Nobel Barış Ödülü’nün, Suriye’deki çalışmaları nedeniyle Genel Direktörlüğü’nü Büyükelçi Ahmet Üzümcü’nün yaptığı Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne (OPCW) verilmesine AK Parti’den itiraz geldi.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Hürriyet’e, “O kurumun başında bir Türk diplomatının olması belki bireysel olarak hoşumuza gidebilir, bizi gururlandırabilir, ama bu ödül aslında o kuruma değil Esad’a verilmiştir” dedi.
Üstün, şunları söyledi:
"Suriye\'ye barış mı gelmiş?"
“Bu ödül, Suriye orijinli bir ödül. Peki, Suriye’de ne olmuş, barış mı gelmiş, ölümler, katliamlar, gözyaşı durmuş mu? Barış gelmiş de bizim mi haberimiz yok. Bu barış Kimyasal Silahları Önleme Örgütü eliyle mi gelmiş? Ne yapılmış orada da o örgüte böyle bir ödül veriliyor. Bunu tersten okuduğumuzda, ‘kimyasal silahlarla öldürmeyin ama başka silahlarla, satırla, keserle, baltayla öldürebilirsiniz’ demenin bir başka şeklidir bu. 120 bin insanın öldüğü bir yerde bir inceleme yapıldı, bir rapor hazırlandı diye buna ödül veriliyorsa, o zaman dünyada barış, insan hayatı çok ucuz demektir. Bu ödül aslında o kuruma değil bence Esad’a verilmiştir. Öldürmeye devam et ama gazla öldürme demenin bir başka söyleniş tarzıdır.
"Tavrımız Sayın Üzümcü\'ye değil"
Böyle bir ödülün verildiği kurumun başında bir Türk diplomatının olmuş olması belki bireysel olarak bizim hoşumuza gidebilir, bizi gururlandırabilir de. İtirazımız bu ödülü verenlere. Biz, bu ödülün aslında Batının stratejik hedeflerine uygun bir şekilde verilmesine karşıyız. Batı diyor ki, ‘kardeşim bu gazlar benim için tehlikeli, benim için bu gazları yok edin, gerisi beni ilgilendirmez, kim kimi keserse kessin.’ Tarihten beri saygın gördüğümüz Nobel Akademisi de Batının bu bencil politikasına alet oluyor. Yoksa Sayın Üzümcü’nün orada olmuş olmasına elbette sevinebiliriz. Sevinmemiz de gerekir. Ama bu maalesef Suriye’deki, Mısır’daki, Afrika’daki, Doğu Türkistan’daki kan, gözyaşı ve katliamları engellemiyor. Yoksa tavrımız Sayın Üzümcü’ye falan değil. Bizim bürokratımızdır, onu takdir de ediyoruz ama burada bir barış ödülü verilebilecek ne bir faaliyet var ne de bir barışı tesis edecek bir durum var, yok öyle bir durum, barış falan da yok Suriye’de. Bu, bu tür ödüllerin Batının kendi politikalarının bir aracı olarak kullanıldığının çok kaba, açık bir göstergesi.”
"İhsanoğlu\'nun sessizliği, hayal kırıklığına yol açtı"
Üstün, Washington’da Doğu Batı Enstitüsü’nün “Hayat boyu başarı ödülü” verdiği İslam İşbirliği Teşkilatı Başkanı Ekmeleddin İhsanoğlu’na ilişkin de, “Ekmeleddin Bey ilk döneminde çok iyi şeyler yaptı. Ama ikinci döneminde maalesef yetki azlığının arkasına sığınarak olaylar karşısında sessiz kaldı. Ancak söz söylemek, telin etmek için yetkiye ihtiyaç yok ki. (BM Genel Sekreteri) Ban Ki-Moon’un da birçok konuda yetkisi yok ama çıkıyor bazı konularda ‘bu doğru değil, içime sindiremiyorum’ diyor. En azından Mısır ya da başka olaylarda bu konularda net bir şekilde ifade etmesi gerekirdi. Hele hele ikinci dönemi, daha rahat olması, olaylara müdahil olması gerekirken daha içine kapanık tutum sergilemesi hayal kırıklığına yol açmıştır” dedi.
Kaynak: Hürriyet