Sakarya Nehri\'nin doğduğu Eskişehir\'in Çifteler ilçesindeki su kaynağı, dalgıçlar tarafından görüntülendi.
Sualtı Fotoğrafçısı ve Dalış Eğitmeni Recep Şen, 824 kilometre uzunluğundaki nehrin akmaya başladığı Sakaryabaşı mevkisinde bulunan kaynağa tüple daldı. Şen\'in kamerayla çektiği görüntüler, seyri doyumsuz güzellikler sunuyor.
Şen yaptığı açıklamada, Sakarya Nehri\'nin doğduğu su kaynaklarını görüntülediklerini, temiz suyun Sakarya’ya ulaşana kadar insan faktörüyle geldiği durumun üzüntü verici olduğunu söyledi.
Sakarya Nehri\'nin doğduğu kaynaklar hakkında bilgi veren Şen, şunları kaydetti:
“Sakarya’da mümkün olduğunca su altı görüntüleme çalışmalarına katılıyorum. Sakarya Nehri’nin doğduğu yer olan Çifteler ilçesinde bulunan kaynaklara birçok dalış gerçekleştirdik. Yaz kış 22 derece olduğunu öğrendiğimiz su, inanılmaz derecede berraktı. Kaynakların bulunduğu alanlar 6-7 metre ortalama derinlikteydi ve çok güzel görsel çalışma gerçekleştirdik ancak Sakarya’ya döndüğümüzde insan faktörüyle nasıl kirlilik yaşadığı ortada. Her taraf pislik, moloz ve çamur. Sakarya Nehri\'ni bu hale biz insanlar getiriyoruz.”
- Sakarya Nehri\'ndeki kirlilik
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve TEMA Vakfı Sakarya Temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Mahnaz Gümrükçüoğlu da nehrin Türkiye’nin önemli havzalarından biri olduğunu anlattı.
Eskişehir’den doğan nehrin denize döküldüğü Karasu ilçesine kadar yoğun şekilde kirlendiğine işaret eden Gümrükçüoğlu, “Doğduğu yerdeki suyun ne kadar temiz olduğunu görüp, denize döküldüğü yerde kirliliği gördüğümüzde, aradaki farkı çok daha net anlayabiliriz. Aslında bunun sebeplerini hepimiz çok iyi biliyoruz çünkü su ortamlarını, kaynaklarını alıcı ortam olarak değerlendirdiğimiz için sanayi atıkları, evsel atıklar, kum ocakları ve nehir kenarlarındaki taş ocakları gibi birçok faktör, nehrin kirlenmesine sebep oluyor” diye konuştu.
Nehir güzergahında alınacak önlemlerle kirliliğin önüne geçilebileceğini aktaran Gümrükçüoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Atıkların çok iyi arıtılmadan alıcı ortamlara verilmemesi gerekir. Nehirler, suyu bir yerden bir yere taşıdıkları için su döngüsünde çok önemli paya sahip. Bu nedenle diğer su kaynaklarında olduğu gibi nehirlerin de çok iyi korunması gerekiyor. Hidroelektrik santrallerini (HES) de saymamız gerekiyor. Elbette ki enerjiye ihtiyacımız var ancak \'bir nehrin üzerine gereğinden fazla HES yapılması\' demek, nehrin ekosistemini alt üst etmek anlamına geliyor.
O sebeple bu sayının çok iyi ayarlanması ve en azından nehirleri boruların içine almayan HES türlerinin yapılması kaynakların korunması için çok önemlidir.”