TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şube Başkanı Gürpınar: "Ülkemizi, kentlerimizi, yapılarımızı depreme karşı hazırlamanın iki temel yolu bulunmaktadır. Birincisi, mevcut yapı stokumuzun iyileştirilmesi, güçlendirilmesi, ikincisi ise yapı üretim sürecinin denetlenmesidir"
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şube Başkanı Hüsnü Gürpınar, Türkiye\'yi depreme karşı hazırlamanın iki temel yolu bulunduğunu belirterek, bunun yolunun yapı stokunun iyileştirilmesi, güçlendirilmesi ve yapı üretim sürecinin denetlenmesinden geçtiğini bildirdi.
Gürpınar, Marmara Depremi\'nin 15. yılı dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, ülke ekonomisini tahrip eden, insanlara büyük acı yaşatan, on binlerce insanın yaralanması, sakat kalması ve ölmesine neden olan 17 Ağustos 1999\'un hafızalarda büyük anı ve çaresizlik duygusuyla anıldığını vurguladı.
Deprem konusundaki temel sorunun yapı üretim süreci ve mesleki uygulamaların niteliksizliği ile denetimsizliği olduğuna dikkati çeken Gürpınar, temel noksanlıkların giderilmesi noktasında bugüne kadar yeterli çalışmanın yapılmadığını savundu.
Bilimsel çalışma sonrası ortaya çıkan çözüm önerilerinin uygulanmasını beklediklerini kaydeden Gürpınar, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"Ülkemizi, kentlerimizi, yapılarımızı depreme karşı hazırlamanın iki temel yolu bulunmaktadır. Birincisi, mevcut yapı stokumuzun iyileştirilmesi, güçlendirilmesi, ikincisi ise yapı üretim sürecinin denetlenmesidir. İlki mevcut olumsuzluğu azaltmayı amaçlamakta, ikincisi ise geleceği kazanmakla ilgilidir."
Gürpınar, Türkiye\'de sağlıklı yapı envanteri bulunmadığını, yapı stokunun yüzde 60\'ının 20 yaş ve üzeri yapılardan oluştuğuna işaret ederek, büyük bölümünün ruhsatsız olduğu ve mühendislik hizmeti almadan üretildiğini ileri sürdü.
"Kentsel dönüşüm" olarak bilinen Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun\'un, şehirlerin yapı kalitesinin artırılmasına sebep olacak fırsata dönüştürülmesini arzu ettiklerini aktaran Gürpınar, şunları ifade etti:
"Başarılı kentsel dönüşümler toplumla uzlaşmayla gerçekleşir. Bu nedenle yapılacak uygulamalarda bir tarafın mağduriyet, diğer tarafın haksız kazanç oluşumuna sebebiyet verilmemesini, yapılacak uygulamalarla ortaya çıkacak değer artışının kamuya ve bölge insanına aktarılmasının sağlanması gerekir.
Kentsel dönüşüm uygulamalarında birinci önceliği, deprem riski altındaki binaların güvenli hale getirilmesi konusunun dikkate alınmasıyla ilgili gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini ifade ediyoruz."