Dünyanın birçok yerinde hapis cezasına alternatif olarak kullanılan 'denetimli serbestlik' uygulaması Türkiye'de de meyvelerini veriyor. Ağır ceza gerektirmeyen adi suçlarda üst sınırı 2 yıla kadar, adli kontrollerde ise üst sınırı 3 yıla kadar olan cezalar alan ve daha önce hiç suç işlememiş olan kişiler 'denetimli serbestlik' uygulamasından faydalandırılıyor. Hapis cezası yerine kitap okuma, ağaç dikme ve kamu yararına çalışma gibi cezalar, suçluların topluma kazandırılmasının yanında personel sıkıntısı çeken hastane, okul ve kütüphanelerde yarıyor.
Devlet mahkûm başına günlük 40 TL masraf ediyor. Türkiye'de 368 ceza infaz kurumunda 30 Temmuz tarihi itibariyle 112 bin 217 tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Cezaevlerindeki yoğunluğu gidermek isteyen Adalet Bakanlığı, 'denetimli serbestlik' uygulamasını etkin ve verimli kullanmak için çalışma yürütüyor. Çalışmada adi suçlarda 2 yıl olan üst sınırın 3 yıla, adli kontrolde ise 3 yıl olan üst sınırın 5 yıla çıkartılmasının düşünüldüğü belirtiliyor.
Avrupa ülkelerinde özellikle İngiltere'deki 'denetimli serbestlik' uygulamaları incelenerek uygulamanın etkinleştirilerek yaygınlaştırılması amaçlanıyor. Adalet Bakanlığı'nın 2009 Yargı Reform Stratejisi'nde de yer alan uygulama ile ilgili bölümde, başarı ile faaliyetlerine başlayan denetimli serbestlik biriminin, yeterli ödenek ve kadro tahsisi ile daha da geliştirilecek. Denetimli serbestlik hizmetlerinde görev yapan personel sayısı artırılacak. Uygulama ile ilgili mevzuat gözden geçirilerek denetimli serbestlik uygulamasını artıracak değişiklikler yapılacak. Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlardan olan kamuya yararlı bir işte çalıştırma, belli bir meslek veya sanatı yapmaktan yasaklanma gibi yaptırımların daha etkin ve yaygın bir şekilde uygulanması için eğitim çalışmaları yapılacak.
CEZASINI ÇEKMEK İÇİN GİRDİĞİ HUZUREVİNDE YAŞLILARLA GÖNÜL BAĞI KURDU
Sakarya'da ruhsatsız tabanca bulundurduğu gerekçesiyle mahkemece hakkında verilen 10 ay hapis cezası, 15 ay süreyle gönüllü olarak yaşlılar yurdunda kalan yaşlıları tıraş etme cezasına çevrilen Baki Azdar'ın ceza süresince yaşadıkları, bu tür cezaların ne kadar faydalı olduğunu en dikkat çekici şekilde gösteriyor. Cezası gereği Sakarya Hayırseverler Derneği'ne bağlı yurtta kalan 23 yaşlının 15 ay boyunca traşını yapan Azdar, huzurevindeki yaşlılarla gönül bağı kurdu. Yaşlıları traş etmenin yanında onların sorunlarıyla ilgilenen Azdar, davranışlarıyla da topluma örnek oluyor. Cezasını çekmek için girdiği dernek yurduna ikinci başkanlığa seçilen Azdar, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "29 yıldır bu kentteyim. 20 yıl yurdun önünden geçtim, içeride ne olduğunu hiç fark etmedim. Ta ki cezamı çekmeye başlayıncaya kadar. Cezamı çekerken huzurevinde kalanların eksiklikleri gördüm. Burada kalanların hiç bir sosyal aktiviteleri yok. Onlar için bir şeyler yapmaya karar verdim. Yaşlıları bir gün arkadaşımın kafesine götürdüm. Hepsine kahve içirdim. İçlerinde terkedilmiş bir Recep amcamız var. 35 yıldır babasının mezarına gitmemiş, mezarını unutmuş. Babasının mezarını buldum. Senede iki üç kere babasının mezarına götürüyorum onu. İçlerinden biri Bursa'da hastanede vefat etti. Cenazesi orada kalacaktı. Ben buna razı olamazdım. Cenazesini buraya getirdim ve defnettim. Yakında mezarını yaptıracağız."
CEZA HAYATIMI DEĞİŞTİRDİ
Azdar'ın yaşlılar için yaptıkları bunlarla sınırlı kalmamış. Maaş için bankalarda sıraya girenlere bankamatik kartı çıkartmış. Hastaneden raporlarını çıkartmalarında yardımcı olmuş yaşlılara. Duasını aldığı yaşlılar sayesinde hayatının değiştiğini söyleyen Azdar, "Cezaya başlarken böyle bir şeyi beklemiyordum. Sadece günde 4 saat erkekleri traş için gittim. Traşla kalmadık, onlarla yakınlık ve gönül bağı kurdum. Hayatımı çok değiştirdi bu ceza. Orada yaşayanların birçoğunun çoluk çocuğu var. Çoluk çocuklarınla iftar yapamıyorlar. Onlara kendi evimde iftar vererek ev ortamını yaşatıyorum. Bu insanlar sevgiye ilgiye muhtaç. Evlatları arayıp sormuyor. Hepsinin ayrı bir hikâyesi var. Kimi 20 yıl, kimi 2 yıldır burada. Annesini, babasını yatacağı odası olmadığı için buraya bırakmışlar. Anasına bir çekyat bulamamış. Böyle bir dünya olamaz." diye konuştu.