Hekim ihtiyacından bahseden Bakanlık bu gün itibari ile 4 bin hekimi, hekimlik görevleri dışında çalıştırıyor. 4 bin hekim hekimlik yapmıyor. Almış olduğu eğitimle hiç alakası olmayan konularda idarecilik görevi yapıyor. Bunun hiçbir şekilde akıl ve mantıkla izahı yoktur.
Bu sistem, sağlık hizmetinin vatandaş için vaz geçilemeyecek bir hak olarak görmeyen bir anlayışın ürünüdür. Vatandaşına ihtiyacı kadar eşit ve ücretsiz sağlık hizmetinden faydalanması yerine, paran kadar sağlık anlayışına mecbur eden bir sistemdir.
Aile Hekimliği Sisteminde sağlık hizmeti sunan Hekiminden, Hemşiresine, ATT’sine, Ebesine ve Sağlık Memuruna kadar tüm sağlık çalışanları Aile Hekimliği Çalışanlarıdır. Bu arkadaşlarımızın görev ve sorumlulukları yönetmeliklerle önceden belirlenmiştir.
Şimdi sağlık bakanlığı tabir caizse oyun başladıktan sonra kural değiştirmektedir. Başta birinci basamak sağlık hizmeti sunmakla görevlendirilen aile hekimliği çalışanları oldubittiye getirilmek istenen uygulamalarla iş yükleri artırılmakta ve çalışma şartları ağırlaştırmak istenmektedir. Sistem içinde sağlık hizmeti sunan arkadaşlarımızın işlerini engelleyecek ve moral motivasyonlarını bozacak uygulamalara ilk önce sağlık bakanlığı itiraz etmelidir.
Aile Hekimliği sisteminde, Bakanlığın kendi belirlediği rakamlara göre bu gün için 4 bin Aile Hekimine ihtiyaç var. Yine Bakanlığın hesaplarına göre de 7 bin Aile Sağlığı Çalışanına ihtiyaç vardır.
Bu ne demektir? Bu gün aile hekimliği sisteminde sağlık hizmeti veren aile hekimleri kendi görevlerinin dışında ekstra 4 bin aile hekiminin daha işini yapıyor demektir.
Bu aynı zamanda mevcut aile sağlığı çalışanı arkadaşlarımızın kendi işi dışında 7 bin aile sağlığı çalışanının daha işini yapıyor demektir.
Onca iş yükünün yanında resmi evrak ve bürokratik işler dayanılmaz hale gelmiştir. Yetmezmiş gibi Bakanlık, aile hekimliği çalışanlarını değişik zamanlarda anketör gibi de çalıştırmak istemektedir.
Biz de buradan diyoruz ki, Sayın Bakan; çalışanlar sizden dayatma değil, sorunlarına çözüm üretmenizi bekliyorlar. Sizden; şiddete karşı çözüm, fiili hizmet zammı yani yıpranma payı, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, daha itibarlı ve güvenceli bir çalışma ortamı bekliyorlar. Bu bir ulufe değil çalışanların hakkıdır. Tüm sağlık çalışanları sizden haklarını talep ediyorlar. Sen onlara milletin duasını referans gösteriyorsun, sen milletin duasına da mı ipotek koydun.
Sivil toplu örgütleri eylem ve etkinliklerini, sorunlara karşı kulağı sağır, gözü kör olmuş ama yetkili makamlarla oturanları uyarmak ve harekete geçirmek için kamuoyu oluşturma adına yaparlar.
Sayın Bakan! Gel bu inattan vazgeç. Bu işi muhatapları ile görüş. Ben yaptım oldu, ben emrettim siz yapacaksınız anlayışı bu çağda geçerliliğini yitirmiştir. Aba altından sopa göstermek anlayışı ile ortaya koyduğunuz 20 ceza puanı bizi kararlılığımızdan vazgeçiremez. Bu ceza puanı işinden vazgeçin. Bunların bizi yıldıracağını zannederseniz yanılırsınız.
Aile hekimliği çalışanlarının da sesini duy. Onların da bir ailesi olduklarını düşün. Onların da dinlenmeye ve aileleri ile zaman geçirmeye hakları olduğunu unutma. Onların acil hekimi değil aile hekimliği çalışanları olduğunu hatırla.
Sayın Bakan sorumluluk makamında olanlar, sorunlarının çözümünü sorunun kaynağında aramalıdırlar. Sorunun çözümü başkalarının iş yükünü artırmak, çalışma şartlarını ağırlaştırmak ve çalışanların moral-motivasyonunu bozmak değildir.
Aile hekimliği çalışanları olarak kararlı tutum ve davranışlarınızda vereceğiniz mücadelede Türk Sağlık-Sen olarak biz sonuna kadar sizlerin yanınızdayız. Yapacağımız eylem ve etkinliklerde beraber istişare halinde olacağız.
Yapacağımız eylem ve etkinliklerde kamuoyu desteğini de alacak hizmet sunduğumuz insanların da desteğini alacağız.