Sakarya Üniversitesi Ab-ı Hayat Öğrenci Topluluğu tarafından ‘80'lerden Bugüne Ezgiler ve Hikâyemiz’ isimli bir etkinlik düzenlendi.
SAÜ Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleşen etkinliğe, Şair-Yazar Ahmet Mercan ve Sakarya Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Ömer Karaoğlu konuşmacı olarak katıldı. Konuşmacılar, Türkiye’de İslami ezgilerin gelişimini anlattılar.
1970 yılında sosyolojiyi belirleyen şeyin sağ ve sol kavramları olduğunu söyleyen Ahmet Mercan, “Dünyada solculuğun yükselişi ile Türkiye’de ne yazık ki acıklı bir tablo vardı. Çünkü birçok insan sağ ve sol çatışmalarından hayatını kaybettiler. 12 Eylül İhtilali ile birlikte sessizlik oldu, insanlar düşünmeye başladılar nerde olduklarını, niye çalıştıklarını anlamaya çalışırken o zaman dinlerini keşfetmeye başladılar. Müthiş bir kitlesel değişim oldu. Yeni eserler Türkiye’ye tercüme edilmeye başlandı o dönemde, İslami düşüncenin çok önemli eserleri ortaya çıktı” diye konuştu.
80’li yıllarda stüdyolar sınırlıydı
1980’li yılların imkânlarından bahseden Mercan, “O dönemde stüdyolar çok sınırlıydı ve bugünkü elektronik ortam yoktu. Ama şimdi neredeyse stüdyolar evlere girdi. O yıllarda başlayan müziğin sosyolojisi, dünyadaki o coşku yerelde de payını aldı. Ve bir düş, bir hayal, bir adalet devletinin çok yakın olduğu hissiyatıyla coşku içinde giderken 90’larda bazı gerçeklerle yüzleştik. Tabi müzik açısından baktığımızda müzikal olarak çok büyük bir iddia başka bir müzik iddiası değildir” dedi.
Mercan, “Müziğin ve meşruiyetinin ne olduğu ne olmadığı konusunda geceler boyu gündüzler boyu konuştuk, tartıştık, keşfettik. 28 Şubat dönemi çok sıkıntılı geçti ve o dönemi Türkiye’deki bu topraklarda yaşayan insanların devleti yönetenleriyle ve ülkenin en üst sınıfının desteklediği Türkiye’deki İslami gelişmenin durdurulması, azaltılması olarak algılamak mümkündür. Onları yaşadık ve ondan çıkardığımız dersler çok acı vericiydi. Çünkü bu ülkede yaşayan ama dini anlayışı ne olursa olsun bir insana bu kadar zulmü reva görülebilmesinin gerçekliğiyle yüzleştik ve her zaman omuz omuza mücadele verdik” ifadelerini kullandı.
“Biz sizin ezgilerinizle büyüdük”
“80’li yıllar birçok şeyin ‘İslami’sini aradığımız, keşfettiğimiz yıllardı. İslam’ın hayatla ilişkisini zaman içerisinde daha fazla fark etmeye, Müslümanca düşünme etkinliğini daha bilinçli bir şekilde gerçekleştirmeye başladık’ diyen Ömer Karaoğlu, tevhidi farklı anlama ve açıklama şekillerinin bulunmasını yadırgamamak gerektiğini ifade etti.
Gençlik yıllarını İslam’ı sahih kaynaklarından öğrenebilme arzusu duyan bir topluluk ve muhit içinde geçirişini ve aynı zamanda henüz başlamış olduğu. “Biz sizin ezgilerinizle büyüdük” diyen birçok insanla karşılaştığını belirten Karaoğlu, bunları ya eskiye özlem duyan ve içinde bulunduğu hâlden memnuniyetsiz olan ya da geçmiş günlerinin “günahını çıkartmaya” çalışan kimseler olarak düşündüğünü dile getirdi.
Program, Nijeryalı öğrenci Ebubekir Moktar’ın Kur’ân tilaveti ile son buldu.