Başörtüsü Platformu 195. Kez Bir Araya Geldi

Sakarya adalet girişimi başörtüsü platformu 195. kez Adapazarı merkezindeki AKM önünde biraraya gelerek gündemi değerlendirdi

Açıklamada ilk olarak; Fatih 1. İcra Mahkemesi nin Naciye Sönmez isimli bir çarşaflı   bayana “Sizin Allah'ınız ve Allah'ınızın kanunları burada geçmez.” diye bağırarak çarşafını çıkarmaması durumunda davayı erteleyeceği tehdidinde bulunduğu, bu uygulamaya karşı çıkması üzerine, Sönmez’i hakaretler eşliğinde mahkemeden kovma küstahlığını gösterdiği haberi verildi.

Gündemdeki mayınlı arazi tartışmaları üzerine de "

AK Parti

Hükümeti, bu girişimi ile, birçok soru işaretini de gündeme getirdi. Henüz birkaç hafta önce İsrail Büyükelçisi’nin Şanlıurfa’ya yaptığı ziyareti de göz önüne alırsak; bu toprakların İsrailli firmalara peşkeş çekilmesi olasılığının hiç de az olmadığı tahmininde bulunabiliriz.

Daha derinlemesine düşündüğümüzde ise, bu hamlenin, Ortadoğu’daki güç dengelerini değiştirmeye yönelik bir girişim olduğunu öngörüyoruz. Tam olarak neyin amaçlandığını bilmemekle birlikte, sınırdaki bu toprakların İsrail’e açılması neticesinde, Ortadoğu’daki kutuplaşmada Suriye’yi nötr hale getirmenin hedeflendiğini düşünüyoruz. Bu bağlamda, bu yasanın böyle bir fonksiyona hizmet etmesi demek, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, AK Parti Hükümeti kurmay ve milletvekillerinin Allah katında ciddi bir vebal üstlenecekleri anlamına gelir. Aylar önce, Tayyip Erdoğan’ın Davos çıkışı ile ilgili bu meydandan bir uyarıda bulunmuştuk. Demiştik ki, gösterilen bu tavır takdire şayandır; fakat, eğer ki bu tavrın devamı gelmez ise, gösterilen bu duruş hiçbir değere sahip olmayacaktır. İşte, maalesef, aylar önce dillendirdiğimiz bu uyarı bugün karşılık buluyor. Müslüman bir birey, hayatının sadece bir anında değil, her anında Rabbine kul olarak yaşamanın farkında olarak hareketlerini belirlemelidir. Dolayısıyla, buradan Hükümeti bir kez daha uyarıyoruz: Eğer ki, bu yasa ile birlikte Filistin’de ve dünyanın dört bir yanında Müslüman kardeşlerimize zulüm eden Siyonist İsrail’e birtakım stratejik topraklar hediye edilecekse; o vakit, ne bu dünyada ne de ahirette bu sorumluluğun altından kalkamazsınız.
<font size="2"><font face="Arial">Daha derinlemesine d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;zde ise, bu hamlenin, Ortadoğu&rsquo;daki g&uuml;&ccedil; dengelerini değiştirmeye y&ouml;nelik bir girişim olduğunu &ouml;ng&ouml;r&uuml;yoruz. Tam olarak neyin ama&ccedil;landığını bilmemekle birlikte, sınırdaki bu toprakların İsrail&rsquo;e a&ccedil;ılması neticesinde, Ortadoğu&rsquo;daki kutuplaşmada Suriye&rsquo;yi n&ouml;tr hale getirmenin hedeflendiğini d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yoruz. Bu bağlamda, bu yasanın b&ouml;yle bir fonksiyona hizmet etmesi demek, başta Başbakan Erdoğan olmak &uuml;zere, AK Parti H&uuml;k&uuml;meti kurmay ve milletvekillerinin Allah katında ciddi bir vebal &uuml;stlenecekleri anlamına gelir. Aylar &ouml;nce, Tayyip Erdoğan&rsquo;ın Davos &ccedil;ıkışı ile ilgili bu meydandan bir uyarıda bulunmuştuk. Demiştik ki, g&ouml;sterilen bu tavır takdire şayandır; fakat, eğer ki bu tavrın devamı gelmez ise, g&ouml;sterilen bu duruş hi&ccedil;bir değere sahip olmayacaktır. İşte, maalesef, aylar &ouml;nce dillendirdiğimiz bu uyarı bug&uuml;n karşılık buluyor. M&uuml;sl&uuml;man bir birey, hayatının sadece bir anında değil, her anında Rabbine kul olarak yaşamanın farkında olarak hareketlerini belirlemelidir. Dolayısıyla, buradan H&uuml;k&uuml;meti bir kez daha uyarıyoruz: Eğer ki, bu yasa ile birlikte Filistin&rsquo;de ve d&uuml;nyanın d&ouml;rt bir yanında M&uuml;sl&uuml;man kardeşlerimize zul&uuml;m eden Siyonist İsrail&rsquo;e birtakım stratejik topraklar hediye edilecekse; o vakit, ne bu d&uuml;nyada ne de ahirette bu sorumluluğun altından kalkamazsınız.</font></font>
Unutulmamalıdır ki, zalime yardımcı olmak, zulme ortak olmaktır…
Obamanın Mısır ziyareti üzerinede

