Adapazarı Belediyesi\'nce yüzyılın felaketi olarak nitelendirilen Marmara Depremi\'nin ardından 2004 yılında inşa edilen deprem müzesi, dönemin acılarını yaşatıyor.
Her yıl ortalama 72 bin kişinin ziyaret ettiği müzeyi temmuzda 6 bin kişi gezdi. Göçük şeklini andıran, yıkık duvarları, eğik kolonları ve kırık kirişleriyle dikkati çeken müzede 17 Ağustos 1999\'da 03.02\'de meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki 45 saniyelik deprem, simülasyonla canlandırılıyor.
1967 ve 1999\'deki depremlere ait fotoğrafların sergilendiği müzede, afetlerde hayatını kaybedenlerin adlarının yazılı olduğu cam kristaller ve anı defterleri bulunuyor.
Adapazarı Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Özkan Gümülcineli, müzenin Türkiye\'nin ilk özelliğini taşıdığını söyledi.
Müzede depremde ölenlerin istastiki bilgilerinin yer aldığı pano, fotoğraf, deprem simülatörü, isimlerin yazılı olduğu kristaller ve eğitim odası bulunduğunu kaydeden Gümülcineli, "Günlük yaklaşık 200 kişi müzemizi ziyaret ediyor. Müzeye genelde depremde yakınıın kaybetmiş insanlar geliyor ancak buradan en çok depremi yaşamayanlar etkileniyor" diye konuştu.
Gümülcineli, müzenin mimarisiyle insanlarda "deprem değil, bina öldürür" mantığını yerleştirmek istediklerini aktararak, "17 Ağustos ve sonrasındaki büyük acıların tekrar yaşanmaması, depremi unutturmamak ve gerekli önlemlerin alınması için halkımıza depremle yaşama bilincini aşılamamız gerekiyor" dedi.
- Depremin acılarını anı defterinde yaşatıyorlar
Öte yandan, müzeyi ziyaret edenlerin anı defterine yazdıkları ilgi çekiyor.
Anı defterinde yer alan duygusal ifadelerden bazıları şöyle:
"17 Ağustos 1999 Marmara Depremi\'ne Sapanca\'da yakalandık, büyük acılar yaşandı. Can ve mal kayıpları oldu. Ülke olarak yaşanan felakette maddi ve manevi kayıplarımız oldu. Bir daha böyle acıların yaşanmaması için ülke, millet ve yetkililer olarak fen, teknik, kültür ile şehirler oluşturup güvenli bir yaşam ve gelecek sağlanması dileğiyle."
"Deprem günü 1 yaşındaydım, o yüzden hiçbir şey hatırlamıyorum fakat buradaki simülatör sayesinde depremin şiddetini, ne yapmam gerektiğini öğrendim. O zaman çekilen zorlukları çekilen fotoğraflarda gördüm. Allah kimseye böyle zorluklar yaşatmasın."
"Vedat Amcacığım seni hiç tanımadım, eminim ki tanısam çok severdim. Seni tanımayı öyle çok istiyorum ki bu kelimelere sığmayan bir şey ama kelimelere sığan bir şey vardır ki o da şudur. Kızların ve eşin güvenilir ellerde, bundan emin olabilirsin. Gözün arkada kalmasın."
"Bu depremin oluşmasındaki en büyük faktör fay hattı değil, inşaatların depreme karşı hazır olmamasıdır. Adapazarı halkı olarak, son 100 yılda 6 büyük depremle sarsıldık. Bunları unutmamalıyız ve depremle yaşamayı öğrenmek zorundayız."
"17 Ağustos\'ta millet olarak çok büyük acılar, sıkıntılar yaşadık. Eşimizi, dostumuzu kaybettik. Her şeyden önce depremi fiziksel olarak 45 saniye yaşasak da gerek enkaz gerekse altyapı çalışmalarıyla 5 yıl bu psikolojiyle yaşadık ancak herşeye rağmen yine yaşananları unuttuk. Hala \'kendi malım\' diye çürük binalarda oturuluyor, en kötüsüd e depremi yaşamayan öğrenci ve ailelere kiraya veriliyor. Bu konunun önemini anlamamız için acaba ne kadar canın yitip gitmesi gerekiyor?"