Biri Şu Gençleri Durdursun!
Sıfır beden olmak için zayıflama tutkusuna kapılan gençleri ölümcül anoreksiya tehlikesi bekliyor. Doç. Dr. Ece Orhon, "Anoreksiya Türkiye'de patladı" diyor..
Zayıflık son dönemde özellikle genç kızlarda takıntı haline gelmiş durumda. Aç gezdiği ve bilinçsiz beslendiği için sağlığından hatta hayatından olanların sayısı giderek artıyor. Bu bilinçsizliğin yol açtığı hastalıklar arasında başı anoreksiya çekiyor. Anoreksiya, bireyin kendi bedenini algılamasının bozulması ve kendini kilolu görmesi olarak tanımlanıyor. Kişi, beslenmeyi reddediyor ve aşırı derecede kilo kaybına uğruyor. Acıbadem Hastanesi'nde böyle pek çok hastası bulunan Psikiyatrist Doç. Dr. Ece Orhon, zayıflama takıntısıyla ilgili sorularımızı yanıtladı:
TÜRKİYE'DE ÇOK ARTTI
* Anoreksiya daha çok kimlerde görülen bir hastalık?
Anoreksiya genellikle 15-19 yaş arası genç kızlarda, az oranda da erkeklerde görülüyor. Son dönemde Türkiye'de çok arttı.
* Hastanın psikolojisi nasıl değişiyor?
Kilo almaktan korkan, ince kalma fikrine takıntılı bir kişilik sergiliyor. Normal kilosunun çok altında olmasına rağmen, sürekli daha ince olmayı düşünüyor. Bu fikre kendini öyle alıştırıyor ki; etraftan gelen gerçekçi uyarıları dinlemeye bile tahammül edemeyip, sinirleniyor. Anoreksiya bir yemek ve kilo problemi dışında, kişinin duygusal problemlerine çözüm aradığı bir yoldur.
* Bu hastalığa yakalanmış kişileri nasıl ayırt edebiliriz?
Bu hastalar yaş ve boylarına göre normal olan kilolarını reddeder ve bu kilonun çok daha altında olmak ister. 1. 65 boyu olan bir genç kadın 40 kilo olmasını normal görüp 42 kiloya çıktığında, kendini fazla kilolu ve yağlı görmeye başlar. Ne kadar zayıf olursa olsun, kilo alma fikri onu dehşete düşürür. Tartılmaktan hoşlanmazlar. Bu hastaların adet görmeleri gecikir. Eğer hastalık yerleşirse, adetler tamamen durur. Erkeklerde ise seks hormonları azalır. Önlerindeki yiyecekleri 'güvenli' ve 'zararlı' diye ikiye ayırırlar. Genellikle depresif ve huzursuz bir ruh hali içindedirler.
KASLAR ERİMEYE BAŞLAR
* Tedavi edilmezse, kişi ne gibi sağlık problemleri ile karşılaşır?
Yağ dokusunun çoğu kaybolur. Kas erimesi, adet düzensizliği, vitamin yetersizliği, vücutta su kaybı, üşüme, kabızlık, uykusuzluk ve ödem oluşur. Kalp hastalıkları, tansiyon düşüklüğü ve kolesterol yükselmesi görülür ki; bunlar kişiyi ölüme kadar götürebilir. Gebelik varsa düşük riski artar. Uzun süre devam ederse, beyinde ve sinir sisteminde kalıcı hasarlara yol açar.
TÜRKİYE'DE ÇOK ARTTI
* Anoreksiya daha çok kimlerde görülen bir hastalık?
Anoreksiya genellikle 15-19 yaş arası genç kızlarda, az oranda da erkeklerde görülüyor. Son dönemde Türkiye'de çok arttı.
* Hastanın psikolojisi nasıl değişiyor?
Kilo almaktan korkan, ince kalma fikrine takıntılı bir kişilik sergiliyor. Normal kilosunun çok altında olmasına rağmen, sürekli daha ince olmayı düşünüyor. Bu fikre kendini öyle alıştırıyor ki; etraftan gelen gerçekçi uyarıları dinlemeye bile tahammül edemeyip, sinirleniyor. Anoreksiya bir yemek ve kilo problemi dışında, kişinin duygusal problemlerine çözüm aradığı bir yoldur.
* Bu hastalığa yakalanmış kişileri nasıl ayırt edebiliriz?
Bu hastalar yaş ve boylarına göre normal olan kilolarını reddeder ve bu kilonun çok daha altında olmak ister. 1. 65 boyu olan bir genç kadın 40 kilo olmasını normal görüp 42 kiloya çıktığında, kendini fazla kilolu ve yağlı görmeye başlar. Ne kadar zayıf olursa olsun, kilo alma fikri onu dehşete düşürür. Tartılmaktan hoşlanmazlar. Bu hastaların adet görmeleri gecikir. Eğer hastalık yerleşirse, adetler tamamen durur. Erkeklerde ise seks hormonları azalır. Önlerindeki yiyecekleri 'güvenli' ve 'zararlı' diye ikiye ayırırlar. Genellikle depresif ve huzursuz bir ruh hali içindedirler.
KASLAR ERİMEYE BAŞLAR
* Tedavi edilmezse, kişi ne gibi sağlık problemleri ile karşılaşır?
Yağ dokusunun çoğu kaybolur. Kas erimesi, adet düzensizliği, vitamin yetersizliği, vücutta su kaybı, üşüme, kabızlık, uykusuzluk ve ödem oluşur. Kalp hastalıkları, tansiyon düşüklüğü ve kolesterol yükselmesi görülür ki; bunlar kişiyi ölüme kadar götürebilir. Gebelik varsa düşük riski artar. Uzun süre devam ederse, beyinde ve sinir sisteminde kalıcı hasarlara yol açar.
16 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]
10fd61d686f6f00d4c1fbd35758967e8@