Bu zaman kipi; geçmişten başlayıp şimdiye kadar süren, ilerleyen aksiyon veya halleri açıklamaya yarar. Genellikle, bir olayın cereyan ettiği süreyi, müddeti (duration) vurgular. Bu nedenle, genellikle aktivitenin ne kadar zamandır devam etmekte olduğunu bildiren zaman edatlarıyla birlikte kullanılır.
1.Geçmişten bugüne kadar süren faaliyetler:
Bir hareket geçmişte başlamış ve şu ana kadar devam etmiş ise, bu tense kullanılır.
Mesela; for ten minutes (10 dakika süreyle),
iki hafta için, üç haftalığına, since Monday (Pazartesiden bu yana) bu kiple kullanılabilir.
Örnekler:
I have been working in this company for 12 years. Bu şirkette 12 yıldır çalışıyorum (çalışmaktayım).
We have been teaching at SAÜ since last year. Biz geçen yıldan beri SAÜ’de öğretiyoruz.
2.Şimdiye kadar veya konuşma anına kadar sürmüş olan mükerrer (tekrar eden) aksiyonlar:
He has been calling me every day. O beni her gün arıyor.(aramakta.)
We have been watching television. Biz televizyon seyrediyoruz(seyretmekteyiz).
3.Konuşmacının daha önceki bir hareketin doğurduğu durumdan şikayetçi olduğu veya bir tenkitte bulunduğu haller:
Who has been talking? Kim konuşuyor (konuşmakta).
I have been waiting for you all day. Bütün gün seni bekliyorum (beklemekteyim).
4.Geçici faaliyetleri anlatırken:
Geçici (temporary) aksiyonlar ve devamlı yapılması zaten olanaksız hareketler bu zaman kipinin doğal kullanım alanıdır.
Örnekler:
I have been living in this area for the last 5 months.
He has been holding his breath for 2 minutes. İki dakikadır nefesini tutuyor.
5.Zamanı gösteren sözcükler olmadan:
Bu zaman kipini süre, müddet belirtmeden kullanmak mümkündür. Böyle durumlarda, present perfect continous, az zaman önce, az önce anlamını getirir. Bu anlamı kuvvetlendirmek üzere de, genellikle cümlede Recently ve Lately sözcükleri yer alır.
Örnek:
Recently, they have been working so hard. Bu sıralarda çok sıkı çalışıyorlar.
She has been eating a lot lately. Son zamanlarda çok yiyor.
6.Bu zaman kipi yapısı gereği; özellikle since, for ve ayrıca all day, all week gibi zaman gösteren kelimelerle sıkça birlikte kullanılır:
He has been playing since morning. Sabahtan beri oynuyor(oynamakta)
It has been snowing all day. Bütün gün boyunca kar yağıyor(yağmakta).
7.Bazı fiiller “ present perfect continous” ile kullanılamaz:
Bunlar: like(beğenmek, sevmek) love(sevmek, çok beğenmek), know (bilmek), have(sahip olmak anlamında)
Örnek : I have known him for years. Onu yıllardır tanıyorum(tanımaktayım). Doğru
Fakat, I have been knowing him for years. Yanlış
8.Bu zaman kipi (istisnalar hariç), tüm fiillerin negatif hallerinde kullanılabilir.
We haven’t been talking to each other for days. Birbirimizle günlerdir konuşmuyoruz.
She has not been smoking since a year ago. Bir yıl öncesinden beri sigara içmiyor.
Present Continous ile Present Perfect Continous Farkı:
2. derste gösterildiği gibi, Present Continous, tam o anda yapılan hareketi gösterir. Örneğin,
I am talking now. Şimdi konuşuyorum.
He is sleeping at the moment. Şu an uyuyor.
Halbuki, present perfect continous, bir faaliyetin süresini, müddetini belirtir. Ayrıca, hareket geçmişte başlamıştır. Örneğin:
I have been talking for two hours. İki saattir konuşuyorum.
You have been waiting since morning. Sabahtan beri bekliyorsun.
Present Perfect ile Present Perfect Continous Farkı:
“Present Perfect Continous” bir hareketin devam etmekte olduğunu ve tekrarlandığını vurgular. Halbuki, present perfect kipinde bir hareket sadece bir kez veya belirli sayıda yapılmış ve tamamlanmıştır.
Şayet bir aksiyonun sonucuna odaklanmak istiyorsak, “ present perfect” kullanırız. Ama süreç üzerine odaklanmak istersek, "present perfect continous" daha uygundur. Bu zaman kipindeki “continous”(devamlılık) unsuru statik olan değil, ilerleyen durumlara işaret eder.
Present Perfect tamamlanmış aksiyonu ve onun bugünü, şimdiyi etkileyen sonuçlarını, Present Perfect Continous ise, hareketin müddetini açıklar.
Sayı, miktar belirtilen tamamlanmış bir olay anlatılırken, “present perfect” kullanılır.
Örnek :
I have been reading a book. Bir kitap okuyorum(okumaktayım).
Ama,
I have read 40 pages of the book. Kitabın 40 sayfasını okudum.