Erenler kent konseyinin belediye meclis salonunda gerçekleştirdiği 2013 yılının ilk olağan genel kurul toplantısında kamu kuruluşları, siyasi partiler ve STK temsilcilerinin yanı sıra tüm mahalle ve köy muhtarları ile bir araya geldi.
16 Mayıs 2012’de yürürlüğe giren 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi hakkındaki kanunun konuşulduğu toplantıya Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı ve aynı zamanda Erenler kent konseyi Başkanı olan Prof. Dr. Kemalettin Yılmaz başkanlık yaptı. Kent konseyi genel kurul üyelerine bu kanunla amaçlanan kentsel dönüşümün ne olduğu konusunda bilgiler veren Prof. Dr. Yılmaz, deprem öncesi yapılan binaların durumu ve kentsel dönüşüm gerçeği konulu bir de sunum yaptı.
“Deprem öncesi yapılan binalar risk altında”
Prof. Dr. Yılmaz yaptığı açıklamada, üç temel halkası olan kanunun, riskli alanlar, riskli yapılar ve rezerv yapı alanları konularında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı\'nca yürütülen bir çalışma neticesinde 5 ilde Büyükşehir Belediyelerine ve bazı ilçe Belediyelerine yetkiler verildiğini, Bakanlıkça yetkilendirilen bu belediyelerden birinin de Erenler Belediyesinin olduğu söyledi. Erenler İlçesi\'nin eski bir yerleşim yeri olması ve riskli bina yoğunluğunun fazla olması bu bölgede yapılacak dönüşümü önemli kılmakta olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yılmaz, Deprem öncesi kamu ve özel bina stokunun büyük oranda riskli olmasının nedeninin geçmiş yapı kalitesinden kaynaklandığını söyledi. Bu binaların önemli bir kısmının güncel yönetmelik hükümlerini sağlamasının zor olduğunu açıklayarak bunların büyük bir kısmının riskli bina olduğunu belirtti. Eski bina stokuna olan güvensizliğin nedenlerini örneklerle detaylandıran Prof. Dr. Yılmaz, O dönemdeki yönetmelik, malzeme, işçilik ve denetim kalitesinin yetersiz olduğunu, hazır beton teknolojisinin Ülkemize 50 yıllık bir gecikmeyle geldiğini ifade etti. Can güvenliği açısından bunların ya güçlendirilmesi veya yenilenmesi gerektiğini artık yasal bir zorunluluk olduğunu söyledi.
“Kentsel dönüşüm tarihi bir fırsattır”
Prof. Dr. Kemalettin Yılmaz, kentsel dönüşümün ülkemiz için tarihi bir fırsat olduğunu, bunun için kötü yerleşim yerlerindeki ve riskli alanlardaki hak sahiplerinin bir araya gelerek iş birliği yapmalarını ve buna belediyelerin öncülük etmesini önerdi. Kentsel dönüşüm; deprem riski taşıyan veya ekonomik, sosyal ve yapısal bakımdan çöküntü haline gelmiş yerleşim alanlarının kamusal yetki kullanılarak topyekûn iyileştirilmesi için plan, mülkiyet ve fonksiyonların yeniden düzenlenmesidir. Belediyelere bırakılan riskli alan ve rezerv yapı alanları belirleme yetkisinin olduğunu ve öncelikle bunun yapılması gerektiğini belirtti. Riskli yapı tespiti bununla bütünleştirilerek yapılmalıdır. Birleştirilmiş imar adalarında yapılacak bir planlama ile insanların hem yaşanabilir güvenli bina ve sağlıklı bir çevreye sahip olması, hem de katma değeri yüksek konutlara kavuşması sağlanmış olacaktır diye konuştu.
“Bakanlıktan söz aldık, öncelik Sakarya’nın”
Hak sahiplerinin müteahhit ve yerel yönetimlerin oluşturduğu sinerji şehrin vizyonunu da değiştirecektir. Bunun için halkın katılımının sağlanması ve buna inandırılması çok önemlidir. Başta ortaya koyacağımız iyi bir örnek çalışma çok önemlidir diyen Prof. Dr. Yılmaz Bakanlığın Sakarya’ya öncelik vereceğinin sözünü aldıklarını, bu nedenle hazırlanacak dönüşüm projeleriyle gidildiğinde şehrin 1999 sonrası yaşadığı mağduriyetin ve mahrumiyetin telafi edilebileceğini söyledi.
