Sakarya Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Avukat Elif Erdem Düzgün, Sakarya’da Çocuk İzleme Merkezi’nin kurulamamasının mağdur çocukların daha fazla mağdur olmasına neden olduğunu söyledi.
Düzgün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları dolayısı ile yaptığı açıklamada, çocukların uğradığı hak ihlallerine karşı mücadele verdiklerini belirterek, Sakarya’da bir ‘Çocuk İzlem Merkezi’ kurulması için sivil toplum örgütleri ve derneklerle görüştüklerini vurguladı. Yaptıkları çalışmalar sonucunda il yöneticileri tarafından bu merkezin açılması ile ilgili söz almış olmalarına rağmen merkezin hala açılamamış olmasından dolayı üzüldüklerini söyledi.
En kısa zamanda Sakarya’da Çocuk İzlem Merkezi kurulmasının, mağdur çocukların daha fazla mağdur olmaması için önemli olduğunu ifade eden Düzgün, Sakarya’da mülteci sıfatını alamamış, 'sığınmacı' adı altında bir çok haktan mahrum göçmen çocuklar bulunduğuna dikkat çekti. Düzgün şunları kaydetti: “Suriye’deki iç savaş nedeniyle yaşanan kitlesel göçlerde, ülkemizdeki göç yönetimi ve yasadışı göçle mücadeledeki yetersizliklerden en fazla yara alan kesimin çocuklar olduğu, bu süreçte çocukların yaşama ve korunma haklarının ağır bir şekilde ihlal edildiği görülmektedir. Yasal kapsamda yaşama, sağlık, eğitim ve barınma haklarına ilişkin düzenlemeler mevcut olmakla birlikte, göç yönetimindeki idari yetersizlikler ve altyapı sorunları nedeniyle sığınmacı ve mülteci çocuklar yasaların sağladığı bu haklara erişememektedir.”
Uzun yıllardır, özellikle fiziksel ve cinsel olmak üzere çocuğa yönelik her türlü istismarın yaşandığı ve sık sık toplumda öfke uyandıran sorunlardan biri de çocuk cezaevleri olduğunu dile getiren Düzgün, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Kapalı kurumların doğası gereği kendi şiddetini ürettiği yönündeki toplumsal gerçeklik karşısında, mevcut şartlarda cezaevleri ve tutukevlerinin öngörülen ‘iyileştirme’ amacını gerçekleştiremediği açıktır. Tutuklamanın bir cezalandırma ve infaz olarak kullanıldığı ceza adalet sistemi içerisinde, çocuğun özgürlüğünden yoksun bırakılmasının en son çare olarak kullanılması gerektiği yönündeki uluslararası ilkenin, çocuğa yönelik koruma ve önleme noktasında gerekli altyapıyı oluşturamamış ülkemizde özümsenmediği görülmektedir.”