Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın AK Parti'nin kapatılması istemiyle açtığı davada karara vardı: AK Parti kapatılmayacak, ancak Hazine yardımından 1/2 oranında yoksun bırakılacak.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, "6 arkadaşımız kapatılması yönünde oy kullanmış, 5 arkadaşımızdan 4'ü Hazine yardımından yoksun bırakılması sonucuna varmış, 1 kişi de reddedilmesi gerektiği sonucuna ulaşmıştır. Bütün bunlardan 6 arkadaşımızın kapatılma, 4 arkadaşımızın da Hazine yardımından yoksun bırakılması kararını birlikte düşündüğümüzde siyasi partiye Hazine yardımından yani son yıl aldığı hazine yardımının 1/2 oranında yoksun bırakılmasına karar verilmiştir" dedi.
Partinin kapatılması için 11 asıl üyeden en az 7'sinin oyu gerekiyordu.
Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi'nin 3 gündür süren görüşmelerinin ardından davayla ilgili kararı açıkladı.
Kılıç: "Bu partiye ciddi bir ihtar kararı çıkmıştır"
Kararı açıkladıktan sonra "ciddi bir ihtar kararı çıkmıştır" yorumunu yapan Kılıç, "Ben bu sonucun çok iyi tahlil edileceğine, değerlendirileceğine, analiz edileceğine ve ilgili siyasi partinin buradan alması gereken mesajı alacağı temennisinde bulunmak istiyorum. Burada kapatma kararı çıkmamıştır. Anayasa'daki bu sayıyı, yani 7 sayısını tutturamamış olmasından dolayı kapatma kararı çıkmamıştır ama bu kararın sonucunda bu partiye bir ihtar kararı çıkmıştır, ciddi bir ihtar kararı çıkmıştır. Bu sonucun değerlendirileceğini ve gereğinin de yapılacağını umut ediyorum, tahmin ediyorum" dedi.
Siyasileri eleştirdi
Kılıç, siyasilere parti kapatma davalarıyla ilgili eleştirel mesajlar verdi.
Gerek Anayasa Mahkemesi'nin, gerek demokrasinin bu tür davalarda ciddi sıkıntılar çektiğini söyleyen Kılıç, "Parti kapatılmasından kimsenin mutlu olduğunu söyleyemeyiz" diye konuştu.
Parti kapatılması konusunda çağdaş, demokratik ülkelerle olan beraberliği sağlamak adına Anayasal ve yasal değişikliklerin yapılmadığı eleştirisinde bulunan Kılıç, bu konunun sadece kapatma davaları açıldığında gündeme geldiğini ve ciddi bir biçimde tartışıldığını belirtti.
Kılıç, "Oysa bunun böyle olmaması gerekir. Siyasi parti kapatma davaları daha açılmadan ilgili siyasi partilerimizin bir uzlaşma içerisinde bu konuda yapılması gereken değişikliklerin yapmasını arzu ederdik. Ama maalesef bu güne kadar pek gerçekleşmedi ve bu tartışmalar siyasi parti kapatma davaları açıldığı andan itibaren yine canlılığını kazandı" dedi.
Kılıç, "Siyasi aktörlerimize buradan seslenmek istiyoruz: Eğer bu konuda bir rahatsızlık varsa topluma ters gelen kurallar, anayasa değişiklikleri varsa bu konuda uzlaşarak bu değişiklikler süratle yapılabilmelidir" dedi.
"Biz toplum olarak hangi kesimden, hangi düşünceden, hangi inançtan olursa olsun bütün toplum katmanlarının birlikte yaşama çabasını ve şartlarını sağlamasını, bu şartların oluşmasını, bu şartların devam etmesi için elimizden gelen gayreti göstermemiz gerektiğine inanıyorum" diyen Kılıç, "Bu nedenle bundan sonra, Türkiye'nin siyasal hayatında bu gerginliği azaltma konusunda gerekli çabaların gösterileceği inancını da taşımak istiyorum" ifadesini kullandı.
Mahkemeye saldırılar
Kapatma davası ve türban davasının görülme sürecinde kimi basın organları ve köşe yazarları tarafından her türlü ahlaki ve insani değerler aşılarak çok büyük eleştirilere tabi tutulduklarını, hakaretlere maruz kaldıklarını belirten Kılıç, "Biz dışardan gelen eleştiriler, dışardan gelen baskılar sonucunda hiçbir zaman bir programlama bir planlama yapmadık, bundan sonra da yapmayacağız" dedi.
Kılıç, "Tabii bu önümüze gelen davaların gerek sosyal, gerek ekonomik gerekse siyasal boyutlardaki önemi nedeniyle biz bu davanın bir an önce sonuçlanması gerekliliğini göz ardı edemezdik" diye konuştu.
Raportör seçimi
Haşim Kılıç, davayla ilgili görevlendirmeyi yaparken davanın önemini dikkate aldıklarını belirtti.
Kılıç, "Görevlendirdiğimiz raportör arkadaşımız bu konuda deneyimli birikimli bir arkadaşımızdır. Bu nedenle de arkadaşımız çok kısa süre içerisinde bu kapatma davasıyla ilgili davasını yazdı getirdi" dedi.
Raportörün raporu tek başına hazırlamadığını da vurgulayan Kılıç, iki kişinin de kendisine refakat ettiğini kaydetti.
Raportör Osman Can'ın tercih edilme nedenine de değinen Kılıç, "Bundan önceki türban konusunda çıkan Anayasa değişikliğini arkadaşımızın incelemiş olması ve laiklik konusunun bu çerçevede çok enine boyuna kendisi tarafından incelenmiş olması nedeniyle de arkadaşımız yine laikliğin karşıtı fiillerin odağı olduğu iddia edilen partinin davasının görülmesiyle ilgili daha kolaylık sağlama adına bu arkadaşımıza verilmiştir. Arkadaşımızın tercih sebebi sadece budur. Bunun dışında herhangi bir sebep lütfen düşünmeyelim" dedi.
Kim, nasıl oy verdi?
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin laikliğe aykırı eylemlerin odağı durumuna geldiğinin tespitiyle, eylemlerinin ağırlığı da gözetilerek Anayasa'nın 69'uncu maddesinin 6'ncı fıkrası ve Siyasi Partiler Kanunu'nun 1/b maddesi gereğince temelli kapatılması istemiyle dava açmıştı.
Bu davayla birlikte 61 kişinin de siyasi yasaklı olması talep edilmişti.
Anayasa Mahkemesi heyeti, Başkan Haşim Kılıç, Başkanvekili Osman Paksüt, üyeler Fulya Kantarcıoğlu, Ahmet Akyalçın, Sacit Adalı, Mehmet Erten, Necmi Özler, Şevket Apalak, Serdar Özgüldür, Serruh Kaleli ve Ayla Perktaş'dan oluşuyor.
Davanın raportörü Osman Can da heyetin, raporla ilgili isteyeceği açıklamaları veya yöneltilebilecek soruları yanıtlamak için müzakerelere katıldı.
Anayasa'ya göre bir siyasi partinin kapatılmasına karar verilebilmesi için nitelikli çoğunluğun oyu aranıyor. Buna göre, kapatma kararı için Anayasa Mahkemesi'nin 11 asıl üyesinin en az 7'sinin oyu gerekiyordu.