Büyükşehir Belediyesi Nisan Kültür Sanat Etkinlikleri ‘Yumurta’ isimli film gösterimi ve yönetmen Semih Kaplanoğlu söyleşisi ile sona erdi. Kaplanoğlu, “Sanat dediğiniz zaman bu topraklarda yaşayan insanlar için temel ölçü şiirdir. Okuduklarımdaki manayı kavrayamasam da, şiirdeki ses ve ritim beni daima etkilerdi. Ben şiirin yetiştirdiği bir kişiyim” dedi.
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Nisan Kültür Sanat Etkinlikleri, Semih Kaplanoğlu’nun katıldığı sinema günleri programı ile sona erdi. İlk olarak yönetmenliğini Semih Kaplanoğlu’nun üstlendiği ‘Yumurta’ filmini izleyen sanatseverler, ardından Kaplanoğlu’nun söyleşisini dinledi. AKM’de gerçekleştirilen programda Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı İbrahim Aktürk ve çok sayıda katılımcı yer aldı. Kaplanoğlu programda katılımcıların sorularını da cevaplandırdı.
Beni şairler yetiştirdi
Sinemanın şiirle ilişkisine değinen Kaplanoğlu, “Sanat dediğiniz zaman bu topraklarda yaşayan insanlar için temel ölçü şiirdir. Şiirin dışına taşmış bir sanatın mevcudiyeti bizim topraklarımızda sorun teşkil eder gibi geliyor bana. Ben şiirin yetiştirdiği bir kişiyim. Beni şairler yetiştirdi. Gençlik dönemlerimde birçok şiir ezberledim. Okulumuzun kütüphanesinde devamlı Haşim'i ve Akif'i okurdum. O dönemde okuduklarımdaki manayı kavrayamasam da, şiirdeki ses ve ritim beni daima etkilerdi. Ben yazmak, iyi bir şair olmak isterdim. Sinema benim için şiirle olan ilişkimde çemberin tamamlanmamış kısmını tamamlama çabasıydı" diye belirtti.
Mana içimizde yazılı
Yusuf üçlemesi olarak ifade edilen film serisine başlama serüvenini anlatan yönetmen Kaplanoğlu, Ben şiiri ve şairi merak ettiğim için, onları anlamak istediğim için bu üçlemeyi yapmaya çalıştım. Şairlerin şiir üretmelerini, kelimelerle kurdukları bağı, eşyanın hakikatini görmek için manayı aramaları bana bu seriyi yapmayı düşündürdü. Yusuf serisini yapmayı düşündüğüm ilk andan itibaren hem bir şairin içine hem de memleketimin içine doğru bir yolculuk yapma amacındaydım. Memleket dediğim şey sadece mekanlardan, topraktan ya da onun içindeki manadan ibaret değil. Aslında bu saydıklarımın hepsidir" şeklinde konuştu.
Sözcükler eviniz
Konuşmalarında dilin ve dildeki sözcüklerin de önemine dikkat çeken Kaplanoğlu, "Hayatınızdaki her şeyi bir tarafa atsanız geriye sadece diliniz kalır, yani sözcükler. Sözcükler eviniz. Bir şairin sözcüklerle kurduğu ilişkiyi çocukluğuna inmeden anlayamazsınız. Çünkü şairi sözcükler yetiştirir. İsimler ve sıfatlar bir çocuğun kelimelerin işaret ettiği mananın ötesindeki anlamı sezdiği anlarda ortaya çıkar. İnsanın şiir içindeki haznesi sözcükle, sözcüğün işaret ettiği mananın arasındaki o tuhaf boşlukta oluşuyor. Şair tam olarak o tuhaf boşlukta ortaya çıkıyor" diye konuştu.