Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın geliştirdiği ‘yaşam evi’ modeliyle huzurevlerinde koğuş sisteminden ev düzenine geçiliyor. Evlerde herkesin kendine ait odası ve eşyası bulunuyor. Bakıcılar 24 saat, 3 vardiya halinde onlarla kalıyor.
Modelin uygulamaya geçtiği illerden Sakarya’da, sağlığı elverişli 3 kişi, site içindeki bahçeli evlerine yerleşti. Memnune Akkul (75), yeni evin ‘tam kafalarına göre’ olduğunu söylüyor. Yaşam evi sakinleri, ‘Ramazan Bayramı’nda belki yakınlarımız ziyarete gelir’ diye şekerlerini şimdiden hazırlamış bile.
Bayramlar, özellikle kimsesi olmayan yaşlılar için önem taşıyor. Hayat arkadaşlarını kaybeden, yakınları olmayan ve çeşitli nedenlerle akrabalarıyla görüşmeyen yaşlıların eş, çocuk ve torun özlemi bayramlarda daha ağır basıyor. Bayramlarda evlatları, yakınları ve sevdiklerinin özlemini duyan huzurevi sakinleri, bu bayramda misafirlerini kendi evinde ağırlayacak.
Huzurevlerinden alınarak yaşamevlerine yerleştirilen yaşlılar, yeni evlerinde yalnızlık yaşamıyor. Komşuları, yaşlıları evlerinde ziyaret ederek gönüllerini alıyor. Yaşamevlerinde yaşlıların her birinin kendine ait odası ve eşyaları bulunuyor. Her bir evde 24 saat boyunca 3 vardiya halinde bakıcılar kalıyor. Yaşamevi modelinin ilk uygulamaya geçtiği illerden biri olan Sakarya’da huzurevinden sağlığı elverişli 3 yaşlı, site içindeki bahçeli yeni evlerine yerleşti. ‘Belki gelirler’ ümidiyle sevdikleri için bayram öncesi güzel kıyafetlerini ve şekerlerini hazırlayan yaşlılar, bu bayramı mutlu geçirmek istiyor.
Bir yıl kaldığı huzurevinden yaşam evine yerleştirilen 75 yaşındaki Memnune Akkul, yeni evlerini çok sevdiklerini ifade ediyor. ‘Ev güzel, tam kafamıza göre’ diyen Akkul, “Huzurevi kalabalıktı. Psikolojimiz bozulmuştu. Ev özlemi çekiyorduk. 4 ay önce yeni evimize yerleştik. Burada evimiz gibi hareket ediyoruz. El işi yapıyoruz. İstediğini yap. Yemek istiyorsan gir mutfağa dilediğini yap. Alışverişimizi kendimiz yapıyoruz. Canımız ne istiyorsa onu alıyoruz. Komşularımızla diyaloglarımız var.” diyor.
Eşini 10 yıl önce kaybettiğini, bir kızını da genç yaşta toprağa verdiğini anlatan Memnune teyze, yurtdışında yaşayan iki çocuğunun yolunu gözlediğini dile getiriyor. Bu bayramda misafirlerini ev ortamında ağırlayacaklarını belirten Memnune teyze, şunları söylüyor: “Burada ilk bayramımızı geçireceğiz. Misafirlerimizi ev ortamında ağırlayacağız. Heyecan var. İki kızım var. Telefon ediyorlar. Seslerini duyunca rahatlıyorum.”
78 yaşındaki Fatma Özden de kaldıkları evin kendi evinden daha güzel olduğunu dile getiriyor. 3 ay önce huzurevine geldiğini kaydeden Özden; “Yaşadığım evden çok iyi. Her şey ayağımın altına geliyor. Ye yediğin kadar. Yaşanacak yer. Sağ olsunlar bir dediğimizi iki etmiyorlar. Ziyaretçimiz de eksik olmuyor. Ev ortamı gibisi yok.” ifadelerini kullanıyor.