Bakan Faruk Çelik'ten Açıklamalar

Sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanı Faruk Çelik, Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı'nda milletvekillerinin emekli maaşlarına yüzde 50 oranında zam yapılacağı yönündeki iddialara yönelik olarak, "Bunu ne ben kabul edebilirim ne de başbakanımız kabul edebilir" dedi.

Bakan Faruk Çelik, SGK Sakarya İl Müdürlüğü'nün yeni binasının açılışını yapmak üzere geldiği Sakarya'da Vali Hüseyin Atak'ı makamında ziyaret etti. Burada basın mensuplarının sorularını cevaplayan Çelik, Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı'nda milletvekillerinin emekli maaşlarına yüzde 50 oranında zam yapılacağı yönündeki iddialara yönelik şöyle konuştu: "Bunu ne ben kabul edebilirim, ne de Başbakanımız kabul edebilir. Alt komsiyon 1,5 aydır çalışma yapıyor. Bu konuda ki rapor bu akşam bize iletilecek. Emekliliğe yüzde 50'lik zam söz konusu değil. Biz buna olumlu bakmayız. Milletvekillerinin temsil tazminatı alması için bir düzenleme yapacağız. İki dönemdir milletvekilleri temsil tazminatı almadı."
Çelik, bir soru üzerine, Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı ile ilgili olarak şöyle konuştu: "Bakan olduğumuz günden beri Türkiye'nin örgütlü bir toplum olmasını savunduk. Örgütlü toplum kendi içinde otokontrol sistemini geliştirir. Eğer siz toplumu örgütlenmeden uzak tutarsanız tüm denetim mekanizmalarını yıkmış olursunuz ki bu çağdaş yönetim anlayışına uygun olmaz. İşçi ve işveren ilişkisini çağdaş norm düzenine getirmeliyiz. İşçinin benim işim, patronun benim işçim demesi gerekiyor. İşçilerin ve toplumun örgütlenmesini engelleyen faktörlerin kaldırılması için çalışıyoruz. Ancak mevzuatta örgütlenme konusunda ciddi engel var. Bu da işçilerin niye örgütleniyorsun diye işten atılmasını doğruyor. Bunu haksızlık olarak değerlendiriyorum. Bu nedenle bazı mevzuat düzenlemelerinin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Sosyal Güvenlik reformundan sonra istihdam paketi ve 2821 sayılı kanunda yapılacak değişiklikleri işçi ve işveren sendikalarıyla değerlendiriyoruz. Sosyal güvenlik, istihdam paketi ve çalışma hayatıyla ilgili düzenlemeleri 2008'in ilk yarısında tamamlamayı amaçlıyoruz."

Gazetecilerin yıpranma payının kaldırılmak istenmesiyle ilgili bir sorusuna ise Bakan Çelik, şöyle karşılık verdi: "Gazetecilikte teknolojik gelişmeler oldu. Bundan dolayı fiili hizmet zammı konusunda bir düzenleme yapılması gündeme geldi.
1980 ile 1970'li yıllarda yapılan gazetecilik ile şimdi yapılan gazeteciliğin şatları arasında mukayese yapılamaz şartlar vardı. Ben tipoyla gazete çıkarmış biriyim. O dönemdeki güç şartları biliyorum. Şimdi gazetecilerin çalışma saatleri ve örgütlenmeleriyle ilgili sorunlar var."

Sosyal Güvenlik Yasası'nın deve misali herkes tarafından bir yerinden tutulduğunu ifade eden Çelik, sözlerine şöyle devam etti: "Deve misali herkes bir yerinden tutup ona göre tanımlamaya çalışıyor. Bazı kesimler bu yasayı bir bütün olarak değerlendirmiyor. Bu kesim haksızlık yapıyor." Türkiye'de yeni bir sistem kurulduğunu anlatan Çelik, sözlerine şöyle devam etti: "Bu sistem Türkiye'nin gelecek 30-40 yılını ilgilendiriyor. Prim gün sayısı, yaş ve ana parametreler sanki yarın uygulamaya girecekmiş gibi konuşuluyor. Sosyal güvenlik sistemi rehabilite edilmeli. Onun için bu reform gündeme geldi. Bunu kademeli olarak gerçekleştiriyoruz. Türkiye gelişiyor, yaşam standardı gelişiyor. Bunun için sosyal güvenlikte bazı tedbirler alınmalı. Sosyal güvenlik toplumun tüm kesimini kapsamalı, biz bunun için çalışıyoruz. Vatandaş sağlıklı yaşayacak, sağlıklı bir ortamda eğitimini alacak, ama bunun da bir bedeli var. Vatandaş da, devlet de görevini yerine getirecek
. Bazı ülkeler emeklilik yaşı 65 ya da 71 olsun diye tartışıyor. Prim gün sayısı 10 bini aşmış. Tabii ki Türkiye böyle olmasın. Biz geleceği görerek emeklilik yaşını ve prim gününü yükselteceğiz."

