Deprem’de yıkılan binalar, bilgisizlik ve denetimsizlikten yıkılmaktadır.
Sakarya Üniversitesi, İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şubesi ve Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından ilki düzenlenen “Sakarya Uluslararası Deprem Sempozyumu” sona erdi. Kartepe’de çok sayıda bilim adamının bir araya geldiği Sempozyumda, “Depremle yaşamayı öğrenmeli ve yeni depremlere hazır olmalıyız” mesajları verilirken, yeni binalar yağılırken, nelere dikkat edilmesi konusunda bilgiler verildi.
Binaları sağlam temeller üzerine, projeye uygun olarak yapılmalıdır
“İlk On Yılında Marmara Depremin Öğrettikleri” sloganıyla Sakarya Üniversitesi, İnşaat organize edilen “Deprem Mühendisliği alanında İnşaat mühendisliği ve bağlı disiplinlerin gelişen uygulamalar doğrultusunda edindikleri kazanımların paylaşılması amacıyla düzenlenen “Sakarya Uluslararası Deprem Sempozyumu” Kartepe The Gren Park Hotel’de gerçekleşti. İki gün süren sempozyuma: başta Japonya, Amerika ve Almanya olmak üzere; ODTÜ, KTÜ, İTÜ; BÜ, CÜ, OGÜ, PAÜ, SÜ, KOÜ, SDÜ, YTÜ ve SAÜ’den çok sayıda bilim adamı katıldı. Üç ayrı salonda toplam 17 oturum halinde gerçekleşen toplantıda 83 konuşmacı, deprem, yapılar, proje, beklentiler ve çözüm önerilerini anlattı. Sempozyuma; yurt içi ve dışından katılan çağrılı konuşmacılar; Amerikan İllinois Üniversitesi’nden Prof. Dr. Amr Elnashai, Amerika California Berkeley Üniversitesi’nden Prof. Dr Anil K. Chopra, Japonya Tokya Üniversitesinden Prof. Dr. Masoto Motosaka, Almanya Bochum Ruhr Üniversitesi’nden Prof. Dr. Guenther Schmid, Boğaziçi Üniversitesinden Prof. Dr Nuray Aydınoğlu, İTÜ’den Prof. Dr Kadir Güler ve İTÜ’den Zekai Celep; yaptıkları konuşmalarla deprem konusunda dikkat edilmesi gereken konuları davetlilerle paylaştı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Sakarya Uluslararası Deprem Sempozyumu Yürütme Kurulu Başkanı SAÜ Prof Dr. Adil Altundal; depremin toplum hayatını üç ana başlık altında etkilediğini dile getirerek şunları söyledi: “Bunların birincisi depremin ne zaman, nerede ve hangi büyüklükte meydana geleceği konusudur. İkincisi meydana gelen depremden dolayı, depreme dayanıklı yapı tasarlamaktadır. Üçüncüsü ise depremden sonra yapılması gerekenlerdir. Güç kaybının önlenmesi ve genel tekrarlara meydan verilmemesi için belirtilen üç konuyu uyulması gerekmektedir. Sempozyumu düzenlemekte amacımız, deprem mühendisliği alanında, inşaat mühendisliği ve bağlı disiplinlerin gelişen uygulamaları doğrultusunda, edinilen kazanımların paylaşılması olarak belirlenmiştir. Hedefimiz ’10 yıllık süreç içinde Marmara depremiyle ilgili araştırmacı ve uygulayıcıların çalışmalarını bir araya getirmektir” dedi.
Depremde meydana gelen hasarın azaltılamaması araştırmalıdır
İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şube Başkanı Hüsnü Gürpınar; yaptığı konuşmasında Sakarya’nın birinci derece deprem bölgesi olduğunu ve topraklarının % 93’ünün ise aktif deprem kuşağı üzerinde yer aldığından dolayı önümüzde tarihlerde yeni depremin kaçınılmaz olduğunu söyledi. İnsanların uğrayacağı maddi ve manevi zararları azaltılmanın ya da da ortadan kaldırmanın tek yolunun güvenli yapılar yapmanın bilinen bir gerçek olduğunu vurgulayan Gürpınar; “Ülkemizde değişik bölgelerinde değişik periyotlarla ilimizde de 25–30 yıllık zaman dilimlerinde yaşanan deprem felaketleri; bu dalda uzun yıllardan beri hizmet üreten araştırmalar yapan üniversitelerimiz ve kamu kurumlarımız, deprem yönetmeliğimiz, mühendislerimiz ve bilim adamlarımız bulunmasına ve bu konularda uluslar arası konferans ve seminerler düzenlenmiştir. Ama buna rağmen yaşadığımız depremlerde 17 Ağustos 2009 depreminde de gördüğümüz gibi yapısal hasarların azalması açısından çok önemli bir gelişmenin olmadığını üzülerek görmekteyiz. Bu hususun araştırılması ve sorgulanması gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu.