FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in "darbe mesajı" olarak değerlendirilen haki cübbeyle vaaz verdiği görüntülerin yayınlandığı 21 Mart 2016'da, darbe girişiminin ardından Akıncı Üssü civarında yakalanan "örgütün sivil imamları" Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Nurettin Oruç ve Hakan Çiçek'in de darbe toplantısı için ABD'de olduklarını tespit etti.
"FETÖ'NÜN SİVİL İMAMLARI" OLDUKLARI BELİRLENDİ
Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimiyle ilgili soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, darbe girişiminin "kilit ismi" Adil Öksüz'ün, sahte kimlikle açılan 4 telefon hattını tespit etti.
Darbe girişiminin bastırılmasının ardından, darbecilerin komuta merkezi olarak kullandıkları Akıncı Üssü çevresinde 5 sivil kişi gözaltına alındı. Bunlardan Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edilen Adil Öksüz, sulh ceza hakimliği sorgusu sonunda serbest bırakılırken, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edilen Kemal Batmaz, Harun Biniş, Nurettin Oruç ve Hakan Çiçek tutuklandı.
Sonraki süreçte bu isimlerin, "FETÖ'nün sivil imamları" oldukları belirlendi.
Soruşturmayı derinleştiren başsavcılık, bu kişilerin yurt dışına çıkış ve yurda dönüş kayıtlarını analiz etti. Sonuçta, Biniş dışındaki şüphelilerin Ocak, Mart ve Haziran 2016'da, aynı tarihlerde FETÖ elebaşı Gülen'in ikamet ettiği ABD'de bulunduğu ortaya çıktı.
ŞÜPHELİ YURT DIŞI SEYAHATLERİ
Buna göre, "sivil imamların" darbe hazırlıkları kapsamında değerlendirilen ilk seyahatleri Aralık 2015'te gerçekleşti.
Hakan Çiçek 28 Aralık, Adil Öksüz ve Nurettin Oruç 31 Aralık 2015'te İstanbul Atatürk Havalimanından yurt dışına çıktı.
Kemal Batmaz'ın ise hem 31 Aralık 2015 hem de 1 Ocak 2016'da Atatürk Havalimanından çıkış kaydı bulunuyor. Başsavcılık kaynaklarına göre 31 Aralık 2015'te çıkış için gümrükten geçen Batmaz, daha sonra bilinmeyen bir sebeple geri döndü ve ertesi gün (1 Ocak 2016) yurt dışına çıktı.
Bunlardan Öksüz 4 Ocak, Oruç ve Batmaz 5 Ocak, Çiçek ise 6 Ocak 2016'da yurda döndü. Esenboğa Havalimanından Türkiye'ye giren Oruç dışındakiler, dönüşte ise Atatürk Havalimanı kullandı.
BİRER GÜN ARAYLA DÖNDÜLER
Yine Çiçek 8 Şubat, Oruç 10 Mart, Batmaz 12 Mart, Öksüz ise 17 Mart 2016'da, Atatürk Havalimanından yurt dışına çıktı. Öksüz 21, Oruç 22, Batmaz 23, Çiçek ise 24 Mart 2016'da yurda döndü. Esenboğa'ya inen Oruç dışındakiler, dönüş için Atatürk Havalimanını kullandı.
Hakan Çiçek 21 Nisan 2016'da gittiği değerlendirilen ABD'den, 16 gün sonra, 7 Mayıs 2016'da döndü.
Batmaz 30 Mayıs, Çiçek 19 Haziran, Öksüz ve Oruç ise 20 Haziran 2016'da yurt dışına çıktı.
Oruç ve Batmaz 24 Haziran, Çiçek ve Öksüz 25 Haziran'da Türkiye'ye döndü.
DARBEDEN ÖNCEKİ SON ABD SEYAHATİ
Darbeden önce ABD'ye son seyahati ise Batmaz ve Öksüz gerçekleştirdi. Buna göre Atatürk Havalimanından aynı uçakla 11 Temmuz 2016'da ABD'ye giden Öksüz ve Batmaz, 13 Temmuz 2016'da da yine aynı uçakla Atatürk Havalimanından Türkiye'ye girdi.