Tüm bu tartışmalar ekseninde, son olarak da Obama’nın Mısır ziyaretine vurgu yapmak istiyoruz. Kahire’den İslam Dünyasına seslenerek, aslında son derece sempatik bir başkan olduğunu kanıtlama çabası içerisine giren Obama, olaylara ferasetli bakma noktasında sorun yaşayan Müslümanların heyecanlanmasına sebebiyet verdi. İslami kavram ve ritüellere vurgu yaparak, konuşmasının ilk anlarında kimi Müslümanların gönüllerini fetheden Obama, konuyu politik mevzulara getirdiğinde gerçek kimliğini saklamaktan aciz kaldı.

İsrail’in yaptığı zulümleri görmezden gelirken, Filistinlilerin attığı füzeler sonucunda İsraillilerin yaralanmasının tamamen insanlık suçu
olduğunu belirterek, aslında kendisini gülünecek bir konuma soktu vurgusu yapıldı.

Açıklamada zulme karşı omuz omuza ,zalimler Allaha hesap verecek,kahrolsun amerikan emperyalizmi sloganları,başörtüsü Allahın emri müslüman kadının kimliğidirpankartı,yasakçılar yenilecek direnenler kazanacak,örtüne inancına kimliğine sahip çık,yasak sürüyor duyuyormusun dövizleri taşındı.

<font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2"><strong>Unutulmamalıdır ki, zalime yardımcı olmak, zulme ortak olmaktır&hellip;<br />Obamanın Mısır ziyareti &uuml;zerinede</strong> </font><font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2"><p><font face="Arial" size="2">T&uuml;m bu tartışmalar ekseninde, son olarak da Obama&rsquo;nın Mısır ziyaretine vurgu yapmak istiyoruz. Kahire&rsquo;den İslam D&uuml;nyasına seslenerek, aslında son derece sempatik bir başkan olduğunu kanıtlama &ccedil;abası i&ccedil;erisine giren Obama, olaylara ferasetli bakma noktasında sorun yaşayan M&uuml;sl&uuml;manların heyecanlanmasına sebebiyet verdi. İslami kavram ve rit&uuml;ellere vurgu yaparak, konuşmasının ilk anlarında kimi M&uuml;sl&uuml;manların g&ouml;n&uuml;llerini fetheden Obama, konuyu politik mevzulara getirdiğinde ger&ccedil;ek kimliğini saklamaktan aciz kaldı.<br /><br />İsrail&rsquo;in yaptığı zul&uuml;mleri g&ouml;rmezden gelirken, Filistinlilerin attığı f&uuml;zeler sonucunda İsraillilerin yaralanmasının tamamen insanlık su&ccedil;u<br />olduğunu belirterek, aslında kendisini g&uuml;l&uuml;necek bir konuma soktu vurgusu yapıldı.</font></p><p><font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2"></font></p><p><font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2">A&ccedil;ıklamada zulme karşı omuz omuza ,zalimler Allaha hesap verecek,kahrolsun amerikan emperyalizmi sloganları,baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; Allahın emri m&uuml;sl&uuml;man kadının kimliğidirpankartı,yasak&ccedil;ılar yenilecek direnenler kazanacak,&ouml;rt&uuml;ne inancına kimliğine sahip &ccedil;ık,yasak s&uuml;r&uuml;yor duyuyormusun d&ouml;vizleri taşındı.</font></p></font>
Açıklamanın tam metni

 

