Ebeveynler karne alacak!

Bugünlerde hem velilerde hem de öğrencilerde karne heyecanı var. Sakarya\'da; Okul öncesi, ilköğretim ve orta öğretimdeki 182 bin 101 öğrenci 25 Ocak 2013 Cuma günü karne alarak, 17 günlük yarıyıl tatiline girecek.

Kötü karne sadece öğrencinin değildir!

Öğrencilerin alacakları karne notunun, veli-öğrenci-okul üçgeninde oluşturacağı etkileri değerlendiren uzmanlar; \'\'Kötü karneden yalnızca öğrenci sorumlu değildir\'\' farkındalığına dikat çekti. Konu ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan uzmanlar, velileri dikkatli olmaları için uyarıyor.

Karnelerin çok iyi analiz edilmesini öneren uzmanlar karnenin, çocuğun dönem boyunca öğrenme süreçleriyle ve davranışlarıyla ilgili geribildirim içerdiğini ifade ediyor. Karneyle çocuğun zekâsı, dikkat ve konsantrasyonu, psikolojik durumu, aile ilişkilerinin bir bütün olarak değerlendirilmiş olduğunu belirten uzmanlar, kötü karnenin tek sorumlusunun çocukların olmadığını, sonuç olarak çocukla bu sorumluluğu paylaşmanın gerekli olduğunu savunuyor.

En çok yapılan hatalar

En çok yapılan hatalar, çocuğu cezalandırmak, tehdit etmek, diğer çocuklarla kıyaslamak, korkutmak, kişiliğine yönelik saldırılardır. Bu davranışlar çocukta suçluluk duyguları oluşturabilir ya da çocukta savunmalar gelişebilir. Uyum ve davranış sorunları da ortaya çıkabilir. Yani tabloya başka sorunlar eklenebilir.

Karne döneminde çocukların kesinlikle yalnız bırakılmaması gerektiğini de ifade eden uzmanlar, ebeveynlerin çocuklarına her durumda değer verdiklerini hissettirmeleri ve soruna karşı çözüme yönelik tedbirleri almaları gerektiğini belirtiyor. Çocukların yarım dönemde başaramadığını  tatilde başaramayacağının altını çizen uzmanlar: “Yarım dönem boyunca çocuk başaramadığını tatilde başaramaz. Çocuktan tatilde sıkı çalışma programı uygulamasını beklememek, ancak özel eğitimle desteklenmesi gereken bir durum varsa, bir eğitici rehberliğinde ek çalışma yapılması uygun olacaktır.Tatil, tatil gibi yaşanmalıdır. Özel destek gerektiren durumlar dışında, genel bir tekrar, kitap okuma, çok zorlayıcı olmayan çalışmalar yapılabilir” gibi  tavsiyelerde bulunuyor.Ayrıca, başarı- başarısızlık indeksinin temelinde farklı etkenlerin olabileceğini belirten uzmanlar, bu etkenleri şöyle sıralıyor:

Kişisel özellikler

Çocuğun IQ seviyesinin yaşıtlarına oranla düşük olması, öğrenme güçlüğü, depresyon, davranım bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun mevcut olması, bedensel bir engelinin veya rahatsızlığının bulunması görme-işitme kayıpları önem taşımaktadır.

Aileden kaynaklanan sebepler


Aile içi ilişkilerin nitelikli olması, çocukla iletişim dilinin doğru olması, çocuğun gelişim dönemlerinde zengin uyaran verilmesi, öğrenme ile ilgili çevresel faktörlerin sağlıklı olması, anne-babanın sağlıklı model olması, kültürel seviyenin, ders çalışma ortamının sağlanması, ailenin disiplini, başarıyı olumlu etkileyen faktörlerdir. Ailelerin diğer çocuklarla kendi çocuklarını kıyaslamaları, başarısızlığı sonucu onu yargılamaları ve eleştirmeleri yerine çözüm yolları aramaları en doğru yaklaşımdır.

Okuldan kaynaklanan sebepler


Okuldaki eğitim ve öğretim programının çocukların gelişim seviyelerine uygun zenginleştirilmiş programlar olması, öğretmenin bilgi aktarımı, disiplini sağlayabilen araştırıcı, etkili öğretmenlik yetilerine sahip olması gerekmektedir. Çocuğun akademik başarısı beklenenin altında ise öncelikle bir araştırma yapılmalıdır. Bir çocuk-ergen psikiyatristi ve psikoloğundan yardım alınmalı, çocuk-aile ve okula yönelik bir çalışma düzenlenmelidir.
11 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]
cbf83291fd295a0c76a8cba6f18efefc@