İstanbul\'a su verilmeye başlayan Sakarya nehrini inceleyen ÇMO havza ve nehir hattındaki kirlilik kaynaklarına dikkat çekti.
TÜBİTAK ve Bakanlıkça üçüncü sınıf kirli su olduğu belirtilen nehirden neden su alındığını sordu.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi 30 Ağustos’ta düzenledikleri tespit gezisiyle temmuz ayından itibaren İstanbul’a verilmeye başlanan Sakarya Nehri suyunu inceledi.
Sakarya’nın Tuzla ve Manavpınar Köyü’ne yaptıkları sonucunda hazırladıkları raporda nehrin kollarını oluşturan çaylara, nehir boyunca yer alan ve Sakarya Havzası’ndaki kirlilik kaynaklarına dikkat çekti.
İSKİ\'ye sorular
ÇMO rapor sonunda İSKİ yetkililerine şu soruları iletti:
* İstanbul\'da su sorunu olmadığı, İstanbul barajlarında yeterli su bulunduğu açıklaması yapılıyor. Öyleyse neden TÜBİTAK ve Bakanlık tarafından üçüncü sınıf kirli su olduğu belirtilen Sakarya Nehri\'nden su alınıyor?
* Sakarya Nehri suyunu arıtacak arıtma tesislerinin revizyonu ve ileri arıtım teknolojilerinin kullanımı planlandı mı?
* Sakarya Nehri\'nin su kalitesinin iyileştirilmesi için atıksu deşarjlarının sınırlandırılması/yasaklanmasını içeren bir eylem planı var mı?
* Sakarya Nehri\'nden su temini günü kurtarma çabası mı, yoksa sürekli bir çözüm olarak mı geliştirildi?
* Bakanlığın C planı dahilinde -organik kirliliği yüksek- dip suyunun şebekeye verilmesi için gerekli yatırım yapılıyor mu?
* "Diş fırçalarken ve tıraş olurken musluğu kapatın\'\' diyerek ve kişisel su tasarrufu çağrısında bulunarak İstanbul\'un su sorununun çözümünü İstanbul halkına yükleyen İSKİ, şebeke suyu kayıplarını önlemek için yatırım planlıyor mu?
* Su havzalarının korunmasına yönelik hangi planlar yapılıyor?
* Yetkililer, ekosistemin bir bütün olarak çalıştığının ve ormanlık alanları yok etmenin, hava kirliliğine sebebiyet vermenin su sorunuyla direkt olarak bağlantılı olduğunun farkında mı? Bu konuyla ilgili bir çalışma yapacak mı?
Sakarya Nehri\'nin kolları
Raporda Sakarya Nehri’nin kollarında yer alan çayların arıtma tesislerine bağlantısına yer verildi:
*Ankara Çayı’nda Ankara Merkezi Atık Su Arıtma Tesisi\'nin arıtılmış sularının (2013 verileri göre 373 milyon 230 bin 587 metreküp) deşarj ediliyor.
* Porsuk Çayı Eskişehir Atık Su Arıtma Tesisi\'nin (152 bin 400 metreküp/gün atıksu) deşarj edildiği bir çay.
* Mudurnu Çayı kenarında bir depolama alanı bulunuyor ve çay süzüntü suyu tehlikesi ile karşı karşıya. Mudurnu Çayı daha önce de çayın kenarında bulunan sanayi kuruluşlarının çayı kirletmelerinden dolayı kuruluşlara kesilen yüksek meblağda cezalar ile gündeme gelmişti.
* Çark Çayı Adapazarı Merkez, Arifiye, Serdivan, Yazlık, Güneşler, Hanlı, Nehirkent, Sapanca, Kırkpınar, Kurtköy ile Kocaeli’ye bağlı Maşukiye ve Hikmetiye’nin atıksularının arıtıldığı, kuru havalarda 198 bin 800 metreküp/gün, yağışlı havalarda 271 bin 941 metreküp/gün\'lük kapasiteye sahip olan Sakarya Merkez Atıksu Arıtma Tesisi çıkış suyunun deşarj edildiği bir çay.
