Sakarya Üniversitesi tarafından hazırlanan "Performansa Dayalı Tasarım ve Değerlendirme Yöntemlerinin Deprem Sonrası Türkiye'de Gözlenen Yapı Performansları ile Karşılaştırılarak Geliştirilmesi Projesi", TÜBİTAK tarafından kabul edildi. Projenin desteklenmesine karar verildi.
Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Mustafa Kutaniş tarafından hazırlanan "Performansa Dayalı Tasarım ve Değerlendirme Yöntemlerinin Deprem Sonrası Türkiye'de Gözlenen Yapı Performansları ile Karşılaştırılarak Geliştirilmesi" başlıklı proje büyük ilgi gördü.
Proje, TÜBİTAK tarafından kabul edilerek, "Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı" kapsamında desteklenmesine karar verildi.
Yerel düzeyde olma özelliği yanında evrensel yönü de bulunan proje, konusu bakımından TÜBİTAK tarafından belirlenen ülke öncelikleri arasında yer aldı. Projenin amacının meydana gelen depremlerin oluşturduğu can ve mal kaybını en aza indirmeyi hedefleyen performansa dayalı tasarım ve değerlendirme yöntemlerinde iyileştirme ve geliştirme çalışmalarının yaygın etkisini ortaya çıkarmak olduğu belirtildi. Proje sahibi Yrd.Doç. Dr. Mustafa Kutaniş, çalışmaları hakkında şöyle bilgi verdi: "Performansa dayalı tasarım, son on yılda deprem mühendisliğinde yeni gelişen bir kavramdır. Türkiye Deprem Yönetmeliği 2007, mevcut yapıların deprem güvenliğinin belirlenmesinde kullanılmaya başlanmıştır. Yakın gelecekte ise kaçınılmaz olarak, yeni nesil sismik tasarım şartnamelerinde, yeni yapıların tasarımında da kullanılacaktır. Günümüzde yöntem, göz önüne alınan dinamik davranışın tek bir titreşim modu ile kısıtlı olması nedeniyle sadece iki boyutlu davranış gösteren az katlı ve düzenli binalar için güvenle uygulanabilmektedir."
Kutaniş, proje hakkında şu bilgileri verdi: "Projenin temel amaçlarından biri, 6 Mart 2007 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye Deprem Şartnamesi'nin 7. Bölümü'nde de yer alan mevcut binaların değerlendirilmesi ve güçlendirilmesi konularında katkı sağlamaktır. Bu katkı, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi sonrasında çeşitli düzeylerde hasar gören yapıların performansa dayalı yöntemlerle incelenmesiyle sağlanacaktır. Bu yapıların, depremden önce hesaplanacak hasar performans düzeyleri, deprem sonrası performansları ile karşılaştırılması yoluyla, şartnamelerdeki yöntemlerin durumu ortaya konacaktır. Projenin bir diğer amacı da zemin etkisine bağlı olarak dalga ve spektral genliklerin frekansa bağlı büyüme oranlarının belirlenmesidir. Çünkü, yapı performans düzeylerinin hesaplanmasında deprem talep spektrumunun, yerel zemin şartlarına ve deprem kaynak mekanizmasına bağlı elde edilmesi, büyük önem taşımaktadır."
Proje konusunun TÜBİTAK'ın öncelikli alanlar kapsamında olduğunu belirten Kutaniş, sözlerine şöyle devam etti: "Projede belirlenen amaçların gerçekleştirilmesi, arazi ve laboratuvar çalışmaları, bilgisayar simülasyonları ve yapıların mevcut hasarlarının incelenmesi suretiyle yapılacaktır. Deneysel çalışmalar, yapıların dinamik karakteristiklerinin yerinde ölçümü ve derin sondaj kuyularının açılması ve alınacak numunelerin zemin mekaniği laboratuvarlarında incelenmesi şeklinde olacaktır. Arazi ve deneysel çalışmaların yaklaşık bir yıl sürmesi planlanmıştır. Bu çalışmalardan elde edilecek sonuçlar bilgisayar simülasyonlarında kullanılacaktır. Bilgisayar ortamında yapılacak analizlerin sekiz ay kadar sürmesi düşünülmektedir. Proje konusu, TÜBİTAK'ın öncelikli alanlar kapsamındadır. Bu kazanımlar doğal olarak ülkemizde deprem afeti sonucu ortaya çıkan ekonomik ve sosyal kayıpların azaltılmasına yönelik yapılan çalışmalara olumlu yönde katkı yapacaktır."