Haftalardır, burada başörtüsüne düşmanlık sergileyenlerin farklı farklı uygulamalarından bahsediyoruz. Ama öyle görünüyor ki, zulmün
taraftarları, içlerinde besledikleri kinden bir an bile vazgeçmiyorlar. Geçtiğimiz hafta, Fatih 1. İcra Ceza Mahkemesi'nde bir hâkim, Naciye
Sönmez adlı çarşaflı bir bayana, “Sizin Allah'ınız ve Allah'ınızın kanunları burada geçmez.” diye bağırarak çarşafını çıkarmamasıdurumunda davayı erteleyeceği tehdidinde bulundu. Bu uygulamaya karşı çıkması üzerine, Sönmez’i hakaretler eşliğinde mahkemeden kovma
küstahlığını gösterdi. Hemen hemen aynı günlerde, Çapa Tıp Fakültesi'nin acil servisinde bir hastaya, annesi "çarşaflı" olduğu gerekçesiyle bakılmadı. Yüksek ateşli olan hasta, 6 buçuk saat bekletildiği için beyin ölümü gerçekleşti ve üstüne üstlük ambulans şoförü, çarşaflı hasta yakını ve başörtülü kızı taşıdığı için azarlandı. Artık, bu tarz olaylar gayet normal bir hal almış gibi, haber gündemlerine dahi girmemeye başladı. Sanki, ortada ne de bir zulüm var; ne de zalim… İşte bu noktada son derece hassas olmalıyız. Bu tarz alışılmış karelerin sürekli olarak tekrarlanması, bizim bu zulme karşı var olan duruşumuzu etkilememelidir. Bilincimizi, basiretimizi her an diri tutarak, Müslümanlar olarak üzerimize düşen sorumlulukları ertelemeden yerine getirme zorunluluğumuz olduğunu unutmamalıyız. Ve elbette başkalarına da unutturmamalıyız. Ama görünen o ki, haftalardır bu  zulmün sona erdirilmesi için defalarca uyarılarda bulunduğumuz AK Parti Hükümeti, esas gündem maddeleri ile ilgilenmek yerine, birilerine peşkeş çekmek adına stratejik gündem maddeleri ile ilgileniyor. 

<strong><font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2">A&ccedil;ıklamanın tam metni</font></strong> <p>&nbsp;</p><p><font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2"></font></p><p><font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2"></font></p><p><font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2"></font></p><p><font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2">Haftalardır, burada baş&ouml;rt&uuml;s&uuml;ne d&uuml;şmanlık sergileyenlerin farklı farklı uygulamalarından bahsediyoruz. Ama &ouml;yle g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor ki, zulm&uuml;n<br />taraftarları, i&ccedil;lerinde besledikleri kinden bir an bile vazge&ccedil;miyorlar. Ge&ccedil;tiğimiz hafta, Fatih 1. İcra Ceza Mahkemesi'nde bir h&acirc;kim, Naciye<br />S&ouml;nmez adlı &ccedil;arşaflı bir bayana, &ldquo;Sizin Allah'ınız ve Allah'ınızın kanunları burada ge&ccedil;mez.&rdquo; diye bağırarak &ccedil;arşafını &ccedil;ıkarmamasıdurumunda davayı erteleyeceği tehdidinde bulundu. Bu uygulamaya karşı &ccedil;ıkması &uuml;zerine, S&ouml;nmez&rsquo;i hakaretler eşliğinde mahkemeden kovma<br />k&uuml;stahlığını g&ouml;sterdi. Hemen hemen aynı g&uuml;nlerde, &Ccedil;apa Tıp Fak&uuml;ltesi'nin acil servisinde bir hastaya, annesi &quot;&ccedil;arşaflı&quot; olduğu gerek&ccedil;esiyle bakılmadı. Y&uuml;ksek ateşli olan hasta, 6 bu&ccedil;uk saat bekletildiği i&ccedil;in beyin &ouml;l&uuml;m&uuml; ger&ccedil;ekleşti ve &uuml;st&uuml;ne &uuml;stl&uuml;k ambulans şof&ouml;r&uuml;, &ccedil;arşaflı hasta yakını ve baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; kızı taşıdığı i&ccedil;in azarlandı. Artık, bu tarz olaylar gayet normal bir hal almış gibi, haber g&uuml;ndemlerine dahi girmemeye başladı. Sanki, ortada ne de bir zul&uuml;m var; ne de zalim&hellip; İşte bu noktada son derece hassas olmalıyız. Bu tarz alışılmış karelerin s&uuml;rekli olarak tekrarlanması, bizim bu zulme karşı var olan duruşumuzu etkilememelidir. Bilincimizi, basiretimizi her an diri tutarak, M&uuml;sl&uuml;manlar olarak &uuml;zerimize d&uuml;şen sorumlulukları ertelemeden yerine getirme zorunluluğumuz olduğunu unutmamalıyız. Ve elbette başkalarına da unutturmamalıyız. Ama g&ouml;r&uuml;nen o ki, haftalardır bu&nbsp; zulm&uuml;n sona erdirilmesi i&ccedil;in defalarca uyarılarda bulunduğumuz AK Parti H&uuml;k&uuml;meti, esas g&uuml;ndem maddeleri ile ilgilenmek yerine, birilerine peşkeş &ccedil;ekmek adına stratejik g&uuml;ndem maddeleri ile ilgileniyor.&nbsp; </font></p>

