Anadolu Üniversitesi (AÜ) Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın, açık öğretim öğrencilerinin, başarı kriterlerini tutturması durumunda okuduğu bölümden herhangi bir örgün eğitime geçiş yapabileceğini bildirdi.
Atandığı Rektörlük görevine 1 Ocakta başlayan Prof. Dr. Aydın, Yunusemre Yerleşkesi'ndeki konuk evinde basın mensuplarıyla bir araya geldi.Prof. Dr. Aydın, öğrencisi olduğu üniversiteye rektör olarak hizmet verecek olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, 41 yıldır içinde bulunduğu AÜ'de rektör yardımcıları Prof. Dr. Meryem Akoğlan Kozak, Prof. Dr. Hasan Mandal, Prof. Dr. Naci Gündoğan ve Prof. Dr. Nüvit Oktay il birlikte yönetim çalışmalarında bulunacağını, boş olan bir rektör yardımcılığına da ileride ihtiyaç olması durumunda atama yapılacağını söyledi.
Saydamlık, hesap veren ve soran, paylaşan ve kentle bütünleşen bir yönetim felsefesiyle hizmet vereceklerini kaydeden Prof. Dr. Aydın, şöyle konuştu:
''Bu yönetim değişikliğini bayrağın devri, nöbet değişimi olarak görüyoruz. Üniversitenin bu bayrağını daha ileri taşıma gayreti içinde olacağız. Geçmişten gelen bu anlayışı ileri seviyeye taşımak istiyoruz. Bizden önce görevde olan Prof. Dr. Fevzi Sürmeli ve önceki yöneticilere şükranlarımızı sunmak istiyoruz. AÜ bir değerdir, Türkiye'nin kalbidir. Ülke için çok önemli bir yüksek öğrenim kurumudur. Açıköğretim öğrencisi ile örgün öğrencisiyle çalışanlarımızın sayısı ve eş ve çocuklarıyla 1,5 milyon nüfuslu bir ailedir. Bu aslında iki Eskişehir nüfusu demektir. Türkiye'deki yüksek öğretim öğrencisinin yüzde 47'si öğrencimizdir. Bunun bilinci içinde yönetim uygulamalarımız sürdürülecektir. Hedefimiz gerek parasal imkanları ve organizasyonları gerekse bilgi birikimi ve insan gücüyle adeta uyuyan dev olan AÜ'yü Türkiye'nin ve dünyanın en önde gelen üniversitelerinin arasında parlayan bir yıldız yapmaktır. Bu iddiayla yola çıktık.''
Prof. Dr. Aydın, bir gün Türk üniversitesinden akademisyenlerin de Nobel ve benzeri uluslararası ödülleri alacağını belirterek, ''Bu bizden olmalıdır. Bu bize onur verir. Bu anlayış içindeyiz. Yeniden yapılandırma çalışmalarını bu anlayış içinde götüreceğiz. Çalışan üreten paylaşan arkadaşlarımızın önünü açacağız'' dedi.
Öğrencilerin sosyal problemleri ve eğitimleriyle yakından ilgileneceklerini söyleyen Prof. Dr. Aydın, şöyle devam etti:
''Bunu önemsiyoruz. Çünkü onlar varlık nedenimiz. Eğer öğrencileri sahiplenmezsek, bize emanet edilen bu çocuklar, ailelerine uyuşturucu ve alkol bağımlısı olarak dönebilir, bir bölümü teröre, bir bölümü de ahlak dışı yollara gidebilir. Eğer öğrencileri sahiplenmezsek, gelecek yıllarda Eskişehir çok büyük öğrenci olaylarına aday bir kent olabilir. Bugünkü huzurlu ortamı kaybedebiliriz. Bizlere düşen görev, onların özel ve devlet yurtları gibi sorunlarıyla yakından ilgilenmektir. Bu öncelikli projelerimizden biridir.''
AÜ'nün 500 Milyon Lirası
Prof. Dr. Aydın, Rektörlük seçimi sürecinde YÖK ile görüştüklerini belirterek, şöyle konuştu:
''Bize hep 'diğer üniversiteler de iş yapacaklar ama para yok, sizde ise para var, ancak performansınız düşük' diye soruldu. Buna mümkün olduğunca cevaplar vermeye çalıştık. Bu sürecin sonunda AÜ'nün 500 milyon liralık kaynağının 250 milyon lirası Maliye Bakanlığına 250 milyon lirası da diğer yeni kurulan üniversitelere kullandırılmak üzere YÖK'e verildi. Şöyle düşünün bilgisayarlarınızı her sabah saat 09.00'da açıyorsunuz. SAY 2000 denen bir program sayesinde kimin elinde ne kadar para var, o görülüyor. AÜ de bunlar içinde yer alıyor. Şimdi bu yapı içinde bir gün size derler ki 'ya bu parayı kullan ya da ver'. Para ne yazık ki gitti. Biz bundan sonra para vermek istemiyoruz.Sonbaharda 'parayı verin' demelerinin önüne geçmek için yoğun bir şekilde yeni projelerin hazırlığını yapıp bu kaynakları yeni projelere bağlamak istiyoruz. Biz bir daha para veren yönetim olmak istemiyoruz.''
