Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu tarafından Organ Bağışı Haftası dolayısıyla bir etkinlik düzenlendi.
SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe SAÜ Tıp Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Metin Ercan konuşmacı olarak katıldı. Doç. Dr. Ercan, organ bağışının önemi, Türkiye’de organ bağışının tarihçesi, organ bağışında Türkiye’nin durumu ve organ bağışında temel sorunlar konusunda öğrencileri bilgilendirdi.
Organ naklinin iki çeşit yapıldığını söyleyen Doç. Dr. Ercan, “Organ nakli canlıdan canlıya ve beyin ölümü gerçekleşmiş yani kadavra kişilerden yapılan nakillerdir. Canlıdan canlıya organ nakli böbrek, karaciğer ve akciğer gibi organlar için geçerlidir. Kalp, pankreas, kornea gibi organlar için ise kadavradan nakil zorunludur. Organ nakli uzun ve kaliteli bir yaşam süresi, üretkenliğe geri dönebilme ve sağlık harcamalarını azaltması için yapılır” şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Ercan, “Organ bağışı yapmak isteyen kişilerin başvurabileceği yerler Sağlık Müdürlükleri, Kamu ve Özel tüm hastaneleri, Organ Nakli Yapan Merkezleri, Aile Sağlığı Merkezleri, Toplum Sağlığı Merkezleri, Bölge Koordinasyon Merkezleri tarafından çeşitli etkinlikler sırasında kurulan organ bağış stantlarıdır” dedi.
Aile Onayı Şart
Beyin ölümü gerçekleşen kişilerden organ nakli için ailesinin onayının şart olduğunu dile getiren Doç. Dr. Ercan, “Beyin ölümü kişilerin yakınlarına Türkiye’nin her yerinde, kişinin organ bağışı olsun ya da olmasın mutlaka organ nakli koordinatörleri tarafından bilgi verilip organ bağışı konusunda fikirleri alınır. Yaklaşımları olumlu ise yazılı onay alınarak bu kişilerden organ nakli yapılır. Kişinin kartı olsa dahi aileden mutlaka yazılı onay alınır. Kişinin önceden organ bağışı yapmış olması vasiyet değeri taşıdığından, ailelerin daha rahat karar vermesine yardımcı olur” diye konuştu.
Türkiye’de ilk organ naklinin 1968 yılında Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi’nde Dr. Kemal Beyazıt tarafından yapılan kalp nakli ile gerçekleştiğini söyleyen Ercan, “Türkiye’de organ nakli çalışmalarının verimliliğini arttırmak amacı ile 2000’li yılları başında Sağlık Bakanlığı’nın koordinasyonu ve denetiminde ‘Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Sistemi’ kuruldu. Bu sistemin amacı, ülke genelinde organ ve doku nakli hizmetleri alanında çalışan kurum ve kuruluşlar arasında gerekli koordinasyonu sağlamak ve kısıtlı imkanlarla temin edilen bağışları, bilimsel kurallara ve tıbbi etik anlayışına uygun olarak, adaletli bir dağıtımla, en uygun hastalara, en kısa süre içerisinde naklini sağlamaktır” şeklinde konuştu.
Dünyada organ nakli başarısında 5. sıradayız
Organ nakli ile ilgili Türkiye’de ki en temel sorunun kadavradan bağış oranının düşük olmasıdır diyen Ercan, “Yılda yaklaşık 1500 – 2000 kişi organ nakli beklerken hayatını kaybetmektedir. Şuan sisteme kayıtlı yaklaşık 22 bin bağış bekleyen hasta var ve umutsuzluk sebebiyle sisteme kayıtlı olmayan 100 bin daha hastanın olduğu tahmin edilmekte” dedi.
Türkiye’de aile bağlarının gelişmiş olmasından dolayı canlıdan canlıya organ bağışının yüksek olduğunu dile getiren Ercan, “Organ nakli ile ilgili ülkemizdeki en temel sorun kadavradan bağış oranının düşük olmasıdır. Gelişmiş ülkeler kadavradan organ naklinde ilk sıralarda yer alırken, Türkiye canlıdan canlıya organ naklinde dünyada 2. sırada bulunmaktadır. Organ naklinde ise dünyada başarı sıramız 5. sırada yer almaktadır ” dedi.
Doç. Dr. Metin Ercan, Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Organ Nakil Merkezi’nin kurulduğunu ve önümüzdeki dönemlerde organ naklinin gerçekleştirileceğini söyledi.