Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Ortaçağ Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Demirci, eğitim sistemindeki tarihi dönemler ve kategorilerin Avrupalılar tarafından geliştirilen kavramlara dayandığını söyledi.
Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesince Kültür ve Kongre Merkezi\'nde düzenlenen 3. Uluslararası Tarih Eğitimi Sempozyumu\'nda konuşan Demirci, tarih kitaplarında yer alan Taş, Demir ve Tunç Devri gibi kavramların Tevrat\'tan devşirme olduğunu öne sürdü.
Ortaçağ meselesinin Türkiye\'de hala ideolojik ayrışmanın ürünü olduğunu savunan Demirci, konunun dinle akılcılığın, laiklikle İslam\'ın, modernlik ve gelenek arasındaki siyasal kutuplaşmayla ideolojik çarpışmanın entelektüel tartışmanın mihenk noktalarından biri olduğunu kaydetti.
Demirci, karanlık Ortaçağ\'ın Türkiye\'deki aydın insanlar tarafından bile çok ucuzca, harcıalem kullanılan dil haline geldiğini belirterek, "Günümüzde kendine \'aydın\' diyen birçok kişi anlamadığı konuyla ilgili \'bu mesele bizi karanlık çağa götürür\' diye yorum yapıyor" şeklinde konuştu.
Tarihin zaman dilimine serpilmiş, milyonlarca olayın tasnif edilmesiyle başladığını aktaran Demirci, insan beyninin zamanı tasnif ederek, olayları zamanla bütünleştirerek anlamlandırabileceğini kaydetti.
"Kendi tarihimizi yazmalıyız"
Demirci, birtakım kategoriler, şablonlar ve modeller icat ederek milyonlarca olayın tanımlanabildiğini dile getirerek, "Bu dönemsel ayrışmayı, ortak kültürel değerler, bölgeler ve dinler belirler. Mesela çağlar taksimini yaparken herkes kendine göre ayrım yapmış. Her toplum kendisi için önemli olan olayı milat yapmış. Tarihte bir kategori icat etmek, bir dönem tanımlaması yapmak basit bir şey değildir. Bu, bizim zihin dünyamızın dışa vurumudur" ifadesini kullandı.
Demirci, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bizim Türk eğitim sisteminde özellikle tarih ders kitaplarının bu anlamda mutlak suretle Avrupa merkezci kuramlardan, kategorilerden, şablonlardan, görsellerden temizlenmesi gerekir. Kitaba konulacak küçük bir resim çocukların hafızasında çok derin etkiler bırakacaktır. Eğitim sistemimizde kullandığımız bütün tarihi dönemler, kategoriler bütünüyle Avrupalılar tarafından geliştirilmiş kavramlara dayanıyor. Eski-Antik-Yunan-Orta Çağ-Yeni-Yakın Çağ, feodalite, burjuvazi, Rönesans gibi bir sürü Avrupa kaynaklı tanımlamalar, okuttuğumuz tarih kitaplarında mevcuttur. Kendi tarihimizi yazmalıyız. Biz bu kavramları kendi tarihimizdeki karşılıklarını icat etmeden, onları görmeden bu meseleleri idrak edemeyiz."