Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından dördüncüsü düzenlenen ‘Duayenler Akademisi’nin’ konuğu, sanat tarihinin usta ismi Prof. Dr. Semavi Eyice oldu. Moderatörlüğünü Sanat Tarihi Yazarı Belkıs Kamut Aktürk yaptığı ‘Şehirlerin Ecesi İstanbul’un Tarihi’ isimli etkinliğe, SAÜ’lü akademisyenler ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi.
Etkinliğin açılışında bir konuşma yapan Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Haşim Şahin, Eyice’nin Bizans ve Osmanlı sanatına ilişkin çok değerli çalışmalarının bulunduğunu ve medeniyetler beşiği İstanbul’u tüm yönleri ile en iyi bilen insanlardan biri olduğunu söyledi. Doç. Dr. Şahin, 93 yaşında olmasına rağmen SAÜ’lü öğrencileri kırmayıp etkinliğe katılan Prof. Dr. Semavi Eyice’ye teşekkürlerini iletti.
Etkinliğin moderatörlüğünü üstlenen Aktürk ise, “Prof. Dr. Semavi Eyice hocamız, İstanbul’u tüm yönleriyle tanır, ekmeğin okka ile satıldığı zamanları gayet net hatırlar. Hafıza çok iyidir. Kendisi hocaların hocasının hocasıdır. 1991 yılında emekli olmasına rağmen ders vermeye devam eden Eyice’nin disiplini ve işine olan saygısı ilk ifade edebileceğim özelliklerinin başında geliyor. İçinden deniz geçen İstanbul’un tarihi yazılacaksa onu en iyi yapacak kişi Semavi Eyice’dir. 93 yaşında olan ve Türkiye’nin sayılı bizantologlarından biri olan Semavi Eyice sadece Türkiye’de değil başka ülkelerdeki belli başlı kütüphanelerde İstanbul üzerine ne kadar kitap yazılmışsa hepsini tanır ve bilir” diye konuştu. Semavi Eyice’nin sadece sanat tarihi, arkeoloji değil, tüm şehre hakim olduğunu belirten Aktürk, “İstanbul’da sadece 3 tane trafik polisinin görev yaptığı zamanları da iyi hatırlar” ifadelerini kullandı.
“Şehirleri şehir yapan insandır” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Semavi Eyice, “İstanbul birtakım özelliklerini kaybetti. İtalya’da Roma, Floransa gibi şehirler, Fransa’da Paris gibi şehirler nasıl korunmaya çalışılıyorsa bizimde İstanbul için o özeni göstermemiz gerekirdi. Bizler modern bir New York yaratmaya kalkıştık ve hala da kalkışıyoruz. Şehre baktığımızda camilerin yüksek yapılar arasında bir minyatür gibi kalıyor” dedi. İstanbul’un çok zengin bir kültüre sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Eyice, “İstanbul eski bir tarihe sahiptir. Bölgeye yerleşen ilk insanlar daima tatlı su kenarlarında varlık gösterirler. Ben de İstanbul’un en eski insanlarının Altınboynuz denilen Haliç’in yakınındaki iki tatlı su deresi civarında olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Öğrencilik ve akademik hayatı hakkındaki çeşitli anılarını SAÜ’lü öğrenciler ile paylaşan Eyice, Almanya’daki öğrencilik yıllarında Rusya ile savaşın başladığını ve çok zor bir dönem geçirdiği söyledi.
“İstanbul’u maalesef kaybediyoruz” açıklamasında bulunan Eyice, 40 yıl Anıtlar Kurulu’nda çalıştım. Maalesef, bizler anıtları merhametsizce kaldırıyoruz. Ben şehir plancısı değilim. Ben sadece sanatseverim. İstanbul, İslam Kültürü’nü en parlak çağını yaşatan Osmanlı Devleti’nin başkenti. İslam ülkelerindeki en zengin kültür İstanbul’dadır” dedi. Mimar Sinan’ın ustalık eserim dediği eserini neden İstanbul’da inşa etmediğini belirten Prof. Dr. Eyice, “Mimar Sinan, ustalık eserim dediği eserini İstanbul’da inşa etmemesin en büyük sebebi İstanbul’da yer olmadığı, yer kalmadığı içindir. Mimar Sinan sadece bir mimar değildir. Aynı zamanda bir mühendis, bir sanatçıdır. O günlerde bile yaptığı eserleri estetik kaygıları dikkate alarak inşa etmiştir” diye konuştu. Prof. Dr. Semavi Eyice, SAÜ’lü öğrencilere, “Milli damgalı eserlerimize sahip çıkın. Onlara özen gösterin” tavsiyesinde bulundu.
Etkinliği sonunda Prof. Dr. Semavi Eyice’ye Sakarya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hamza Gündoğdu tarafından teşekkür plaketi takdim edildi.