Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bir hükümeti sendikalar değil, millet getirir, millet götürür. Kimse bunun dışında kendinde yetki bulmasın. Biz bu ülkede sivilleşmenin mücadelesini veriyoruz. Sivil diktatorya bizimle bu ülkede son buldu, diğer dikta da son bulduğu gibi. Mafyalar, çeteler hepsi bizimle son buldu" dedi.
Bilecik'in Bozüyük ilçesinde yapımı tamamlanan Sakarya-Mekece-Bozüyük bölünmüş yolunu hizmete açan Başbakan Erdoğan, 7 yılda Türkiye'ye 11 bin 400 kilometre bölünmüş yol kazandırdıklarını belirtti. Bugün kar, fırtına demeden yeni bir yolun açılış heyecanını daha yaşadıklarını ifade eden Erdoğan, "Bugün burada tarihi bir açılış yapıyor, ölüm virajları diye kötü bir şöhret kazanmış bu yolun adeta kaderini değiştiriyoruz. Ankara'yı 43 ilimize bağlayan, Asya'yı Avrupa'ya bağlayan bu yolun Elmadağ'daki ölüm
rampalarını olarak bilinen bölümünü bitirdik, dün hizmete açtık. Bugün de burasını açıyoruz. 7 yılda 23 katrilyon lira yatırım yaptık yollara. 11 bin 400 kilometre yeni bölünmüş yol inşa ettik. 70 senede 6 bin kilometre yol yaptılar bu ülkede. Biz ise 7 senede 11 bin kilometre yol yaptık. Şu anda ekranları başında izleyenler var. Ama şu anda ekranlar da kısıtlı. Bu muhteşem töreni veren medya var, vermeyenler var. Bu heyecanı paylaşan var, paylaşamayanlar var. Dün Elmadağ rampalarının açılışını yaptık, 5
televizyon kanalı verdi. Diğerleri veremedi. Diğerleri ufak bir olumsuzluk yakalasın, onu versin, şok şok diye. Yahu sizin bu ülkede hayırlı işleri paylaşmak diye bir heyecanınız yok mu? Bu yollar bundan 10 yıl önce ne idi, bugün ne? Buralardan nasıl geçiyorduk? Ama şimdi huzurlu bir şekilde güvenle geçeceksiniz. Evvelallah geçmişteki sıkıntıları yaşamadan geçeceksiniz. Bütün bunları biz hangi düşünceyle yaptık? Bizim size aşkımız var. Biz dertliyiz. Biz bu yollardan annelerin evlatlarına acı haberleri
kaldıralım diye bu adımları attık. Hem bir taraftan yol medeniyettir dedik, Türkiye gerçekten Atatürk'ün ifade ettiği muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkacaksa, biz bu ülkeyi üç gidiş, üç geliş bölünmüş yollarla döşeyeceğiz. Bu lafla olmuyor, biz icraatla bunu yaptık. Bölünmüş yol uzunluğunu hamdolsun 17 bin 500 kilometreye ulaştırmış durumdayız" diye konuştu.
Muhalefete de sitem eden Erdoğan, "Biz sadece dinlemelerini değil, görmelerini de istiyoruz. Er veya geç bu yollardan geçecekler. Bu yollardan geçtiklerinde şunu bilesiniz ki, gözleri olduğu halde bunu göremeyecekler. Ne diyecekler biliyor musunuz? Bunu zaten biz yaptık diyecekler. Biz buna alıştık. Aslolan sizsiniz, sizin ne diyeceğiniz önemli. KÖYDES projemizde köylerimize yol yatırımlarına ağırlık verdik. Yolu olmayan köylerimiz vardı. Patika yollardan köyümüze ulaşıyorduk. Türkiye'yi dünyada hızlı
tren işleten 8 ülke arasına soktuk. İstanbul'da Marmaray gibi sadece bu döneme değil, bütün bir asra damgasını vuracak uluslararası projeyi başlattık. İnşallah 2013'te bitireceğiz" dedi.
İnanmadan başarmanın mümkün olmadığına işaret eden Erdoğan şunları söyledi:
"İnanç öyle bir şeydir ki, tekeden bile süt çıkartır. Onun için inanacaksın önce. İnanmadıktan sonra başaramazsın. Bu anlayışla yoka çıktık. 7 senede şehirlerimizi birbirine, ülkemizi de dünyaya modern yollarla bağladık. Bu yolun ve diğer yolların bize sağlayacağı maddi faydalar var. Ülkemize çok ciddi tasarruflar sağladık. Biz istedik ki Türkiye'nin karayolları ölüme değil, umuda yolculuk olsun. Yollar hasreti dindirsin, gönülleri birbirine kavuştursun. Sevenleri kavuştursun. Yolun sonunda mutlu son
olsun. Bunu başarmanın sevincini, heyecanını, memnuniyetini hep birlikte yaşıyoruz. Şu virajlar nice canları yaktı. Nice baba evinde kendisini bekleyen yavrusuna kavuşamadı. Anneler yavrusuna kavuşamadı. Nice vatandaşımız sıcak yuvasına kavuşamadı. Niceleri sakat kaldı. Yol bunun için çok önemli. Buradan geçen kamyoncu kardeşim, minibüsçü kardeşim, yolcu kardeşim bize hayır dua ederse bu bizim için en büyük bahtiyarlıktır. Biz bu yola çıkarken, 'Biz Ferhat'ız' demiştik. Milletimize de 'Siz Şirin'siniz'
demiştik. Biz ne yaptık? İşte dağları deldik. Bolu'da deldik. Karadeniz'de de 12 tünel açtık. Biz milletimize efendi değil, köle olmaya geldik. Biz milletimizin hizmetkarıyız. Ancak biz hizmette köleyiz derken, hiçbir zaman da bunun istismarına fırsat veremeyiz. Bazıları istismar etmek istiyor".
