Başörtüsü Platformu 182. Kez Bir Araya Geldi

Sakarya Başörtüsü Platformu 182. kez biraraya gelerek gündemi değerlendirdi.

Bir zamanlar 28 şubat'ı alkışlayanların şimdilerde günah çıkarmaya başlamalarının ve ergenekonkarşısında sergilenen paniğin ele
alındığı açıklamada başörtüsü yasağının ve bunun karşısında sergilenen tutumların müslümanlar için oynadığı belirleyici role
"Başörtüsü yasağı karşısında; Müslüman bireyleri de, kendilerine ait sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz. Her Müslüman şahsiyetin zulme karşı tavır alması ve son hesabını Allah’a vereceğini unutmaması iman etmenin bir gereğidir." ifadeleriyle değinildi.

Hükümetin Filistin karşısındaki ikircikli tutumunun eleştirildiği açıklamada ; "Amerika ve batılı yandaşlarının ekonomik ve sosyal açıdan büyük bir çöküş yaşadıkları gizlenemeyecek ölçüde açığa çıkmış iken, Türkiye’nin hâlâ Amerika ve Avrupa’dan güdümlenmesi tüm halkımız tarafından ağır bir zillet olarak görülmektedir. Kendi onurumuzla, kendi dinamiklerimizle, kendi potansiyelimizle bağımsız bir Türkiye oluşturmanın zamanı gelmiştir." vurgusu yapıldı.

"Direnişimiz 4. yılında zillet bizden uzaktır" "Başörtüne inancına kimliğine sahip çık" "Başörtüsü İslamın emri Müslüman kadının kimliğidir" pankart ve dövizlerinin taşındığı eylemde "zulüm biter ,sabır savaş zafer "" Müslüman zulme boyun eğemez " sloganları atıldı.

SAGBP adına Diriliş saati dergisinden Serdar Duman'ın okuduğu basın açıklaması haftaya aynı yer ve saatte buluşmak üzere ahitleşilerek sona erdirildi.

Açıklamanın tam metni:

29 Mart seçimlerine birkaç hafta olmasına rağmen; TV ekranlarında, gazetelerde ve seçim meydanlarında sürdürülen politik kirlilik, çirkinliğini iyice hissettirmeye başladı. Bir yandan;  darbecilere alkış tutanların 28 Şubat tevbelerini hayretle izlerken diğer yandan aynı grubun ergenekon paniğine şahit oluyoruz. Yargı sürecinin uzatılmaya çalışılmasının nasıl bir kaygının neticesi olduğunu da sormadan geçemiyoruz. Kirli işler kitabının sayfaları açıldıkça; sistemin, yeni darbe planlarını bu adi çete üzerinden yürütmeye çalıştığını görüyoruz. Zaman uzadıkça ergenekonu tezgâha sürenlerin ne kazanmaya çalıştıklarının da aydınlatılmasını istiyoruz.

Bunlarla beraber; ülkemizin aziz, fedakâr Müslüman halkının onurunu çiğnemek gayesiyle resmi kanallarla sürdürülen politikaların durdurulması, aynı zamanda iade-i itibara ve iade-i hakka ihtiyaç olduğunun da görülmesini istiyoruz. Bu meyanda, öncelikli problemimiz ahlaki yozlaşmayı da ardı sıra taşıyan başörtüsü yasağıdır. Kendilerine Allah’ı hatırlatacak hiçbir sembole tahammül edemeyen resmi ideoloji mantığı artık çürümüştür. Bu yasağın mantıksızlık ve haksızlığı yasakçılar tarafından zaman zaman itiraf edilse de, adaletin tesisi için atılacak her adım resmi ideolojinin malum kurumlarınca engellenmektedir.

Başörtüsü yasağı karşısında; Müslüman bireyleri de, kendilerine ait sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz. Her Müslüman şahsiyetin zulme karşı tavır alması ve son hesabını Allah’a vereceğini unutmaması iman etmenin bir gereğidir.

