahika-1’de muhalif unsurların ve “irtica” olarak gösterilen İslâmî kesimlerin hizaya getirilmesi planlanıyordu. “İrtica ile mücadele”nin daha stratejik ve profesyonelce yürütülmesi amaçlanıyordu.

İktidar sahipleri Kemalist modelden vazgeçtiklerini ilân etmediklerine ve başörtüsü yasağı halen sürdüğüne göre, demek ki sistem içindeki ayarları bundan sonra daha ince yapmaya özen gösterecekler! YAŞ kararları gibi tartışmaya sebep olan ihraçlar yerine farklı yöntemler izlenecek. Hükümet ise taşıdığı muhafazakâr kimliği bu yeni Kemalist zihniyet ile sürekli uzlaştırmak zorunda kalacak. Nasıl ki Ergenekon davası ile Kemalist zihniyet “ılımlı” hale getiriliyorsa, AK Parti’nin temsil ettiği zihniyet de “ferdî dindarlık” ve “ılımlı İslâm” fikrine alıştırılacaktır!
<font face="verdana,geneva" size="2">Ergenekon&rsquo;daki tutuklamalarla yetinenler, AK Parti&rsquo;nin kapatılmamasıyla meselenin hallolduğunu sananlar, Haziran&rsquo;da deşifre olan &ldquo;Lahika-1&rdquo; i ne &ccedil;abuk unuttu? Kışla tipi bir toplum m&uuml;hendisliği &uuml;r&uuml;n&uuml; olan Lahika-1&rsquo;de muhalif unsurların ve &ldquo;irtica&rdquo; olarak g&ouml;sterilen İsl&acirc;m&icirc; kesimlerin hizaya getirilmesi planlanıyordu. &ldquo;İrtica ile m&uuml;cadele&rdquo;nin daha stratejik ve profesyonelce y&uuml;r&uuml;t&uuml;lmesi ama&ccedil;lanıyordu. <br /><br />İktidar sahipleri Kemalist modelden vazge&ccedil;tiklerini il&acirc;n etmediklerine ve baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; yasağı halen s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;ne g&ouml;re, demek ki sistem i&ccedil;indeki ayarları bundan sonra daha ince yapmaya &ouml;zen g&ouml;sterecekler! YAŞ kararları gibi tartışmaya sebep olan ihra&ccedil;lar yerine farklı y&ouml;ntemler izlenecek. H&uuml;k&uuml;met ise taşıdığı muhafazak&acirc;r kimliği bu yeni Kemalist zihniyet ile s&uuml;rekli uzlaştırmak zorunda kalacak. Nasıl ki Ergenekon davası ile Kemalist zihniyet &ldquo;ılımlı&rdquo; hale getiriliyorsa, AK Parti&rsquo;nin temsil ettiği zihniyet de &ldquo;ferd&icirc; dindarlık&rdquo; ve &ldquo;ılımlı İsl&acirc;m&rdquo; fikrine alıştırılacaktır!</font>

İşte tam böyle bir zamanda Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu olarak herkesi mevcut tabloyu doğru okumaya ve derhal tutarlı bir tavır almaya davet ediyoruz. İktidar nimetlerinden faydalanabilmek için kimliklerinden, değerlerinden ve taleplerinden vazgeçenlerin yapacağı uzlaşı ancak ve ancak zillet getirir! Başörtüsünü İslâmî kimlikten tecrit ederek içi boş bir din anlayışını ve hâkimlerin hoş görebilecekleri bir kimliği Müslüman mahallesine pazarlamaya çalışanların oyunu bozulmak zorundadır!

Bu hafta değinmek istediğimiz bir diğer konu ise; Hürriyet’in Adapazarı’na gelen trenine ilişkindir. Hürriyet’in kurnaz pazarlamacıları, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin ilânı ile gazetenin 60. yılı arasında asılsız ve tamamen zorlama eseri bir irtibat kurmaktadır. Logosunun altında faşistçe bir slogan yazan Hürriyet’in “evrensel insan hakları” ile hiçbir ilgisinin olmadığını ispatlamak için, 28 Şubat sürecindeki çabası ve başörtüsüne özgürlük girişiminde attıkları “411 el kaosa kalktı” manşeti yeter de artar bile!

