Adabİilim okulları tarafından tertip edilen Yedinci Oğul şiir akşamlarının ikincisi geçtiğimiz akşam Serdivan Belediyesi konferans salonunda gerçekleştirildi. Katılımın yoğun olduğu salonda geç gelen misafirler programı merdivenlerde izlemek durumunda kaldı.
Edebiyatımıza eşsiz eserler kazandıran şairlerimizin en güzel şiirlerinin liseli öğrenciler tarafından yorumlandığı geceye il emniyet müdürü Osman Babadağı, İl Milli Eğitim Müdür yardımcısı Oğuzhan Özkan , Kültür ve Turizm il müdürü Hüseyin Yorulmaz, il orman bölge müdürü Okan Kurşun, il müftüsü İlyas Serenli, Hizmet-iş sendikası il başkanı ve programda yorumlanan “yorgun” şiirinin şairi Yusuf Şahin’in de aralarından bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. Okul velilerinin de yoğun ilgi gösterdiği salonda boş yer kalmadı.
Nasıl olsa geç başlar
Program ile ilgili en çok merak edilen konuların başında davetiyelerde yer alan programın başlama saatinin neden 19:42 olduğu ile ilgiliydi. Okul yetkililerinden aldığımız bilgiye göre programın bu saate başlamasının nedeninin insanlarda vakit disiplinine dikkat çekmek olduğunu belirttiler.
Genel müdür Ahmet Özen’in konuşmasında şunları belirtti;
“Kalabalık şehirlerde yalnızız”
“iletişimin zirve yaptığı bir çağda dünyanın bir ucundan haberdarken yanı başımızdaki komşumuzdan ses gelmiyor. Akraba ilişkilerinin yok olmaya yüz tuttuğu, aile içi ilişkilerin odalara hapsedildiği bir zamandayız. Kalabalık şehirlerde yalnız yaşıyoruz.”
“Kültüründen kopmuş bir nesil”
İnanç, kültür ve yaşam tarzlarımızdan kopartılmış bir nesil, Anadolu yerine Avrupa’yı, batıyı örnek alıyor. Dedesinin yamalı pantolonunu giymekten ar duyan gençlerimiz, moda uğruna batılının paramparça kotlarını giymekten haz duyuyor.
Kitaplar Yeraltına Gömülü
Ellerinde kitap yerine akıllı(!) telefon taşıyan, aklını ve şuurunu kaybetmiş gençlik okumak yerine seyretmeyi tercih ediyor. En işlek caddeleri kafeterya, Oyun bayileri ve fast foodlar işgal etmiş. Kitaplar yer altı çarşısına gömülü. Sonuç; Okumayan, düşünmeyen, sorgulamayan bilginin peşinden koşmayan kendinden bi haber şuursuz bir gençlik oluşturulmak isteniyor.
Şuursuz Bir Gençlik
Okumayan, düşünmeyen, sorgulamayan bilginin peşinde koşmayan kendinden bi haber şuursuz bir gençlik oluşturulmak isteniyor. İşte tamda bu noktada öğrencilerimiz, Necip Fazıl’ın diliyle tüm gençlere haykırıyorlar. “Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak” ve Yunus’umuza kulak veren gençlerimiz “İlim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır” dizeleriyle hepimizi kendimize aslımıza dönmeye çağırıyorlar” dedi.
…Eve dön! Şarkıya dön! Kalbine dön!...
Bu bir şiir programı değil adeta şuur pogramı. Ayaklarımız, Anadolunun mümbit topraklarına sağlam basıp kendimize dönme programı. Sezai Karakoç’un, İsmet Özel’in, Y. Kemal’in, Pir Sultan Abdal’ın, Erdem Beyazıt’ın seslerine ses verip sesimizi, sözümüzü yükseltme gök kubbede hoş bir seda bırakma programı.
Gözyaşı olmayan, kan kokmayan bir dünya!
Biz batının altı oğlunu yuttuğu değişmek istemeyen yedinci oğlunu batıda gömdürdüğü ecdadın sekizinci çocuğuyuz. Kendi topraklarımızdan yeniden dirilip yeni bir dünyayı biz inşa edeceğiz. Gözyaşı olmayan kan kokmayan. Bu aşk düştü bir kere gönlümüze. “Divane aşık gibi” geleceğiz. Ümitsiz değiliz. Unutmayın “birazdan gün doğacak”
Büyük Şairler, Unutulmaz şiirler
Programın başlaması birlikte Abdrurrahim Karakoç’tan, Yahya Kemal Beyatlı’ya Mehmet Akif Ersoy’dan İsmet özel’e kadar Edebiyatımıza eşsiz eserler kazandıran şairlerimizin unutulmayan ve hafızalarımıza kazınan en güzel şiirleri öğrenciler tarafından yorumlandı.
İstanbul’dan sürpriz ziyaret
Yedincioğul şiir akşamlarında gecenin ilk şiiri olan yorgun şiirinin yazarı şair Yusuf Şahin sürpriz yaparak programın ilerleyen saatlerinde programa dahil oldu ve izleyenlere kısa bir selamlama konuşması yaptı.
Seni de vururlar bir gün ey acı!
Programın ilerleyen dakikalarında okul öğretmenlerinden Süleyman Akyüzlü’nün Ferman Karaçam’ın Acı şiirini yorumladığı anlarda izleyenler duygulu anlar yaşadı ve bir kısmının gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü.
Ayrıca milli şair Mehmet Akif’in Safahat’ında dile getirdiği “çocukları için tencerede taş kaynatan fakir bir kadının Hz. Ömer ile aralarında geçen ve bir devlet başkanını derinden sarsan o müthiş buluşma” tiyatro gösterisi yapılarak geceye farklılık kattı.
Ah yalan dünya…
Şiir dolu gecede zaman zaman türkülerde söylendi. Üyelerinin tamamının öğrencilerden oluşan orkestranın başarı ile icra ettiği eserlere, öğretmen ve öğrencilerden oluşan solistler eşlik etti. Bu görüntüsüyle Adab İlim okulları birlik ve beraberliğin en güzel örneğini de sergilemiş oldular.
Yedincioğul ismi nereden geliyor?
Adabilim okulları yedincioğul şiir akşamları isminin ilham kaynağı Sezai Karakoç’un Masal adlı şiiridir. Adabilim okulları o şiirde geçen yedinc oğul’u temsil eder. Ve o yedincioğul şöyle seslenir;
…
Batılılar !
Bilmeden
Altı oğlunu yuttuğunuz
Bir babanın yedinci oğluyum ben
Gömülmek istiyorum buraya hiç değişmeden
…
Dikkatle takip ettiler
Yaklaşık 2,5 saat süren program boyunca seyirciler dikkatle şiirleri dinledi ve zaman zaman söylenen türkülere eşlik ettiler. Velilerin ve misafirlerin büyük beğenisi kazanan program hatıra fotoğraflarının çekilmesi ile son buldu.