CHP’nin “çarşaf açılımı” adı ile anılan teşebbüsünün ne denli ikiyüzlü ve sahte olduğu bu hafta içinde gelişen olaylarla bir kez daha anlaşıldı. Asla unutulmaması gereken bir gerçek şudur ki; başörtüsü Müslümanın hayat tarzının gereğidir ve yaşadığımız sürece duruşumuz değişmeyecektir. Bu hayat tarzı, Allah’ın Müslümanlar için belirlediği ahlaki ve toplumsal yasalarla sınırlarını çizmiştir.

Filistin direnişi devam ediyor. Filistin halkının şehitlerinin kanı ile pekiştirdikleri bu kutsal mücadele tüm dünya mazlumlarının yolunu aydınlatıyor. Son olarak Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde sözüm ona Gazze’nin yaralarını sarmak için yapılan toplantıya Hamas davet edilmedi. Gazze’nin imarının konuşulduğu bir toplantıda Filistin’in meşru hükümetini temsil eden Hamas’ın olmaması, dünyanın efendiliğine soyunan Amerika ve işbirlikçilerinin yeni bir trajikomik filmi vizyona soktuklarının işaretidir. Nitekim Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı El-Faysal; Irak, Lübnan ve Filistin’e Arap olmayanların müdahalesini engellemek için tüm Arap devletlerine çağrı yapmış ve İran’ı Ortadoğu’daki en büyük problem olarak nitelemiştir. İşbirlikçi Suud yönetiminin bu yaklaşımının, Beyaz Sarayda yazılmış bir Ortadoğu senaryosunun ifşası olduğu çok açıktır.

İslam dünyasında Amerikadan icazet almamış bağımsız İslam devletleri olmadığı sürece; İslam ümmetinin onurlu bir gelecek oluşturma şansı yoktur. Amerikaya bağımlı İslam ülkelerinin bir araya gelerek işbirliği yapması ve güçlü bir İslam dünyası oluşturması fikrinin tamamen çürük ve mesnetsiz olduğu bu tecrübelerle bir kez daha kanıtlanmıştır.

Türk hükümetinden Davos’taki söylemin eyleme dönüştürülmesini bir kez daha talep ediyoruz. Türk hükümetinin Mısır’daki toplantıya katılması, Mısır’ın tehlikeli barış planını desteklediğini açıklaması ve Cumhurbaşkanının israilden resmi ziyaret için cevap beklemesi; bize uygulamanın hiç de söylemle örtüşmediğini açıkça göstermektedir. Bu durum, Başbakanın Gazze katliamı ve Davos sürecindeki söyleminin günün koşullarında yapılmış faydacı bir açılım olduğu iddialarını güçlendirmektedir. Türk hükümetinin ikiyüzlü duruşunu acilen değiştirmesi gerektiğini hatırlatıyoruz.

Amerika ve batılı yandaşlarının ekonomik ve sosyal açıdan büyük bir çöküş yaşadıkları gizlenemeyecek ölçüde açığa çıkmış iken, Türkiye’nin hâlâ Amerika ve Avrupa’dan güdümlenmesi tüm halkımız tarafından ağır bir zillet olarak görülmektedir. Kendi onurumuzla, kendi dinamiklerimizle, kendi potansiyelimizle bağımsız bir Türkiye oluşturmanın zamanı gelmiştir.

Zulme karşı direnenler ve yeniden adil bir dünya inşa etmeyi hedefleyenler mutlaka kazanacaktır. Zalimlere göz yumanlar veya teslim olanlar mutlaka kaybedecektir.

Ya Rabbi, fitnenin ortadan kalkması ve adaletin tesisi için mücadele eden kullarına yardım et.

Ya Rabbi, adil bir dünyanın inşası için yeryüzünün mazlumlarının önlerini aç ve onları önderler kıl.  

15 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]
570894ad4f3e187b116ba90a80ba714c@