Sakarya Barosu Başkanı Av. Zafer Kazan ve Aydın Barosu Başkanı Av. Gökhan Bozkurt, Radyo Mega’da Şebnem Eriş’in, Şebnemle Hayata Dair Programına konuk oldular.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesi katıldıkları programda, Baro Başkanları Av. Zafer Kazan ve Av. Gökhan Bozkurt kadın ve hukuka dair uzun süre konuşulacak tespitlerde bulundular.
Baro Başkanlarının samimi açıklamaları ve dinleyicilerin yoğun mesajlarıyla katıldıkları programda Sakarya Barosu Başkanı Av. Zafer Kazan şöyle konuştu;
KADIN HAKLARI CUMHURİYETİMİZİN DARBOĞAZIDIR!
“Belirtmeliyim ki kadın hakları konusunda konuşacak iki erkek baro başkanı olmak çok anlamlı. Öncelikle bizler bu konuda öncülük etmeli kadınlarımızın hakkını hem hukukçu olarak hem de karşı cins olarak artık bizler de savunmalıyız. Her alanda dayanışma içinde, omuz omuza mücadele ettiğimiz kadınlarımızla hak ve savunma noktasında sesimiz artık daha gür çıkmalı” dedi.
Kadın hakları konusunun ülkemizin en büyük sıkıntıları arasında olduğuna dikkat çeken Başkan Kazan, bu durumu aşılması gereken bir “darboğaz” olarak nitelendirirken: “İmkansızlıklar içinde verdiğimiz Kurtuluş Mücadelesi sonunda kurduğumuz Türkiye Cumhuriyeti ile kadın hakları konusunda yasal anlamda pek çok Avrupa ülkesinden önce yol almış olmamıza rağmen maalesef uygulama noktasında tıkandığımız konuların başında geliyor. Ülkemizin büyümesi ve gelişmesi için öncelikle bu darboğazı genişletmeliyiz.”dedi.
Demokrasinin uygulanması için kadın erkek eşitliğinin her anlamda sağlanması gerekliliğine vurgu yapan Başkan Kazan şöyle devam etti;
KADIN DEMOKRASİNİN ANAHTARIDIR
Kız erkek fark etmez, insanların üstündeki en büyük ve en görünmez etki annelerin etkisidir. Halk dilinde ne denir; kenarına bak bezini al, anasına bak kızını al…Tevfik Fikret de şöyle der; Kızlarını okutmayan toplumlar, oğullarını manevi öksüzlüğe mahkum ederler. Eğer nitelikli oğullar dürüst insanlar toplumu yaratmak istiyorsak okuyan düşünen çalışan mutlu ve özgür düşünceli kadınlara ve annelere ihtiyacımız var. Mutlu olmayan bir anne mutluluk mayasını nasıl verebilir çocuklarına! Mutluluk zor iştir. Başarılı olabilirisiniz ama mayanıza mutluluk katılmamışsa hiçbir zaman mutlu olamazsınız! Bu sebeple mutlu kadınlar toplumu olmadan mutlu insanlar ülkesi olmamız imkânsızdır.
KADINSIZ TOPLUMUN ERKEKLERİ YARIM ERKEKTİR!
Demokrasi Türkiye’de sadece siyasal bir rejim olarak tanıtılır, öyle söylenir. Oysa demokrasi sadece siyasal bir rejim değildir, aynı zamanda toplumsal bir kültür dokusudur. Yani şunu demek istiyorum; memleket erkek erkeğe kahvehaneleri ile dolu, bilmem kaç milyon kahvehane erkeği evinde bir Drakula iken “halkın halk tarafından yönetimi” “halkın erkek çocuklar tarafından yönetimi” olarak ortaya çıkar ve nüfusun yarısını oluşturan kadınları, sessiz bir kaplumbağa sürüsü gibi, düşünce, istek ve eleştiri üretiminin dışında tutar.
Daha özetle şöyle söylemek isterim; kadın nüfusuna hak tanımayanların elde edecekleri haklar da tek gözlü tek kollu tek bacaklı insanların atletizm yarışmalarında kazanabilecekleri başarı kadar olur. Kadınlarımızın okuma düşünme çalışma mutlu olma ve özgür olma hakları ellerinden alınmasaydı ne sıkıntılarımız bu kadar uzun süreli olurdu, ne de insan malzememiz bu kadar fireli olurdu.
KADINA VURULAN TOKAT TOPLUMUN RUHSAL DOKUSUNU HANÇERLİYOR!