Bakan Çelik, İstanbul Davutpaşa'daki patlamadaki son durum hakkında da bilgi vererek, "Bu iş yerleri sendikalı olsaydı böyle patlama olmazdı" dedi.
<font size="2"><font face="verdana,geneva"><strong>&Ccedil;elik, bir soru &uuml;zerine, Sosyal G&uuml;venlik Yasa Tasarısı ile ilgili olarak ş&ouml;yle konuştu:</strong> &quot;Bakan olduğumuz g&uuml;nden beri T&uuml;rkiye'nin &ouml;rg&uuml;tl&uuml; bir toplum olmasını savunduk. &Ouml;rg&uuml;tl&uuml; toplum kendi i&ccedil;inde otokontrol sistemini geliştirir. Eğer siz toplumu &ouml;rg&uuml;tlenmeden uzak tutarsanız t&uuml;m denetim mekanizmalarını yıkmış olursunuz ki bu &ccedil;ağdaş y&ouml;netim anlayışına uygun olmaz. İş&ccedil;i ve işveren ilişkisini &ccedil;ağdaş norm d&uuml;zenine getirmeliyiz. İş&ccedil;inin benim işim, patronun benim iş&ccedil;im demesi gerekiyor. İş&ccedil;ilerin ve toplumun &ouml;rg&uuml;tlenmesini engelleyen fakt&ouml;rlerin kaldırılması i&ccedil;in &ccedil;alışıyoruz. Ancak mevzuatta &ouml;rg&uuml;tlenme konusunda ciddi engel var. Bu da iş&ccedil;ilerin niye &ouml;rg&uuml;tleniyorsun diye işten atılmasını doğruyor. Bunu haksızlık olarak değerlendiriyorum. Bu nedenle bazı mevzuat d&uuml;zenlemelerinin yapılması gerektiğini d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorum. Sosyal G&uuml;venlik reformundan sonra istihdam paketi ve 2821 sayılı kanunda yapılacak değişiklikleri iş&ccedil;i ve işveren sendikalarıyla değerlendiriyoruz. Sosyal g&uuml;venlik, istihdam paketi ve &ccedil;alışma hayatıyla ilgili d&uuml;zenlemeleri 2008'in ilk yarısında tamamlamayı ama&ccedil;lıyoruz.&quot;<br /><br /><strong>Gazetecilerin yıpranma payının kaldırılmak istenmesiyle ilgili bir sorusuna ise Bakan &Ccedil;elik, ş&ouml;yle karşılık verdi:</strong> <font color="#993300">&quot;Gazetecilikte teknolojik gelişmeler oldu. Bundan dolayı fiili hizmet zammı konusunda bir d&uuml;zenleme yapılması g&uuml;ndeme geldi.</font></font></font><font size="2"><font face="verdana,geneva"><font color="#993300"> 1980 ile 1970'li yıllarda yapılan gazetecilik ile şimdi yapılan gazeteciliğin şatları arasında mukayese yapılamaz şartlar vardı. Ben tipoyla gazete &ccedil;ıkarmış biriyim. O d&ouml;nemdeki g&uuml;&ccedil; şartları biliyorum. Şimdi gazetecilerin &ccedil;alışma saatleri ve &ouml;rg&uuml;tlenmeleriyle ilgili sorunlar var.&quot; <br /><br /></font><strong>Sosyal G&uuml;venlik Yasası'nın deve misali herkes tarafından bir yerinden tutulduğunu ifade eden &Ccedil;elik</strong>, s&ouml;zlerine ş&ouml;yle devam etti: &quot;Deve misali herkes bir yerinden tutup ona g&ouml;re tanımlamaya &ccedil;alışıyor. Bazı kesimler bu yasayı bir b&uuml;t&uuml;n olarak değerlendirmiyor. Bu kesim haksızlık yapıyor.&quot; T&uuml;rkiye'de yeni bir sistem kurulduğunu anlatan &Ccedil;elik, s&ouml;zlerine ş&ouml;yle devam etti: <font color="#993300">&quot;Bu sistem T&uuml;rkiye'nin gelecek 30-40 yılını ilgilendiriyor. Prim g&uuml;n sayısı, yaş ve ana parametreler sanki yarın uygulamaya girecekmiş gibi konuşuluyor. Sosyal g&uuml;venlik sistemi rehabilite edilmeli.</font> Onun i&ccedil;in bu reform g&uuml;ndeme geldi. Bunu kademeli olarak ger&ccedil;ekleştiriyoruz. T&uuml;rkiye gelişiyor, yaşam standardı gelişiyor. Bunun i&ccedil;in sosyal g&uuml;venlikte bazı tedbirler alınmalı.<strong> Sosyal g&uuml;venlik toplumun t&uuml;m kesimini kapsamalı, biz bunun i&ccedil;in &ccedil;alışıyoruz.</strong> Vatandaş sağlıklı yaşayacak, sağlıklı bir ortamda eğitimini alacak, ama bunun da bir bedeli var. Vatandaş da, devlet de g&ouml;revini yerine getirecek</font></font><font size="2"><font face="verdana,geneva"><font color="#993300">. Bazı &uuml;lkeler emeklilik yaşı 65 ya da 71 olsun diye tartışıyor. Prim g&uuml;n sayısı 10 bini aşmış. Tabii ki T&uuml;rkiye b&ouml;yle olmasın. Biz geleceği g&ouml;rerek emeklilik yaşını ve prim g&uuml;n&uuml;n&uuml; y&uuml;kselteceğiz.&quot;<br /></font><br /><strong>Bakan &Ccedil;elik, İstanbul Davutpaşa'daki patlamadaki son durum hakkında da bilgi vererek,</strong> &quot;Bu iş yerleri sendikalı olsaydı b&ouml;yle patlama olmazdı&quot; dedi. </font></font>
16 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]
b278b4e758426883bfb3a03873adc459@