15 Temmuz Darbe Girişimi’ndeki rolü sebebiyle gündemde olan ve FETÖ’ünün Hava Kuvvetleri İmamı olduğu belirtilen Adil Öksüz’ün, Doktora tezi ortaya çıktı.
Milli Gazete'nin yayınladığı tez, çarpıcı ifadelerle dolu.
FETÖ’nun ‘Hava Kuvvetleri imamı’ olduğu öne sürülen Adil Öksüz’ün 2003 yıllında yazdığı doktora tezinden şok bilgiler çıktı. Fethullah Gülen’in dine ağır tahripler verdiği, ‘Dinlerarası Diyalogları’ tezine aktaran hain Öksüz, “Ceza Hükümleri Açısından Tevrat ve Kur’an” adlı tezinde, Kuran-ı Kerim’de kullanılan üslubun bugünün Yahudi ve Hıristiyanları için kullanılmasının şart olmadığını öne sürüyor.15 Temmuz Darbe Girişimi’nde, Akıncı 4.Ana Jet Üstünde darbeyi komuta eden ve darbe püskürülmesinden sonra yakalanıp, serbest bırakıldıktan sonra yurtdışına kaçan Adil Öksüz’ün, 2003 yılında Sakarya Üniversitesi’nde yazdığı tez ortaya çıktı. Öksüz’ün tez danışmanlığını yapan kişide kamuoyunun yakından tanıdığı, ‘Kuran-ı Kerim, İncileştiriliyor’ tartışmasıyla gündem gelen Prof. Dr. Suat Yıldırım’ın olması dikkat çekti. Müslüman düşmanı olarak bilinen ve Türkiye’nin Ermenistan’a soykırım yaptığını savunan İsreal Drapkin’nin eserlerinden fazlaca yararlanan Öksüz, 276 sayfa olan tez çalışmasında Tevrat’a vakıf olup, Kuran-ı Kerim’e vakıf noktasında çelişkiler yaşaması bir başka ilginç ayrıntı olarak göze çarptı.
İŞTE HAİNİN TEZİNDEKİ O ÇARPIK MUKAYESE
“Burada şunu ifade edelim ki, Kur’an’da Yahudiler ve Hristiyanlar’dan bahsedilirken Kur’an’ın tavrı şahıslara değil, yanlış davranış, yanlış düşünce ve gerçek karşısında ayak direyip düşmanlık üretme ve tasvip edilemeyecek daha değişik sıfatlara karşı olmuştur. Bu sıfatlara karşı çok daha sert ifadeleri bizzat Tevrat’ta görmek mümkündür. Kur’an-ı Kerim’de Hıristiyanlık ve Yahudilik hakkında kullanılan ifadelerin çok sert olduğu söylenir. Oysaki geçmiş dönemlerde, belli Hıristiyan ve Yahudi gruplarının apaçık gerçek karşısında gösterdikleri inat, ayak direme ve düşmanlığı ifade için Kur’an’ın kullandığı aynı üslup, bugünün Yahudi ve Hıristiyanları için de kullanılacak diye bir şart, bir mecburiyet söz konusu olmayabilir. Bu ayetlerin Kur’an ayetleri olduğu kesindir. Fakat o ayetlerin ilk günden bu yana bütün Yahudileri içine aldığı kesin değildir. Dolayısıyla her hadiseyi kendi şartları ve konumu içinde değerlendirmemiz ve bugünkü davranışlarımızda da bugünkü tavırları esas almamızın gerekli olduğu söylenebilir”
TEZDE DİNLERARASI DİYALOG SAFSATASI İSE ŞÖYLE İŞLENMİŞ
Doktora tezinde Yahudi ve Hristiyanlık güzellemesi ile yetinmeyerek Hocası Fethullah Gülen’in izinden giden hain Öksüz, Dinlerarası Diyalog göndermesinde bulunmayı da ihmal etmemiş. İşte tezdeki o bölüm;“Özellikle ulaşım ve haberleşme alanlarındaki ilerlemeler insanların, geçmiş dönemlere göre birbirileri ile daha çabuk ve daha hızlı bir şekilde iletişim kurmalarına ve etkileşimlerine neden olmuştur. Bunun en çarpıcı örneklerinden birini, din müntesipleri arsındaki diyalogun oluşturduğu söylenebilir. Bu bakımdan böyle bir diyalogun gündemde olduğu bir dönemde her iki semavi dinin kitapları içinde yer alan ortak bir konunun, karşılaştırmalı bir şekilde incelenmesinin ayrı bir önemi olacağı kanaatindeyiz”