Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde “Bir Kadın Müftü Yardımcısı Portresi" başlıklı bir konferans düzenlendi.
Geleneksel Çarşamba Konferansları kapsamında düzenlenen konferansa konuşmacı olarak İstanbul İl Eski Müftü Yardımcısı Kadriye Erdemli katıldı. Erdemli, konferansta genel olarak “İlmihallere Göre Camilerde Kadınların Saf Düzeni”, “Hz. Peygamber Döneminden Günümüze Camilerde Kadınların Varlığı”, “Camilerde Kadınlara Ayrılan Mekânlar” ve bu bağlamda “İstanbul Müftülüğü Camilerin Kadınlar Bölümünü Güzelleştirme Projesi” ile ilgili çalışmaları ele aldı. Erdemli, bu konular üzerinde durmakla, kadınların camilerde Hz. Peygamber zamanındaki gibi ibadet edebilmeleri için fiziki ve fikri engelleri değerlendirmek, caminin kadın erkek her Müslümanın ibadet edip ilim öğrendiği mekân olma özelliğinin korunmasına katkıda bulunmasını amaçladığını ifade etti.
Kadınların Hz. Peygamber zamanında Mescid-i Nebevi’de vakit, cuma ve bayram namazlarına katıldıklarını söyleyen Erdemli, bu sayede Hz. Peygamber’in yaptığı vaaz ve sohbetlerden nasiplendiklerini, din ve sosyal hayatla ilgili konularda bilgi edindiklerini belirtti. Erdemli, “Hz. Peygamber, camide kadın-erkek aynı mekânda namaz kılan cemaate, cami adabıyla ilgili bazı ahlaki öğütlerde bulunarak camiye gelen kadın ve erkeklerin davranışlarına dikkat etmelerini, karşı cinsin dikkatini çekecek tutum ve davranışlardan kaçınmalarını, giyim kuşamda ölçülü olmalarını, yatsı namazına gelen kadınların güzel koku sürünmemelerini tavsiye etmiştir” diye konuştu.
Mescid-i Nebevi’de kadınların namaz kıldığı yerin, günümüzdeki bazı camilerde olduğu gibi erkeklerin namaz kıldıkları yerden duvar ya da perdeyle ayrıldığı konusunda herhangi bir rivayete rastlanılmadığını belirten Erdemli, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Kadınların erkeklerle aynı mekânlarda namaz kılmaları, Raşit halifeler döneminde de devam etmiştir. Ancak Osmanlılar dönemine gelindiğinde, caminin öğeleri arasında kadın mahfilleriyle karşılaşılmakta ve kadınların caminin ana mekânından mahfillere taşındığı görülmektedir. Cumhuriyet döneminde de cami mimarisinde kadınlar mahfiline genelde rastlıyoruz. Ancak teravih namazları, kandil geceleri veya mevlit programları vesilesiyle camiye giden kadınlar, caminin mahfil kısmına alınmamaya başlanmış, neredeyse caminin içine giremez ve namaz kılamaz olmuşlardır. Bodrumlara, odalara veya perdelerin arkasına gönderilen kadınlar, artık mihraba perde arkasından bakmayı camide namazın gerekleri arasında saymaya başlamış, erkeklerin kendilerini namaz kılarken görmesinin namazlarını bozacağına inanmışlardır. Aslında böyle bir hükme Kur’an’da, sünnette ve ilmihal kitaplarında rastlamak mümkün değildir. Günümüzde camiye devam eden kadınların sayısının çok düşük olmasında, dinden ziyade geleneğin etkili olduğu biliniyor. Artık sosyal hayata daha aktif katılan kadınların namaz kılmak için camiye gittikleri zaman kötü muameleyle karşılaşmaları, namaz kılacak yer bulamamaları, mevcut yerlerin de camilerden kopuk, soğuk, rutubetli, süpürgenin, temizlik maddelerinin, fazla eşyaların konulduğu uygunsuz yerler olması; daha da önemlisi kadınların tuvalet ve abdest alacak yer bulamamaları da camiye gitmemelerinde etkili olmaktadır” ifadelerini kullandı.
Konferansın ardından İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. H. Mehmet Günay, Kadriye Erdemli’ye hediyelerini takdim etti.