Başsavcılık, şüphelilerin cep telefonlarına ilişkin HTS kayıtları üzerindeki incelemelerini sürdürüyor. Adil Öksüz de sahte kimlikle açılan ve "patates hat" olarak da adlandırılan dört telefon numarası tespit edildi.
Oruç'un bazı ABD seyahatlerini Frankfurt üzerinden gerçekleştirdiği belirlendi. Ücretinin 2 bin 500 lira olduğu tespit edilen Oruç, savcılık sorgusunda, "ABD'ye film festivaline gittiğini" ileri sürdü.
Öte yandan, darbeci subayların yurt dışına çıkışlarına ilişkin analiz çalışmaları ile darbe gecesi gerçekleştirilen uçak, kule, kayıt özellikli telefonların çözümleri ile radar kayıtlarının incelenmesi de sürüyor.
"SİVİL İMAMLAR" KİM?
Adil Öksüz: Darbe girişiminin ardından en çok ismi geçen kişi. 15 Temmuz'a kadar Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde öğretim üyesi olan Öksüz, darbe girişiminin ardından Akıncı Üssü civarında polis tarafından yakalandı ve Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığına götürüldü. Savcının tutuklanmasını talep ettiği Öksüz, Sulh Ceza Hakimliğindeki sorgusu sonucunda adli kontrolle serbest bırakıldı ve o günden sonra ortadan kayboldu. Darbe girişiminde rol aldığına dair ifadeler bulunan ve "kilit isim" olarak değerlendirilen Öksüz, İçişleri Bakanlığının "aranan teröristlere" ilişkin listesinde, Fetullah Gülen ile birlikte "kırmızı kategori"de bulunuyor.
Kemal Batmaz: FETÖ soruşturmaları kapsamında kayyuma devredilen Kaynak Holding bünyesindeki şirkette birkaç yıl çalıştıktan sonra Kaynak Kağıt A.Ş'ye geçti. Birkaç yıl burada çalışmasının ardından şirketin genel müdürü oldu. Bu görevinden 2015'in ilkbahar aylarında ayrılarak, emlak şirketi kurdu. Darbe girişimi sonrasında Akıncı Üssü civarında yakalanınca, "arsa bakmaya gittiğini" ileri sürdü. 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü'nde kaydedilen görüntüleri bulundu. Görüntülerde, 143. Filo'nun koridorlarında gidip gelen ve bazı odalara giren Batmaz'a, rütbeli bir askerin baş selamı verdiği ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, halen tutuklu bulunan Batmaz'ın kurduğu emlak şirketinin hiçbir alım-satım ve kiralama işlemi yapmadığını belirledi.
Hakan Çiçek: Anafartalar Kolejinin sahibi. Darbeye iştirak eden çok sayıda subayın çocuğu burada eğitim görüyordu. Bir ifadede "Kurmay Subaylar abisi" olduğu savunuluyor. Halen tutuklu bulunuyor.
Nurettin Oruç: FETÖ bünyesindeki bir dershanede öğretmenlik yaptığı, ardından Milli Eğitim Bakanlığına geçerek, Diyarbakır'a öğretmen olarak atandığı belirlendi. Memuriyetten 2015'te istifa eden Oruç, 2 bin 500 lira maaşla bir film şirketinde çalışmaya başladı. Akıncı Üssü civarında yakalanınca, "hayvan yetiştiriciliğiyle ilgili belgesel çekimi için görüşme yapmaya gittiğini" ileri süren Oruç, Sincan Cezaevinde bulunuyor.
Harun Biniş: Darbe girişiminden sonra Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu bünyesine alınan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının (TİB) eski çalışanı. Darbe girişimi gecesi saat 03.00 sıralarında Akıncı Üssü koridorlarında olduğu da güvenlik kamerası kayıtlarıyla tespit edildi. Bilişim konularından anlaması nedeniyle olası teknik sorunlara karşı darbe gecesi üste bulunduğu değerlendiriliyor. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde, devlet büyüklerinin kullandığı kriptoluların da arasında bulunduğu telefonların usulsüz dinlenmesi davasının sanıkları arasında yer alıyor. Hakkında arama kaydı bulunması nedeniyle darbe girişimi öncesinde diğer şüpheliler gibi yurt dışına çıkamadığı belirtiliyor.