Son icraat olarak, kamuoyunda ortaya çıkan büyük tepki ve kuşkulara rağmen AK Parti hükümetinin ısrarıyla "mayın tasarısı" mecliste kabul edildi. Bilindiği üzere Suriye sınırı boyunca yerleştirilmiş mayınların temizlenmesi konusu günlerdir yoğun tartışmalara konu olmuş, hükümete yönelik olarak söz konusu arazinin İsrailli firmalara peşkeş çekileceğine dair iddialar, suçlamalar dillendirilmişti. Tüm bu
iddialara, suçlamalara karşı hükümetin cevabı ise kuşkuları daha da artırıcı yönde cereyan etmiş ve halkı tatmin edici açıklamalar yerine
Başbakan polemik yapmayı tercih etmişti. Ve şu anda, yasanın kabul edilmesinin neticesi olarak, Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi işi uluslararası ihale yoluyla gerçekleştirilecek ve karşılık olarak ihaleyi alacak firmaya mayından arındırılacak topraklar, tarım
faaliyeti yapmak üzere 44 yıllığına kiralanabilecek.

AK Parti  Hükümeti, bu girişimi ile, birçok soru işaretini de gündeme getirdi. Henüz birkaç hafta önce İsrail Büyükelçisi’nin Şanlıurfa’ya yaptığı ziyareti de göz önüne alırsak; bu toprakların İsrailli firmalara peşkeş çekilmesi olasılığının hiç de az olmadığı tahmininde bulunabiliriz. Daha derinlemesine düşündüğümüzde ise, bu hamlenin, Ortadoğu’daki güç dengelerini değiştirmeye yönelik bir girişim olduğunu öngörüyoruz. Tam olarak neyin amaçlandığını bilmemekle birlikte, sınırdaki bu toprakların İsrail’e açılması neticesinde, Ortadoğu’daki kutuplaşmada Suriye’yi nötr hale getirmenin hedeflendiğini düşünüyoruz. Bu bağlamda, bu yasanın böyle bir fonksiyona hizmet etmesi demek, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, AK Parti Hükümeti kurmay ve milletvekillerinin Allah katında ciddi bir vebal üstlenecekleri anlamına gelir. Aylar önce, Tayyip Erdoğan’ın Davos çıkışı ile ilgili bu meydandan bir uyarıda bulunmuştuk. Demiştik ki, gösterilen bu tavır takdire şayandır; fakat, eğer ki bu tavrın devamı gelmez ise, gösterilen bu duruş hiçbir değere sahip olmayacaktır. İşte, maalesef, aylar önce dillendirdiğimiz bu uyarı bugün karşılık buluyor. Müslüman bir birey, hayatının sadece bir anında değil, her anında Rabbine kul olarak yaşamanın farkında olarak hareketlerini belirlemelidir. Dolayısıyla, buradan Hükümeti bir kez daha uyarıyoruz: Eğer ki, bu yasa ile birlikte Filistin’de ve dünyanın dört bir yanında Müslüman kardeşlerimize zulüm eden Siyonist İsrail’e birtakım stratejik topraklar hediye edilecekse; o vakit, ne bu dünyada ne de ahirette bu sorumluluğun altından kalkamazsınız. Unutulmamalıdır ki, zalime yardımcı olmak, zulme ortak olmaktır… 