Sakarya Nehri ve Sakarya Havzası
Sakarya Nehri 824 kilometre uzunluğu ile Türkiye\'nin en uzun üçüncü nehri. Sakarya Havzası Türkiye\'de endüstriyel faaliyetin en yoğun olduğu havzalardan biri.
Raporda Ankara, Eskişehir ve Sakarya illeri başta olmak üzere havzanın neredeyse tamamında birçok farklı sektörden sanayi kuruluşu faaliyet gösterdiği belirtildi.
Havzada, ülkenin alanında en büyük olan sanayi tesislerinin yanında, mevcut durumda faaliyette olan ve yakın zamanda faaliyete geçmesi beklenen toplamda otuzun üzerinde organize sanayi bölgesi var.
Nehir hattında tehlikeler
ÇMO, Nehrin 824 kilometrlik hattı boyunca civarda yaşayan/çalışan yedi milyon insanın faaliyetlerinden kaynaklanan- çeşitli baskı unsurlarının tehdidi altında olduğunu söyledi.
Tespit ettikleri kirlilik kaynaklarını arıtılmayan/kısmen arıtılan evsel atıksu deşarjları, arıtılmayan endüstriyel atıksu deşarjları, tarımsal/hayvancılık faaliyetlerden gelmesi muhtemel kirleticiler, nehir yatağından kum, çakıl gibi malzeme alımı öne çıktı.
ÇMO\'nun dikkat çektiği diğer kirlilik kaynakları şöyle:
* Nehir kenarındaki ilçelerin atıksularını arıtarak, kimi ilçe ve organize sanayi bölgelerinin ise arıtmadan doğrudan Sakarya Nehri’ne veriyor.
* Nehrin kenarında bulunan kum ocaklarının yarattığı kirlilik ve tahribat hem Sakarya Nehri\'ni hem de katı madde yükü fazla olması ve çökebilen maddelerin denize taşınması nedeniyle Karadeniz’i kirletiyor.
Sakarya’dan İstanbul’a su
Melen Projesi\'nden istenen suyun sağlanamaması sonucu Sakarya Nehri\'nden İstanbul\'a günlük 700 bin metreküp su taşınmaya başladı.
Şubat-Mart 2014\'te inşasına başlanıp Temmuz 2014\'te devreye sokulan terfi istasyonu aracılığıyla Sakarya Nehri\'nin suları Melen- İstanbul basınçlı hattına alınmakta ve Ömerli Barajı\'na iletiliyor.
Sakarya Havzası’nda kirlilik
Raporda endüstrileşmenin yanı sıra 840 bin hektarlık alanda süren tarımsal faaliyet sırasında kullanılan kimyevi gübreye dikkat çekildi.
“Bu gübre toprakta birikerek toprakların tuzlanmasına sebep oluyor ve suyla temas ettiğinde iyonlarına ayrışarak çözünen gübreler, akışla birlikte yeraltı ve yüzeysel su kaynaklarına karışıyor.”
Raporda Sakarya nehrinin su kirliliğine dair bilgiler TÜBİTAK MAM Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü\'nün (ÇTÜE) Temmuz 2013 tarihli \'\'Havza Koruma Eylem Planlarının Hazırlanması - Sakarya Havzası proje taslak raporu\'\' ve Su ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu15 Ocak 2010’da Meclis’te yanıtladığı soru önergesinde yer aldı.
Taslak raporda “tüm parametrelere göre su kalitesi değerlendirildiğinde havzadaki istasyonlarda genel olarak su kalitesinin Sınıf IV ya da III seviyesinde, yani çok kirlenmiş veya kirlenmiş su olduğu görülmektedir” ifadesi yer alıyor.
Eroğlu’nun cevabında ise Sakarya Nehri\'nin organik maddeler ve ağır metal bakımından 3.Sınıf (Kirli) su özelliğini taşıdığını belirtiliyor.