Bilen, Fed\'in faiz arttırımını koruyacağı doğrultusunda açıklama yaptığını anımsatarak, açıklamanın gerçeği değiştirmediğini söyledi.
Türkiye\'de faizin düşeceğine ilişkin beklentinin dolara talebin artmasını da beraberinde getirdiğine dikkati çeken Bilen, "Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı\'nın \'şubat başında Para Politikası Kurulu toplantısı yaparak, faizi bir puan düşürebiliriz\' yönündeki açıklaması birdenbire dolara ilginin artmasına sebep oldu. Bu gelişme, Türkiye\'de kurun hızlı biçimde yukarı doğru gitmesine yol açtı" diye konuştu.
Bilen, Avrupa Birliği\'ndeki son gelişmelerin de doların değer kazanmasında olumsuz etkisi bulunduğunu belirterek, şunları dile getirdi:
"Özellikle Yunanistan\'da Avrupa Birliği\'nin değerlerini, bütünlüğünü ve uzun vadeli istikrarını olumsuz etkileyecek partinin iktidara gelmesi ve ülkenin içine düştüğü borç krizini döndüremeyeceği yönündeki güçlü beklentiler, Yunanistan\'ın avro bölgesinden belki ayrılmak isteği yönündeki sinyalleri de tartışma konusu yapması, bir parça doların değer kazanmasında etkili olmaya başladı. Kur, son 6 ayda ciddi anlamda artış gösterdi. Dolardaki bu dalgalanmanın Türkiye\'nin dış ticareti üzerinde olumsuz etkisi var. Dolar için konuşacak olursak, arzulanan kurun hangi düzeyde olması gerektiğinden çok, bir noktada istikrara kavuşmuş olmasıdır. Türkiye\'nin ekonomik istikrarı, ülkenin büyüme sürecinin sağlıklı yapıda zemin bulması için kurun istikrarı arzulanan bir şeydir.
Faiz oranlarının düşürülmesi, umulan ekonomi için yararları bilinen bir şey olmasına rağmen, Türkiye\'nin büyüme patikasının da istikrar içinde devam etmesi için kur istikrarı bunun kadar önemlidir. Aksi takdirde kurdaki oynaklığın içerde üretime ve bir şekilde dış dünyayla ekonomik ilişkilerde iktidarsızlığı da kaçınılmaz kılacağını söylemek maalesef zor değil."