<p><font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2"></font></p><p><font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2"></font></p><p><font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2">Son icraat olarak, kamuoyunda ortaya &ccedil;ıkan b&uuml;y&uuml;k tepki ve kuşkulara rağmen AK Parti h&uuml;k&uuml;metinin ısrarıyla &quot;mayın tasarısı&quot; mecliste kabul edildi. Bilindiği &uuml;zere Suriye sınırı boyunca yerleştirilmiş mayınların temizlenmesi konusu g&uuml;nlerdir yoğun tartışmalara konu olmuş, h&uuml;k&uuml;mete y&ouml;nelik olarak s&ouml;z konusu arazinin İsrailli firmalara peşkeş &ccedil;ekileceğine dair iddialar, su&ccedil;lamalar dillendirilmişti. T&uuml;m bu<br />iddialara, su&ccedil;lamalara karşı h&uuml;k&uuml;metin cevabı ise kuşkuları daha da artırıcı y&ouml;nde cereyan etmiş ve halkı tatmin edici a&ccedil;ıklamalar yerine<br />Başbakan polemik yapmayı tercih etmişti. Ve şu anda, yasanın kabul edilmesinin neticesi olarak, Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi işi uluslararası ihale yoluyla ger&ccedil;ekleştirilecek ve karşılık olarak ihaleyi alacak firmaya mayından arındırılacak topraklar, tarım<br />faaliyeti yapmak &uuml;zere 44 yıllığına kiralanabilecek. </font></p><p><font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2"></font></p><p><font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2"></font></p><p><font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2">AK Parti&nbsp; H&uuml;k&uuml;meti, bu girişimi ile, bir&ccedil;ok soru işaretini de g&uuml;ndeme getirdi. Hen&uuml;z birka&ccedil; hafta &ouml;nce İsrail B&uuml;y&uuml;kel&ccedil;isi&rsquo;nin Şanlıurfa&rsquo;ya yaptığı ziyareti de g&ouml;z &ouml;n&uuml;ne alırsak; bu toprakların İsrailli firmalara peşkeş &ccedil;ekilmesi olasılığının hi&ccedil; de az olmadığı tahmininde bulunabiliriz. Daha derinlemesine d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;zde ise, bu hamlenin, Ortadoğu&rsquo;daki g&uuml;&ccedil; dengelerini değiştirmeye y&ouml;nelik bir girişim olduğunu &ouml;ng&ouml;r&uuml;yoruz. Tam olarak neyin ama&ccedil;landığını bilmemekle birlikte, sınırdaki bu toprakların İsrail&rsquo;e a&ccedil;ılması neticesinde, Ortadoğu&rsquo;daki kutuplaşmada Suriye&rsquo;yi n&ouml;tr hale getirmenin hedeflendiğini d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yoruz. Bu bağlamda, bu yasanın b&ouml;yle bir fonksiyona hizmet etmesi demek, başta Başbakan Erdoğan olmak &uuml;zere, AK Parti H&uuml;k&uuml;meti kurmay ve milletvekillerinin Allah katında ciddi bir vebal &uuml;stlenecekleri anlamına gelir. Aylar &ouml;nce, Tayyip Erdoğan&rsquo;ın Davos &ccedil;ıkışı ile ilgili bu meydandan bir uyarıda bulunmuştuk. Demiştik ki, g&ouml;sterilen bu tavır takdire şayandır; fakat, eğer ki bu tavrın devamı gelmez ise, g&ouml;sterilen bu duruş hi&ccedil;bir değere sahip olmayacaktır. İşte, maalesef, aylar &ouml;nce dillendirdiğimiz bu uyarı bug&uuml;n karşılık buluyor. M&uuml;sl&uuml;man bir birey, hayatının sadece bir anında değil, her anında Rabbine kul olarak yaşamanın farkında olarak hareketlerini belirlemelidir. Dolayısıyla, buradan H&uuml;k&uuml;meti bir kez daha uyarıyoruz: Eğer ki, bu yasa ile birlikte Filistin&rsquo;de ve d&uuml;nyanın d&ouml;rt bir yanında M&uuml;sl&uuml;man kardeşlerimize zul&uuml;m eden Siyonist İsrail&rsquo;e birtakım stratejik topraklar hediye edilecekse; o vakit, ne bu d&uuml;nyada ne de ahirette bu sorumluluğun altından kalkamazsınız. Unutulmamalıdır ki, zalime yardımcı olmak, zulme ortak olmaktır&hellip;&nbsp; </font></p>