"BİR HÜKÜMETİ SENDİKALAR DEĞİL, MİLLET GETİRİR, MİLLET GÖTÜRÜR"
Tekel işçilerinin sendikalar tarafından istismar edildiğini ileri süren Erdoğan, "Son olarak Ankara'daki Tekel işçileri meselesi televizyonların pişire pişire halkımıza ajitasyonla sundukları konu. Bizi oradaki kardeşlerimizle karşı karşıya getirmek, oradan yastık, yorgan vesaireyle sağa sola taşımak. Efendim ondan sonra, 'Biz genel grevle hükümeti deviririz' diyecek kadar ileri giden bir mantık. Tabii bunlarla ilgili yasal mücadeleleri de vereceğiz, ama şunu ayrıca söylüyorum. Bir hükümeti sendikalar
getirmez, bir hükümeti millet getirir, millet götürür. Kimse bunun dışında kendinde yetki bulmasın. Biz bu ülkede sivilleşmenin mücadelesini veriyoruz. Sivil diktatorya bizimle bu ülkede son buldu, diğer dikta da son bulduğu gibi. Mafyası, çeteler hepsi, bizimle son buldu. Bakın birçok şey sükun ediyor, hepsi sükun etmeye başladı. Yola çıkarken, yokluk, yoksulluk, yasaklar, bütün bunlarla mücadele dedik. Biz Tekel tütün depolarını kapatma kararını çoktan vermişiz. Bize geliyor, ricada bulunuyorlar, 6 ay
daha uzatalım. 6 ayı 2 yıl uzattık. Herhangi bir iş yapılmıyor orda. 2-3 tane tütün deposunda tütün işleme var, diğerleri bir şey yapmıyor. Buna rağmen maaşlarını ödedik. Artık bunu yapamayız dedik. Şimdi yapacağımız iş, su yollardan geçtiklerinde şunuüratle ihbar tazminatını, kıdem tazminatını veriyoruz. Biz ilk defa 4-C'yi başlattık. İlkokul mezunlarına 750 liraya, lise mezunlarına 850 lira maaş, üniversite mezunlarına 950 lira bir maaş tahakkuk etti. Tazminatların ortalaması her birine 40 milyarı
buluyor. Bu spekülasyonlara uymayın, bu tuzaklara düşmeyin. Biz milletimizin bize emanet ettiği kasayı kusura bakmayın soyduramayız. 4-C'den başka istifade eden kardeşlerim de var. Onlar ne alıyorsa size de aynısını veriyoruz. Biz kimseye çalışmadan para verecek durumda değiliz. Bu arada, özel sektörün fabrikalarında çalışan kardeşlerimin TMSF ile ilgili sorunları var. Bu konuda müsteşarıma talimat verdim, en kısa sürede çözeceğiz" diye konuştu.
Erdoğan, "Bu açılışları günlük güneşlik havada yapabilirdik. Ama biz erteleyemeyiz, yağmur, kar, bora diye mazeretlere sığınamayız. Ben son Ramazan ayında bakanımla beraber buraya kadar geldim, işçi kardeşlerimle iftar yaptık, yolu beraber inceledik. Bu açılışları Şeyh Edebali'nin, Osman Gazi'nin ruhaniyetleri önünde yapıyoruz. Yapılması gereken daha çok şeyler var. El ele, omuz omuza vereceğiz. Bizim milli birliğimiz var, demokratik açılım sürecimizi var. Aramıza fitne fesat sokmak isteyenlere fırsat
vermeyeceksiniz. Teröre karşı hep birlikte mücadelemizi sürdürüyoruz. Ülkemiz asla teröre kurban edilemez. Bunu da başaracağız" diyerek konuşmasını tamamladı.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ise, törende yaptığı konuşmada, "Burası tarihe yüzyıllar boyu tanıklık yapmış, İpek Yolları üzerinde kervansarayların bulunduğu bir güzergah. Ülkemizin nüfusunun yüzde 65'ini barındıran, ticaretin, sanayinin, üretimin merkezi olmuş, İstanbul, Bursa, Adapazarı, Eskişehir, Kocaeli, Kütahya gibi vilayetlerimizi birbirine bağlayan ülkemizin hayat damarlarından biri niteliğinde bir yoldur. 18 vilayetimize doğrudan ulaşım sağlayan çok önemli bir güzergahtır. 134 kilometre
uzunluğundaki yol 2003 yılında başlamış, Bilecik'in o zorlu rampaları, tünellerle, viyadüklerle geçilerek, o geçit vermeyen dağlar adeta dize getirilmiştir. Bu güzergah yolların kavşak noktası olduğu gibi hızlı trenin de kavşak noktası haline geldi. Ayrıca burada bir hızlı tren güzergahı da Bursa'dan Ankara'ya, İstanbul'a bağlanacak. Onun da temelini bu yıl atacağız inşallah" dedi.