<p><font face="verdana,geneva" size="2">İşte tam b&ouml;yle bir zamanda Sakarya Adalet Girişimi Baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; Platformu olarak herkesi mevcut tabloyu doğru okumaya ve derhal tutarlı bir tavır almaya davet ediyoruz. İktidar nimetlerinden faydalanabilmek i&ccedil;in kimliklerinden, değerlerinden ve taleplerinden vazge&ccedil;enlerin yapacağı uzlaşı ancak ve ancak zillet getirir! Baş&ouml;rt&uuml;s&uuml;n&uuml; İsl&acirc;m&icirc; kimlikten tecrit ederek i&ccedil;i boş bir din anlayışını ve h&acirc;kimlerin hoş g&ouml;rebilecekleri bir kimliği M&uuml;sl&uuml;man mahallesine pazarlamaya &ccedil;alışanların oyunu bozulmak zorundadır!</font></p><p><font face="verdana,geneva" size="2">Bu hafta değinmek istediğimiz bir diğer konu ise; H&uuml;rriyet&rsquo;in Adapazarı&rsquo;na gelen trenine ilişkindir. H&uuml;rriyet&rsquo;in kurnaz pazarlamacıları, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi&rsquo;nin il&acirc;nı ile gazetenin 60. yılı arasında asılsız ve tamamen zorlama eseri bir irtibat kurmaktadır. Logosunun altında faşist&ccedil;e bir slogan yazan H&uuml;rriyet&rsquo;in &ldquo;evrensel insan hakları&rdquo; ile hi&ccedil;bir ilgisinin olmadığını ispatlamak i&ccedil;in, 28 Şubat s&uuml;recindeki &ccedil;abası ve baş&ouml;rt&uuml;s&uuml;ne &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k girişiminde attıkları &ldquo;411 el kaosa kalktı&rdquo; manşeti yeter de artar bile!</font></p>

Toplumsal meselelerde bugüne kadar sadece Kemalist azınlığın sesi olan, İslâm’ı karalamak için her türlü rezilliği sergileyen, Müslümanları tahkir etmek için en ufak bir fırsatı kaçırmayan Hürriyet’in bugün şehrimize gelen trenle oynayacağı oyunlara kanmadığımızı belirtmek istiyoruz. Ve Sakarya halkına, başörtümüze dil uzatanların ve her gün İslâmî kimliğimize saldıranların sergilediği bu ikiyüzlülüğe prim verilmemesi çağrısı yapıyoruz.

Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu Adına
Ribat Eğitim Vakfı Adapazarı Şûbesi

<p><font face="verdana,geneva" size="2">Toplumsal meselelerde bug&uuml;ne kadar sadece Kemalist azınlığın sesi olan, İsl&acirc;m&rsquo;ı karalamak i&ccedil;in her t&uuml;rl&uuml; rezilliği sergileyen, M&uuml;sl&uuml;manları tahkir etmek i&ccedil;in en ufak bir fırsatı ka&ccedil;ırmayan H&uuml;rriyet&rsquo;in bug&uuml;n şehrimize gelen trenle oynayacağı oyunlara kanmadığımızı belirtmek istiyoruz. Ve Sakarya halkına, baş&ouml;rt&uuml;m&uuml;ze dil uzatanların ve her g&uuml;n İsl&acirc;m&icirc; kimliğimize saldıranların sergilediği bu ikiy&uuml;zl&uuml;l&uuml;ğe prim verilmemesi &ccedil;ağrısı yapıyoruz. <br /><br /></font><font face="verdana,geneva" size="2">Sakarya Adalet Girişimi Baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; Platformu Adına<br />Ribat Eğitim Vakfı Adapazarı Ş&ucirc;besi</font></p>
152. Basın Açıklaması
152. Basın Açıklaması
16 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]
1a95b0ae6622be24388d3bd2a5874fa7@