Tüm bu tartışmalar ekseninde, son olarak da Obama’nın Mısır ziyaretine vurgu yapmak istiyoruz. Kahire’den İslam Dünyasına seslenerek, aslında son derece sempatik bir başkan olduğunu kanıtlama çabası içerisine giren Obama, olaylara ferasetli bakma noktasında sorun yaşayan Müslümanların heyecanlanmasına sebebiyet verdi. İslami kavram ve ritüellere vurgu yaparak, konuşmasının ilk anlarında kimi Müslümanların gönüllerini fetheden Obama, konuyu politik mevzulara getirdiğinde gerçek kimliğini saklamaktan aciz kaldı. İsrail’in yaptığı zulümleri görmezden gelirken, Filistinlilerin attığı füzeler sonucunda İsraillilerin yaralanmasının tamamen insanlık suçu olduğunu belirterek, aslında kendisini gülünecek bir konuma soktu. Bu noktada, Müslümanları bir kez daha feraset ve basiret ışığında hareket etmeye davet ediyoruz. Bu zamana kadar gördüğümüz bütün tablolar, bize şu gerçeği gösterdi ki; ister radikal olsun ister daha ılımlı olsun, Amerikan başkanları, bir sistemin ürünüdür. Ve bu sistem, her daim kendi çıkarlarını düşünen müstekbir bir yapıdır. Dolayısıyla, birtakım göz boyamalara kanmadan basiretli tavırlar sergilemeliyiz. Aksi halde, hala var olan zulümlerin muhatapları olmaya devam edeceğiz. 

O halde, herzaman vurguladığımız bir gerçeklik bir kez daha karşımıza çıkıyor: Müslümanlar olarak, haklarımızı, birilerinin ağzından çıkacak sözlerden medet umarak değil; kendi kimliğimiz ile ortaya koyduğumuz duruşumuz ve direnişimiz ile elde edeceğiz. Gelin, biz direnişin yolunu seçelim… İzzetli bir duruş ile çekeceğimiz sıkıntılar, zillet dolu bir tavır ile kazanacağımız sahte kazanımlardan çok daha evladır. 

<p><font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2">T&uuml;m bu tartışmalar ekseninde, son olarak da Obama&rsquo;nın Mısır ziyaretine vurgu yapmak istiyoruz. Kahire&rsquo;den İslam D&uuml;nyasına seslenerek, aslında son derece sempatik bir başkan olduğunu kanıtlama &ccedil;abası i&ccedil;erisine giren Obama, olaylara ferasetli bakma noktasında sorun yaşayan M&uuml;sl&uuml;manların heyecanlanmasına sebebiyet verdi. İslami kavram ve rit&uuml;ellere vurgu yaparak, konuşmasının ilk anlarında kimi M&uuml;sl&uuml;manların g&ouml;n&uuml;llerini fetheden Obama, konuyu politik mevzulara getirdiğinde ger&ccedil;ek kimliğini saklamaktan aciz kaldı. İsrail&rsquo;in yaptığı zul&uuml;mleri g&ouml;rmezden gelirken, Filistinlilerin attığı f&uuml;zeler sonucunda İsraillilerin yaralanmasının tamamen insanlık su&ccedil;u olduğunu belirterek, aslında kendisini g&uuml;l&uuml;necek bir konuma soktu. Bu noktada, M&uuml;sl&uuml;manları bir kez daha feraset ve basiret ışığında hareket etmeye davet ediyoruz. Bu zamana kadar g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z b&uuml;t&uuml;n tablolar, bize şu ger&ccedil;eği g&ouml;sterdi ki; ister radikal olsun ister daha ılımlı olsun, Amerikan başkanları, bir sistemin &uuml;r&uuml;n&uuml;d&uuml;r. Ve bu sistem, her daim kendi &ccedil;ıkarlarını d&uuml;ş&uuml;nen m&uuml;stekbir bir yapıdır. Dolayısıyla, birtakım g&ouml;z boyamalara kanmadan basiretli tavırlar sergilemeliyiz. Aksi halde, hala var olan zul&uuml;mlerin muhatapları olmaya devam edeceğiz.&nbsp; </font></p><p><font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2"></font></p><p><font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2"></font></p><p><font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2">O halde, herzaman vurguladığımız bir ger&ccedil;eklik bir kez daha karşımıza &ccedil;ıkıyor: M&uuml;sl&uuml;manlar olarak, haklarımızı, birilerinin ağzından &ccedil;ıkacak s&ouml;zlerden medet umarak değil; kendi kimliğimiz ile ortaya koyduğumuz duruşumuz ve direnişimiz ile elde edeceğiz. Gelin, biz direnişin yolunu se&ccedil;elim&hellip; İzzetli bir duruş ile &ccedil;ekeceğimiz sıkıntılar, zillet dolu bir tavır ile kazanacağımız sahte kazanımlardan &ccedil;ok daha evladır.&nbsp; <br /></font></p>
15 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]
f9562a06ca8b5d3d8d87c08e1e369c2b@