Ermenilerden özür diliyoruz kampanyasına karşı olarak reddediyoruz adlı kampanya başlatan Sakarya Üniversitesi Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Doç.Dr. Haluk Selvi, soykırım iddialarına, Talat Paşa'nın bastırdığı "Ermeni Komitelerinin Emelleri ve İhtilal Hareketleri" adlı kitapla cevap verdi.
Bir grup gazeteci ve aydının başlattığı Ermenilerden özür diliyoruz kampanyasına tepkiler devam ediyor. Sakarya Üniversitesi Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Doç.Dr. Haluk Selvi öncülüğünde "reddediyoruz.com" adlı imza kampanyası başlatıldı. Bir haftalık süre içinde 5 bin imzanın toplandığı kampanya ile ilgili konuşan Doç.Dr. Haluk Selvi, "Biz de reddediyoruz.com adı altında bir internet sayfası kurduk. Sakarya Üniversitesi olarak, özür kampanyasının Ermenistan-Türkiye ilişkilerini olumsuz etkileyeceğini düşünüyoruz" dedi.
Ermenilerin Hedefi Bu
Özür dileme kampanyasının başlaması tarihinin çok ilginç olduğunu anlatan Selvi, şöyle konuştu: "Türkiye'nin Ermenistan'la görüşmelerin devam ettiği bir süreçte böyle bir çalışmasının başlatılması konunun çözümsüzlüğe götürülmesine hedefleniyor. Ermeni diasporası kendi varlığını borçluğu olduğu soykırım ve Türkiye cumhuriyeti düşmanlığını devam ettirmek için bu kampanyayı Türkiye'deki birçok gazeteciyi yönlendirerek başlatmıştır. Aynı şekilde Ermenistan'daki 300 aydının Cumhurbaşkanı Gül'e yolladığı soykırımı tanı mektubunun bu zamana denk gelmesi, Türkiye'deki aydınların iyi niyet sorununun çözülmesi amacını taşımadığını gösteriyor. Bu bir aydının alacağı bir tavır, tutum değildir. Bir aydın herhangi bir konu hakkında derinlemesine araştırma yapmadan siyasi politika oyunlarına alet olmaz, o sözde aydınlar diasporanın yönlendirmesine alet olmuşlardır. Türkiye geçen yüzyıl boyunca bu tür yönlendirmelere açık duruma getirilmiştir maalesef. Bizim vatandaşlarımız da bu aydınlara bakarak biz yapmış olabiliriz düşüncesine sahip olabiliyor. Ermenilerin hedefi bu, zaten bunu gerçekleştirmek istiyorlar."
Soykırım Söz Konusu Değil
1915 olaylarıyla ilgili bilgilerin elimizde olduğunu, Osmanlı arşivinin açık olduğunu belirten Selvi, sözlerine şöyle devam etti: "Yaptığımız akademik çalışmalarla bunları ifade ettik. Herhangi bir soykırım ya da büyük felaket söz konusu değil. Eğer bu sayıya dönüştürülecek olursa, Türklerin kaybı 1. Dünya Savaşı'nda Ermenilerden daha fazla. Ermeniler de Doğu Anadolu Bölgesi'nde Fransızlarla, İngilizlerle, Ruslarla öldürme faaliyetlerine girişmişlerdi."
Tek Bir Etnik İfade Kullanılmaz
Tehcir kanununun çıkarılma sebebini açıklayan Selvi, sözlerini şöyle sürdürdü: "1915 Mayıs'ında alınan Sevk ve İskan Kanunu'nda, o zaman tehcir kanunu ifadesi kullanılmıyordu, cephe gerisinde ordunun hareketini engelleyecek, yıkıcı çalışmalarda bulunanlar harp sahasından nakledilecek ifadeleri yer alıyor. Burada ne Ermeni'den bahseder ne de Rum'dan. Bir tek etnik ifade kullanılmaz."
Ermenilerin Terör Faaliyetleri
Çanakkale'de İngilizlerin, Rusların, Fransızların boğazımıza sarıldığı bir sırada Adapazarı'nda, İzmit ve Sivas'ta Ermenilerin terör eylemlerinde bulunacaklarına yönelik istihbarat raporlarının geldiğini anlatan Selvi, şunları söyledi: "Bu istihbarat raporları çerçevesinde Adapazarı'nda Armaş Manastırı'na yapılan baskınlarda Ermenilerin burayı bir silah deposuna dönüştürdükleri ortaya çıkmıştır. Adapazarı Ermenilerinin Anadolu içlerine sevk edilmeleri kararlaştırıldı. Sivas ve çevresinde Ermenilerin bu tip eylemlerde bulunacakları haberi alındı ve buradaki kiliselerde, Ermeni terör örgütleri merkezlerine yapılan baskınlarda birçok bomba ve silah elde edildi."
Bu Çalışmada Anlatılıyor
Bu konuda bütün belgelerin 1916 yılında Talat Paşa tarafından "Ermeni Komitelerinin Emelleri ve İhtilal Hareketleri" adı altında yayınlandığını anlatan Selvi, sözlerini şöyle tamamladı: "İngilizce, Fransızca ve Rusça bütün dünyaya gönderildi. Daha tehcirden hemen bir yıl sonra Talat Paşa, o kitapla Adapazarı'ndaki, İzmir'deki, Aydın ve Sivas'taki Ermenileri niçin tehcir ettim buyurun belgeler diyordu. 1890 yılında başlayıp 1915 yılına kadar Ermenilerin hangi faaliyetlerde bulunduklarını bu çalışmada anlatıyordu."