Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, demokratik açılımı toplumun talep ettiğini belirterek, çatışmaların, siyasi partilerin karargâhlarındaki yerlerini korumaya çalışan dar kadroların işi olduğunu söyledi.
Öneş, Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencilerinin konuğu olarak Türkiye Siyasetinde Demokratikleşme ve Güvenlik konulu söyleşide yaptığı konuşmada, demokratik açılım çalışmalarını değerlendirdi.
PKK terörünün sonlandırılması ve Kürt sorununun çözümündeki siyasi iradenin tarihi öneme sahip olduğunu ifade eden Öneş, "Gerçekte demokratik açılımı toplum talep etmektedir. Çatışmalar siyasi partilerin karargâhlarında yerlerini korumaya çalışan dar kadroların kısır çalışmaları kapsamında olmaktadır. Gerçekte toplumsal dinamik demokratik açılımın doğru hedefleriyle bütünleşmektedir. Türkiye'nin güveni ve gücü de buna dayanmaktadır. Bu bakımdan ben demokratik açılıma çeşitli engellere rağmen olumlu bakıyorum ve ortaya çıkacak engellemelere rağmen devamlılık kazanacağına inanıyorum." dedi.
Dış konjonktüründe Türkiye'nin demokratikleşme çalışmalarının devamına güç verdiğini kaydeden Öneş, Türkiye'nin Ortadoğu'daki yeni arayışları ve güç merkezlerinin kayışıyla ortaya koyduğu arayışların Türkiye'nin aldığı stratejik konumu, ekonomik ve siyasal gücünü, Türkiye dayanışmasına karşı ilgiyi artırdığını kaydetti.
Türk siyasetçilerinin gelişmeler karşınında doğru politika ürettikleri takdirde Türkiye'nin sorunlarını daha kısa sürede çözülebileceğini dile getiren Öneş şöyle konuştu: "Stratejik dış politikanın başarılı olabilmesi için demokratik açılımın yurt içindeki hedeflerine ulaşması zorunludur. Kürt sorunu ve PKK terörü sadece ülkenin iç dinamikleri içinde değil, bölgesel ve küresel güç dengeleri içinde manipüle edilebilecek hassasiyete sahiptir. Dolayısıyla ortaya çıkabilecek manipülasyonlar karşısında kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve kamuoyu desteğinin alınması çok önemlidir. Habur girişleriyle başlatılan, Tokat Reşadiye katliamıyla dinamitlenen, DTP'nin kapatılmasıyla zihin karmaşıklığını arttıran bir süreçte yola devam edilebilmesi için yeniden düşünmeye hata ve eksiklerin tespit edilerek somut projelerin ve yol haritasının geliştirilmesine ve gecikilmeden toplumla paylaşılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Muhalefetin vatan hainliği, milletin isyanı gibi bilimsel bir ahlakı olmayan subjektif suçlamalarla toplumu ayrıştıran ve çatışma ortamı meydana getiren söylemleri yerine basit öneri ve projelerle siyasi istikrara karşı alternatif olabilmeleri halinde kazanan ülkemiz olacaktır."
MUHALEFET DÜNYAYI OKUYAMIYOR
Türkiye'nin iç dinamikleri böyle bir açılımı zorunlu kıldığını vurgulayan Öneş, demokratik açılıma karşılık muhalefet somut, tamamlayıcı, geliştirici hiçbir öneri ortaya koymadan diyalog kapılarını kapatarak yeni bir seçime endeksli, görüntü veren yaklaşımının doğru olmadığını dile getirdi.
Öneş, " Siyasi iktidarın attığı adımlara rağmen Türkiye muhalefetinde siyaset üretimi bakımından önemli bir engellemenin oluştuğunu, dünyayı okuyamayan gibi bir yapının ortaya çıktığını söylemek bana göre yanıltıcı olmaz. Müspet gelişmelere devamlılık kazandırılabilmesi temel sorunların çözülmesi gerekir. Türkiye'nin bölgesel güç olabilmesi için, bu gün komşularıyla sıfır sorunlu, dış politik açılımlarını geliştirebilmesi için, bölgede söz sahibi bir ülke olabilmesi için bölgesel ve küresel ekonomik siyasi açılımına hız kazandırmak için kendi temel iç meselelerini çözmek zorundadır. Bu çözülemezse söylediğimiz temel açımların olması mümkün değildir." şeklinde konuştu.