Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu'nun 603. hafta basın açıklamasında, eğitim sisteminin sil baştan değiştirilmesi gerektiği vurgulandı.
Meydanda yapılan seçim mitingi nedeniyle internet üzerinden yayınlanan bildiride, Türkiye'deki sorunun başlı başına bir sistem sorunu olduğu belirtilerek " 12 Eylül Anayasası'nın esastan tartışılması ve yenilenmesi yerine, yönetim şekli üzerinden yürüyen usul tartışmaları ve 18 maddelik bir değişim adalet eksenli bir düzen amacına hizmet etmeyecektir. Hedeflenen değişimin vesayeti kaldıracağı ve istikrarı sağlayacağı şeklindeki teze katılmıyoruz. Yapısal bir değişim gerçekleştirilmediği sürece anayasanın halkımızın beklentilerine cevap vereceğine inanmıyoruz. Siyaset, ekonomi, kültür, eğitim, sanat, bilim vb. tüm alanlarda adaletin esas alındığı yapısal değişimi gerçekleştirmek zorundayız. Tüm sistemimizi batı aklı değil, İslam aklı üzerine inşa etmemiz gerektiğine inanıyoruz. Kültürümüzü batının pompaladığı tüketim ve eğlence kültürünün etkisinden kurtaracak ve İslami değerler üzerine yeniden inşa edecek bir dönüşümü hayata geçirmeliyiz" denildi.
Eğitimin bu değişimde kilit role sahip olduğuna dikkat çekilan açıklamada "Öğrencilerin sigara, uyuşturucu, alkol kullanım oranlarındaki ciddi artış ve diğer ahlaki zaafiyetler sorgulanarak, öncelikle değerler eğitiminin nasıl etkili bir şekilde verilebileceği tartışılmalıdır. Eğitimde bugün yaşadığımız çöküşün arkasında batı değer sisteminin meydana getirdiği tahribatın olduğunu unutmamalıyız. Müfredatlarda yapılacak kısmi değişikliklerin beklenen dönüşümü sağlayacağı kanaatinde değiliz. Öğrencilerimizin düşünce ve duygu dünyasını doğru inşa edecek bir eğitim sistemi acilen tartışmaya açılmalıdır. Aksi takdirde bireyselleşen, hevasını gerçekleştirmekten başka derdi olmayan, servet ve statü hedefli gelecek peşinde koşan bir gençlik gerçeği ile yüzleşmeye devam ederiz. Eğitimdeki maneviyat boşluğunu doldurmadan atılacak her adım sonuçsuz kalmaya mahkumdur. Eğitimi zorunlu kılmak, bazı müfredatlarda değişiklik yapmak gibi adımların sorunu iyi okuyamamaktan kaynaklandığını düşünüyoruz. Üniversitelerimizin sayısının arttırılması, yüzlerce üniversite açılması eğitim sorunumuzu çözmemekte, aksine derinleştirmektedir. Üniversiteler bir ihtiyaca binaen değil, boşta gezen gençleri oyalamak amacıyla açılmaktadır. Dolayısıyla bir eğitim kalitesinden söz etmek mümkün değildir. Üniversitelerimiz bilgi üreten değil, bilgi tüketen merkezler haline dönüşmüştür" ifadelerine yer verildi.