İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi\'nde doğum sırasında neşterle yüzü kesildiği için öldüğü öne sürülen bebek için rektörlük hakkında 210 bin liralık tazminat davası açıldı.
Davaya konu olan olay, geçen yıl 14 Ağustos\'ta Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi\'nde yaşandı. Sakarya\'daki bir hastaneden sevk edilen Yeliz Sevinç\'in bebeğinin yüzü ve yanağı doğum sırasında yapılan müdahalede kesildi. Yüzünde ve yanağında ciddi kesik oluşan kız bebek, doğumdan üç saat sonra öldü.
Beş yıldır hasretle bekledikleri bebekleri ölen Yeliz ve Engin Sevinç çifti, çocuklarının ölümünde ihmal olduğunu öne sürerek, hastane ve doktorlar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine bebeğe otopsi yapıldı. İddialar üzerine Sağlık Bakanlığı da inceleme başlattı.
Hastane ise olayın, annenin hayatını riske atmamak için yapılması gereken tıbbi manevralar sırasında yaşandığı belirtti. Doğumun aniden başladığını ve ilk müdahalenin hasta odasında, daha sonra da bir alt kattaki daha uygun olan müdahale odasına alınarak girişimde bulunulduğunu kaydeden hastane, "Bu arada rahim kasılması nedeniyle bebeğin boynu sıkışmış, bebeği kurtarmak için gereken tıbbi manevralar yapılmış ve epizyotomi gerçekleştirilmiştir. Annenin hayatını riske atmamak için yapılması gereken tıbbı manevralar sırasında bebeğin dudağında ve yanağında yırtık oluşmuş ve bebek bu şekilde doğurtulduktan sonra dudağı dikilmiş yoğun bakıma alınmış, ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştır" şeklinde açıklama yaptı.
Ceza soruşturması sürerken aile, ihmalle ilgili tazminat süreci başlattı. Çiftin avukatı Musa Adıyaman, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü\'ne başvurarak ihmalle ilgili 210 bin liralık tazminat talep etti. Olayda personelinin kusurunun bulunmadığını öne süren rektörlük, idareye atfedilecek her hangi bir ihmal ve hata olmadığından talep edilen tazminat tutarının karşılanmasının hukuken mümkün olmadığını savunarak talebi reddetti.
Bunun üzerine avukat Adıyaman, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü hakkında İstanbul İdare Mahkemesi\'nde tazminat davası açtı.
Mahkemeye sunulan dilekçede, ölümle sonuçlanan doğumda hastaneye yatışı yapılan müvekkilinin, 4 gün boyunca ameliyathanenin dolu olması nedeniyle sezaryen ameliyatının gerçekleştirilemediğini öne sürdü. Yatış anından doğum sürecine kadar müvekkilinin doğum kontrollerinin düzenli olarak yapılmadığını ileri süren Adıyaman, "Doğum olayına zamanında müdahale edilmeyerek hasta odasında doğumun başlamasına, sebebiyet verilmiş ve doğum olayına müdahalede geç kalınmıştır. Geç kalmaya bağlı olarak doğum sırasında kordonun bebekten önce dışarı çıkması bebekte yaşamsal bir tehlikeye neden olmuştur." iddiasında bulundu.
Doğuma ilk müdahalenin hasta odasında yapıldığını, akabinde ise pansuman odasına alınarak doğuma burada devam edildiğini ileri süren Adıyaman, savunmasında şunları kaydetti: "Doğum için hastanın alındığı oda müdahale risklerini bertaraf edici gerekli tıbbi donanıma sahip bir yer değildir. Tam teşekküllü ameliyathanede yapılması gereken işlemler, yetersiz koşullara sahip pansuman odasında yapılmıştır. Bebeğe doğduktan hemen sonra solunum-dolaşım desteği sağlanmamış, yenidoğan hekimlerince uygun şekilde canlandırma işlemi uygulanmamıştır. Zira canlandırma işleminin yapıldığı oda, yeterli teknik donanıma sahip bir oda değildir. Uzman doktor nezaretinde yapılması gereken doğum işlemi asistan doktorlar tarafından gerçekleştirilmiştir. Doğum sırasında bebeği kurtarmak için gerekli tıbbi manevralar hatalı olarak yapılmış bunun sonucu olarak bebeğin dudağında ve yanağında ölümcül yırtık oluşmuştur."