SAKVA’nın “Salı Akşamları Sohbeti”nin bu haftaki konuğu olan Akupunkturst Dr. Ekrem Yılmaz; “Bedendeki Hastalıkların Zihinsel İlişkisi” konusu hakkında önemli bilgiler verdi.
Sakarya Kültür ve Sosyal Yardım Vakfı’nın her hafta düzenlediği “SAKVA Geleneksel Salı Sohbetleri” bu haftaki konuğu ünlü Akupunkturst Dr. Ekrem Yılmaz oldu.
SAKVA Sosyal Tesisleri’nde gerçekleşen ve çok sayıda davetlinin katıldığı programda, “Bedendeki Hastalıkların Zihinsel İlişkisi” konusu hakkında önemli bilgiler veren Dr. Ekrem Yılmaz; Hastalıkların bir kısmı için psikosomatik dendiğini fakat ‘psikosomatik’ (psikolojik-zihin kaynaklı) olmayan hiçbir hastalığın olmadığını (özellikle kronik uzun süren hastalıklar için) söyledi.
“Hücrelerde elektromanyetik reseptörler de bulunur”
Alınan bilgilerin uzun süre zihinde çözülmeden kaldığında beyinde çatışmaların başlayabildiğini dile getiren Dr. Yılmaz; konuşmasına şöyle devam etti: “Beyin kendi bozulan işleyişini düzeltmek için çözüm bulmak zorundadır. Beyin zihindeki çatışmayı çözemediği zaman kendisinin sağlığı açısından hastalığı bedene geçirerek artık problemi görünür hale getiriyor. Beyin kendini rahatlatırken karıştırıcı enerjiyi yoğunlaştırmak için seçtiği biyolojik bölge bu kaosu başlatan çatışma konusu ile doğrudan veya sembolik olarak ilişkili vücut bölgesi olmaktadır. Mesela kişinin sürekli beraber olduğu yakınındakilerin sesini duymak istememesiyle bir zaman sonra duyma zorluğu yaşamaya başlayabilir. Her hücrede biyokimyasal reseptörler yanı sıra elektromanyetik reseptörler de bulunur. Bu antenler sayesinde elektromanyetik sinyalleri algılayıp yayabilir, yani hücre içerisindeki işlemler elektromanyetik sinyallerle değişir ve diğer hücreleri de etkiler” dedi.
“Mikroplar da hastalıkların düzelmesi için gereklidir”
Hastalıkların çözümünde ilk adımım insanların zihni ile yüzleşmek olması gerektiğini ifade eden Dr. Yılmaz; “Hakikat acıdır ama hakikat acıları daha çabuk dindirir. Problemlerin çözümü için yaşanması gereken acı yaşanmalıdır. İnsanların zihindeki çatışmaları uygun bir hayat programı kullanarak çözmelidir. Hayat programı yapılırken insan hayatının bugün ve yarınını olduğu (dünya-ahiret) ve dünya hayatının geçen günler gelecek günler ve yaşanan günden oluşan 3 gün olduğunu bilerek program yapabilmek en önemli noktadır. Geçmişe ve geleceğe fazla takılmadan bu günü yaşayabilen insanın çözülemeyecek hastalığı yoktur denebilir. Mikroplar da hastalıkların düzelmesi için gereklidir. Zihindeki problemden-çatışmadan dolayı dokularda oluşan bozukluğu düzeltmek için vardırlar. Beyin gerçek ile sanal olanı ayırt edememektedir. Size bilgilerin hızlıca ulaşması hem bir nimet hem de bir külfet, Eğer bilgi gerçek mi, sanal mı olduğunu ayırt edemiyorsanız, bilgi kaynağınız sahih-doğru değilse, size ulaştırılan bilgi kritik edilmeden size ulaştırılıyorsa, vay halinize” diyerek konuşmasını tamamladı.