- "İstanbul'u bastonumun sesiyle keşfedeceğim"
Tercih yaparken ailesiyle istişare ettiklerini dile getiren Aydın, üniversitede de belli başlı zorluklar yaşayacağını ve amacının bu zorlukları aşmak olduğunu vurguladı. Zorlukları, çevresinin ve üniversite yetkililerinin yardımlarıyla aşabileceğine inandığını vurgulayan Aydın, şöyle devam etti:
"İstanbul'u bastonumun sesiyle keşfedeceğim. Başarı için sadece engellinin veya çevresinin çabaları yetersiz. Bir ortaklık gerekiyor. Çevrenin, ailenin, arkadaşların, öğretmenin ve çevredeki kurumların desteğiyle bir engelli, gerek akademik gerek sosyal manada çok rahat iyi bir noktaya gelebilir. Bunun önünde hiçbir engel yok. Burada çevrenin desteği, öğrencinin isteği olduğu zaman bütün beceriler olmasa bile birçoğu kazanılabilir. En önemli nokta istek. İstedikten sonra öğrenilir ve o istek onu öğrenmeye götürür."
Küçük yaşlarda İstanbul'daki hastanelerde tedavi gördüğünü, 5 yaşından beri de her hafta İstanbul'a eğitim almak için gittiğini aktaran Aydın, bu nedenle şehre yabancı olmadığını dile getirdi.
Doğumundan itibaren kendisine her türlü fedakarlığı ve desteği sağlayan herkese, özellikle öğretmenlerine teşekkür eden Aydın, "Okulum artık İstanbul'da. İstanbul gibi bir büyük şehirde eğitimime devam edeceğim. Orada olanaklar, imkanlar daha fazla, şehir de büyük. Artık elimle tuttuğum gözüm ile bastonumun sesine uyarak İstanbul'u keşfetmeye çalışacağım." dedi.
Baba Mustafa Aydın ise oğluna yardımcı olan öğretmenlere teşekkür ederek, Huzeyfe'nin başarısından dolayı mutlu olduklarını dile getirdi.
Huzeyfe'nin kazanacağından emin olduklarını ifade eden baba Aydın, şunları söyledi:
"Okulda ya birinci ya da ikinci olurdu. Biz sadece öğretmenlerimize kaynaştırmalı eğitimin önemini hatırlattık. Körler okuluna götürdük, görenlerle okumasında faydalı olduğunu söylediler. Körler okulunda bu yaşına kadar okusaydı, çıktıktan sonra görenlerle normal bir üniversitede problem yaşardı. Görenlerin hayatında görme engelli yaşamayı bildiği için kendisine bu hayat ve eğitim sıkıntı vermedi. Onun için biz mutluyuz, kendisine de teşekkür ediyoruz."
"Aile ve eşlerin bağları kuvvetli değilse, engelli çocuk da olunca ailelerde sıkıntı olduğunu görüyorum." diyen Aydın, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Halbuki engelli çocuk, ailelerin daha birbirlerine bağlanmalarına vesile oluyor. Tam anlamıyla birinden diğerine nöbetin teslim edildiği bir eğitim sistemine vesile oluyor. Bunun için öncelikle kendi aralarındaki ilişkileri düzeltsinler, sonra da çocuklarına ellerinden geldiğince rehberlik yapmaya çalışsınlar. Onlardan sıkıntı duymasınlar. Allah'ın lütfettiği kadar muhakkak onlar da başaracaktır."