Açık Öğretim Üniversitesi
AÜ Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın, 31 Aralık 2009 itibariyle 1 milyon 320 bin açık öğretim öğrencisinin kayıt yenilediğini bildirdiği konuşmasında, şunları kaydetti:
''Bunun için de çok değişik programlar yürütüyoruz. Türkiye'nin ve kamunun ihtiyaçları, toplumun beklentilerini, teknolojik gelişmeleri ve dünyadaki model üniversiteleri de dikkate alarak açık öğretimi, yeniden yapılandırma sürecinin içine sokuyoruz. Bu süreçte bilgi teknolojilerini, interneti olabildiğince kullanacağız, programlarımızı güncelleyip gözden geçireceğiz. Bunları yaparken de kapsamlı bir değişikliğe ihtiyaç var. Ölçme ve değerlendirme ile sınav sistemlerini değiştireceğiz.
Yasal değişikliklere ihtiyaç olacak. YÖK ve TBMM ile ilişkilerimiz olacak bu konuda. Artık 1,5 milyon öğrenciye ulaşacağı görülen bir süreçte dünyadaki İngiltere, Çin ve Hindistan'daki açık öğretim normlarını yakalamak istiyoruz. Buralardaki yöntem ve teknolojileri kullanıp açık öğretimi çok daha etkin ve verimli hale getirmek istiyoruz.''
Prof. Dr. Aydın, örgün öğretimden açık öğretime geçiş olduğunu, ancak açık öğretimden örgün öğretime geçiş olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''YÖK ile yaptığımız toplantılara bağlı olarak lisans yatay geçiş yönetmeliğinde değişiklik yapıldı. Sanırım gelecek birkaç ay içinde bu çıkacak. Artık açık öğretim öğrencisi, başarı kriterlerini tutturması durumunda okuduğu bölümden herhangi bir örgün eğitime geçiş yapabilecek. Örneğin işletmeden, İktisadi ve İdari Bilimlere, edebiyata veya eğitime gidebilecek. Bu devrim niteliğinde bir uygulamadır. Açık öğretim öğrencisinin önünü açma uygulamasıdır. Önümüzdeki dönemlerde mevzuatlarımızı buna uygun hale getireceğiz. Açık öğretime gelen öğrenciye artık açıktan mezun olacaksın durumu ortadan kalkacak. Başarılı öğrencilerin açık öğretimde önünü açacağız. Kimse sanmasın ki üniversiteyi kazanamayanlar açık öğretime gidiyor. Hayır bu sistemin içinde son derece başarılı öğrenciler var. Bundan sonra da gelecektir. Bu başarılı öğrencileri açık öğretime çekmek istiyoruz.''
Açık Öğretim Öğrencisine Burs
Bunun yanında açık öğretim öğrencisi için üniversite sınav kılavuzunda yapılacak değişiklikle burs vereceklerini bildiren Prof. Dr. Aydın, şunları söyledi:
''Biz onlara sınırlı sayıda da olsa örgünde olduğu gibi bizi tercih ettikleri takdirde burs uygulamalarından yararlanma imkanı vereceğiz. Yani yeni bir açık öğretim süreci başlıyor. Bu uluslararası normlara oturtulacak. Bu bağlamda çalışacağız. YÖK'de de bu anlamda bir komisyon var, onun içinde olacağız. 6 üniversite uzaktan eğitime giriyor. Bazı alanları onlara bırakacağız. Güçlü olan alanlarda biz olacağız.''
Prof. Dr. Aydın, ''Her işi yaparım'' mantığıyla bir kurumun başarılı kılınamayacağını savunarak, ''Bu anlayış içinde diğer uzaktan eğitim yapan üniversitelerle işbirliği yapacağız. Bizdeki birikimi kimsenin yakalama şansı yok. Ancak bizim katkımız olacak. Açık öğretim, başarılı olduğumuz sürece hiçbir yere gitmez. Bu kentimizin ve üniversitemizin bir parçasıdır'' dedi.
Hiçbir Birim Kapatılmayacak
Prof. Dr. Aydın, bir gazetecinin ''AÜ'nün vitrini Radyo A, TV A, Anadolu Haber, Tiyatro Anadolu ve Senfoni orkestrasının kapanacağı yönünde bazı dedikodular var'' demesi üzerine, üniversitenin vakıfları ve bunların şirketlerinin bir süredir tasfiye sürecine girdiğini bildirdi. Prof. Dr. Aydın, şöyle devam etti:
''Artık vakıf ve şirket yok. İki kaynağımız var. Bunun biri bütçe, diğeri Açıköğretim Döner Sermayesidir. İkisi de resmidir. Bu sistemin içinde bütün faaliyetlerinizi hukuksal bir temele oturttuğunuz takdirde bütçeden ve döner sermayeden para ödersiniz. Artık bir talep geldiğinde 'vakıftan veya şirketten öde' der konumunda değiliz. Önceki rektörler Prof. Dr. Engin Ataç da Prof. Dr. Fevzi Sürmeli de bu konumda olmadı. Giderek daraldı. Öyle olunca bu tür faaliyetlerin sürdürülebilirliği sorunu ortaya geldi. Senfoni orkestrasının bütün elemanlarının konservatuvar çatısı altına girmesi lazım. Televizyon ve diğer yayınlar için de iletişim bilimleri fakültesinin çatısı altına girmesi lazım. Dolayısıyla sistemin içinde hukuksal zemini olmayan birimleri bu zemin içine sokmaya çalışıyoruz. Yeni bir performans uygulamasına geçiyoruz. Her birimin performansını ölçmemiz lazım. Bunun için de o faaliyetleri ilgili birimin içine koymanız gerekiyor. Böyle olunca bazı sıkıntılar doğal olarak geliyor. Kesinlikle hiçbir birimi kapatma niyetinde değiliz ama onların faaliyetlerini yasal zeminde finanse edebilecek bir hukuksal düzenleme içindeyiz. O arkadaşlarımız da ilgili birimin şemsiyesi altında faaliyetlerini sürdürecekler.''