Bir toplumda bilmem kaç milyon kadın sille tokat dövülüyorsa ve bu durum üstünde durulmayacak kadar herkese doğal geliyorsa, o toplumun siyasal kararların çok ötesinde yığınla derdi var demektir. Ve dahası, sille tokat dayak yiyen bu kadınların yetiştirdiği çocuklar bilinçaltına sinmiş bir kinin ne zaman ortaya çıkacağı belli olmayan gaddarlığın katılığını taşırlar. Dövülüp duran milyonlarca kadın ve onların yetiştirdiği kuşaklar içinde her türlü hastalığı taşıyan birer kahvehane erkeği olacaktır.
Milyonlarca kadınımızın suratında patlayan yumruklarla, minicik yavruların yüzlerine şaklayan şamarlar aslında toplumun ruhsal dokusunu hançerlemekte ve yakınıp durmakta olduğumuz kavgaların mimarlığı yapmaktadır.
Mutsuz kadınların yetiştirdiği mutsuz çocuklar ne mutlu çevreler kurabilirler, ne de mutlu bir toplum…
Sakarya Barosu Başkanı Av. Zafer Kazan radyo programının sonunda ise oldukça iddialı bir cümle sarf etti.
KADIN MÜLKÜN TEMELİDİR!
Hukuk için demokrasiye demokrasi için mutlu insanlara mutlu insanlar için mutlu kadınlara ihtiyacımız var çünkü “Kadın Mülkün Temelidir.”
Sohbet havasında ve dinleyici mesajlarının da okunduğu radyo programında Aydın Barosu Başkanı Av. Gökhan Bozkurt da önemli açıklamalarda bulundu;
Kadınlara şiddet uygulayan kişiler için mahkemelerce verilen ceza indirimlerine değinen Aydın Barosu Başkanı Av. Gökhan Bozkurt;
HUKUK BİLİYOR HUKUK KONUŞUYORUZ
“Hukuk, hak demek en başta yaşama hakkını savunmak gerek kadınların. Mahkemelerde takım elbise giydi diye ceza indirimi alan katiller tecavüzcüler var. Biz hukuk biliyoruz hukuk konuşuyoruz. Bu kararları verenler neye dayanarak veriyor artık biz de anlamıyoruz.” dedi.
Yönetimlerde kadınların yer almadıklarını belirten Başkan Bozkurt:
KADINLAR YÖNETİMLERDE YOK
“Seçimlerde bakıyorsunuz ki kadınlar ev ev, sokak sokak geziyor. Çünkü kadın ile ailelere ulaşmak çok kolay. Adeta iletişim anahtarı gibi görülüyorlar. Oysa yönetimlerde o kadınları göremiyoruz. Çalışan kadınlar yüzde otuzlarda iken idareci yönetici konumunda çalışan kadınların oranı çok daha düşük oranlarda. Burada bile kadınların “iş yapabilirsin ama yönetemezsin” anlayışı ile görüldüğünü net olarak fark ediyoruz.”dedi. “Tarlada fiziki güç gerektiren işi yapan kadınlar, çocuklarını tarlalarda emziren, büyüten kadınları kutsayacak, kamu spotlarında bu kadınları gösterecek “analarımız bacılarımız” diyeceksiniz, ama o kadın doktor olursa ya da mühendis avukat olursa eyvah! Bu riyakarlıktır.”diyen Başkan Bozkurt aydınlık geleceğe ancak kadın erkek birlikte, el ele, omuz omuza yürüyerek varabileceğimizi ifade etti.
GÜVENEBİLECEĞİNİZ BİR DAĞ VAR
Her ne şekilde olursa olsun şiddet gören kadınlar için Baroların seferber olmaya hazır olduklarını belirten Başkan Bozkurt : Barolarımızın Kadın Hakları Merkezleri, Komisyonları var. Adli yardım hizmeti veriyoruz. Bizler varız ve seferber olmaya hazırız. En hızlı şekilde onları koruyacak tedbirleri alırız. Güvenebileceğiniz bir dağ var. Yalnız değilsiniz avukatlar, barolar var.”diyerek sözlerini bitirdi.
Aydın Barosu Başkanı Av. Gökhan Bozkurt konuşmasına Ulu Önder Atatürk’ün şu sözleri ile son verdi;
"insan topluluğu, bir ulus, erkek ve kadın denilen iki cins insanlardan oluşmaktadır. Olabilir mi ki bir kitlenin bir parçasını ilerletirken diğerini göz ardı edelim de kitlenin tamamı ilerlemiş olabilsin. Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere çıkıp yükselebilsin. Şüphe yok, ilerleme adımları dediğim gibi, iki cins tarafından beraber arkadaşça atılmak ve gelişme sahalarında ve yenilikle birlikte mesafe almak gerekmektedir.” 1925 senesinde bunu söyleyen Atamın ruhu şad olsun…”