“Dönüşüm öncü yöneticilerin zihinlerinde başlar”
Prof. Dr. Yılmaz konuşmasının devamında, Bu konuda Hükümetin güçlü iradesi ve kararlılığı, Bakanlığın teşviki olduğu gibi bölgemiz içinde aciliyet söz konusudur. Yerel yöneticilerimizin kararını ve girişimini bekliyoruz. Hazırlığı olan yerel yöneticiler için önümüzdeki süreç potansiyel siyasi bir avantaj oluşturacak ve kendilerinin önemli bir vizyon projesi olacaktır. En kolay olan bölgeden, yani riski yüksek olan ve ekonomik ömrünü tamamlamış çöküntü haline gelmiş bölgelerden bu dönüşümü başlatmalıyız. Şehrimizin ve insanlarımızın yarınını düşünerek bugünden bu önemli projeye, iyi bir planlamayla start vermeliyiz. Dönüşüm, öncü yöneticilerin zihinlerinde başlar ve buna inandırılan halkın gönüllü katılımı ile başarılır. Unutmayalım ki her dönüşüm sancılıdır ama bunu gerçekleştirenler tarihe iz bırakırlar ve hayır dualar ile anılırlar. İnsanlarımızın güvenli konutlara sağlıklı ve yaşanabilir bir çevreye kavuşması en önemli temennimizdir diye konuşan Prof Dr. Yılmaz son olarak, Bunun dışında kamuoyunun fay hatlarıyla meşgul etmenin, medyada depremin zamanını ve şeklini tartışmanın vatandaşlarımıza hiçbir faydası olmayacaktır sözleri ile konuşmasını tamamladı.
“Artık depremden dolayı can kaybı yaşamak istemiyoruz”
Kent konseyi genel kurul toplantısına katılan Erenler Belediye Başkanı Cavit Öztürk yapmış olduğu açıklamada şunları söyledi, Türkiye’nin en önemli meselelerinden biri olarak görülen kentsel dönüşüm Erenlerde bizler için çok daha fazla önem arz etmektedir. 17 Ağustos 1999 ‘da asrın felaketi olarak adlandırdığımız. Marmara depremini bu şehirde hep beraber yaşayarak gördük. Binlerce can kaybına uğradık ve biz artık bu şehirde depremden dolayı canlarımızı kaybetmek istemiyoruz. Gelecek nesillerimizin daha sağlıklı mekânlarda yetişmesi ve yaşamasını istiyoruz. Gelecekteki nesillerimizin bizleri hayır duaları ile anmaları rahmet okumaları için onlara depremin acı sonuçlarını yaşatmamalıyız, onların yaşayabileceği sağlıklı mekânlar oluşturmak zorundayız bunun için hepimize büyük görevler düşmektedir.
“Herkesin bu işe destek verip risk alması gerekmekte”
İlçedeki Kamu Kuruluşları, Siyasi partiler ve STK Temsilcileri ile birlikte Erenler Kent Konseyi çatısı altında bir araya geldiklerini söyleyen Başkan Öztürk. Bu konuda Erenlerde kafa yorabilen herkesin bu işe elvermesi, destek verip risk alması gerekmekte ve hatta kaçınılmazdır. Bu ilçe hepimizin ve gelecekte bu ilçede yaşayacak olan çocuklar hepimizin, bu anlamda kentsel dönüşümün başarıya ulaşmasında hepinizin üzerine büyük görevler düşmektedir dedi.
“Dönüşüm olayını siyasetin dışına çıkartalım”
Başkan Öztürk konuşmasının devamında, kentsel dönüşüm olayını siyasetin dışına çıkartarak, fırsatçıları eleminize edecek şekilde toplumda duyarlılığın artırılarak, toplum tarafından talebin oluşturulması gerekmektedir. Hepimizin bu konuya daha hassas şekilde eğilmesi ve olayı sürüklemesi gerekmektedir. Kent konseyi olarak hep birlikte taşın altına elimizi koymalıyız ki, 17 Ağustos 1999 depremindeki gibi insanlarımızın, canlarımızın hayatını kaybettiği ve milyarlarca liraya mal olan travmalardan kurtulabilelim, bir daha asla o kıyamet günü gibi acıları yaşamayalım diye söyledi.
“Eleştiri hakkınız her koşulda saklı olmak kaydıyla destek çıkın”
Başkan Öztürk, “Eğer bizler, burada bir araya gelen ilçemizin önemli kurum ve kuruluşlarının temsilcileri olarak bu anlamda üzerimize düşenleri yerine getirmez bu konuyu siyasi malzeme yaparsak, bu kentsel dönüşüm başarısızlığa uğrarsa unutmayalım ki, olası bir depremde yine en çok üzülen, yüreği yanan, malından mülkünden olan sadece yine bizler oluruz. İlçemizin ve çoluk çocuğumuzun geleceği için kentsel dönüşüme karşı olma yerine, eleştiri hakkınız her koşulda saklı olmak kaydıyla, sonuna kadar destek çıkın. Demokrasiler ile idare edilen ülkelerde vatandaşa rağmen hiçbir şey yapılamaz bu sebeple ve bu noktada kent konseyinin önemi ortaya çıkmaktadır. Bu işi hakkıyla, yorulmadan, bıkmadan, vatansever bir şekilde halka anlatmamız, benimsetmemiz, kabullendirmemiz, gönüllülük boyutunu yakalamamız lazım. Fırsatçıları, açıkgözlüleri, art niyetli insanları eleminize etmemiz lazım. Bu bizim olmazsa olmazımızdır.” diye seslenerek konuşmasını tamamladı.