Hamileler doğum öncesi eğitime alınacak
Sakarya Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aydın Erdoğan, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı\'ndan sağladıkları destek sayesinde, 2014 yılından itibaren bütün ilçelerdeki Toplum Sağlığı Merkezlerinde açılacak olan Doğum Öncesi Hazırlık Sınıflarında hamile kadınları doğuma hazırlık eğitimine alacaklarını belirtti.
Hazırlanan eğitim projesi kapsamında 18 Aralık tarihinden itibaren doktor, ebe, hemşirelerden oluşan toplam 30 sağlık personelinin kursa alınacağını dile getiren Erdoğan, kursa katılarak eğitim alan kişilerin kurs sonrası ilçelerindeki toplum sağlığı merkezlerinde açılacak olan doğum öncesi hazırlık sınıflarında hamile kadınlara eğitim vermeye başlayacaklarını bildirdi. Sağlıklı bir topluma ancak sağlıklı bireylerin varlığı ile ulaşılabileceğini ifade eden Erdoğan, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı\'nın teknik destek sağladığı proje ile dünyada ve ülkemizde giderek artan sezaryen oranlarının azaltılması, anne ve bebek ölümlerinin önlenmesini amaçladıklarını, verilecek eğitimlerle hamile kadınların doğum eylemi, doğum ağrılarıyla başa çıkma, nefes alma-verme, gevşeme egzersizleri, rahatlama teknikleri, olası medikal müdahaleler konularında bilgilendirilerek kendilerine ve bedenlerine güven duymalarının sağlanacağını ifade etti.
"Doğum fizyolojik bir olaydır"
“Kadın bedeni normal doğuma göre programlanmıştır” diyen Erdoğan, “Doğum fizyolojik bir olaydır. Aslında sezaryen birtakım tıbbi sebepler ve mecburiyetler sebebiyle normal doğumun mümkün olamadığı durumlarda tercih edilmesi gereken bir ameliyat yöntemidir. Ancak birtakım sebeplerle sezaryenle doğum yapma tercihi maalesef gittikçe artmaktadır. Hamileler normal doğum eylemi esnasında ağrı hissedecekleri ve doğum eyleminin uzun süreceği gerekçesiyle normal doğumdan korkmaktadır. Yıllardan beri artarak devam eden toplumsal negatif öğretiler nedeniyle kadınlarımız normal doğumdan korkar hale gelmişlerdir. Hayata geçireceğimiz proje ile doğum öncesi eğitim sınıflarında hamileleri eğitime alıp onları normal doğuma hazırlamayı planlamaktayız” şeklinde konuştu. Erdoğan, eğitimlerle kadınların hamilelik sürecini sağlıklı bir şekilde tamamlaması, gebelikte ortaya çıkabilecek komplikasyonların en aza indirilmesi, gebelik döneminde sağlıklı beslenme, normal doğum ile ilgili korku ve kaygılarının giderilmesi, dünyada ve ülkemizde hızla artan sezaryen oranlarının azaltılması ve normal doğumun özendirilmesi, annelerin loğusalık dönemi ile ilgili bilgi düzeyinin arttırılması, bebeğin anne sütü ile beslenmesi ve anne ve bebek sağlığı ile ilgili tüm konularda annelerin bilgilendirilmesinin ana hedefleri olduğunu söyledi.
Sezaryen sayısı arttıkça riskin de arttığına dikkat çeken Erdoğan, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Her geçirilen ameliyatta karın içerisinde yapışıklıklar daha fazla artar ve bunlar bir sonraki ameliyatta zorluk yaratabilir. Ayrıca sezaryen sayısı arttıkça bir sonraki hamilelikte bebeğin eşinin aşağıya yerleşme (plasenta previa) oranı ve bebeğin eşinin rahime yapışma (plasenta akreata) oranında artış izlenmektedir ki bunlar anne ve bebek hayatı açısından oldukça riskli durumlardır. İlk sezaryende bile bu riskler söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle mecbur olmadıkça sezaryen yapılmaması ve her zaman normal doğumun ön planda tutulması önerilmektedir. Ayrıca her sezaryen ameliyatında hastayı uyutmak amacıyla yapılan anestezi işleminin de başlı başına birtakım riskleri olabileceği gözardı edilmemelidir. Tüm hamile hanımlarımızı bulundukları ilçelerdeki toplum sağlığı merkezlerinde açılacak olan doğum öncesi hazırlık sınıflarına davet ediyoruz.”
Hazırlanan eğitim projesi kapsamında 18 Aralık tarihinden itibaren doktor, ebe, hemşirelerden oluşan toplam 30 sağlık personelinin kursa alınacağını dile getiren Erdoğan, kursa katılarak eğitim alan kişilerin kurs sonrası ilçelerindeki toplum sağlığı merkezlerinde açılacak olan doğum öncesi hazırlık sınıflarında hamile kadınlara eğitim vermeye başlayacaklarını bildirdi. Sağlıklı bir topluma ancak sağlıklı bireylerin varlığı ile ulaşılabileceğini ifade eden Erdoğan, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı\'nın teknik destek sağladığı proje ile dünyada ve ülkemizde giderek artan sezaryen oranlarının azaltılması, anne ve bebek ölümlerinin önlenmesini amaçladıklarını, verilecek eğitimlerle hamile kadınların doğum eylemi, doğum ağrılarıyla başa çıkma, nefes alma-verme, gevşeme egzersizleri, rahatlama teknikleri, olası medikal müdahaleler konularında bilgilendirilerek kendilerine ve bedenlerine güven duymalarının sağlanacağını ifade etti.
"Doğum fizyolojik bir olaydır"
“Kadın bedeni normal doğuma göre programlanmıştır” diyen Erdoğan, “Doğum fizyolojik bir olaydır. Aslında sezaryen birtakım tıbbi sebepler ve mecburiyetler sebebiyle normal doğumun mümkün olamadığı durumlarda tercih edilmesi gereken bir ameliyat yöntemidir. Ancak birtakım sebeplerle sezaryenle doğum yapma tercihi maalesef gittikçe artmaktadır. Hamileler normal doğum eylemi esnasında ağrı hissedecekleri ve doğum eyleminin uzun süreceği gerekçesiyle normal doğumdan korkmaktadır. Yıllardan beri artarak devam eden toplumsal negatif öğretiler nedeniyle kadınlarımız normal doğumdan korkar hale gelmişlerdir. Hayata geçireceğimiz proje ile doğum öncesi eğitim sınıflarında hamileleri eğitime alıp onları normal doğuma hazırlamayı planlamaktayız” şeklinde konuştu. Erdoğan, eğitimlerle kadınların hamilelik sürecini sağlıklı bir şekilde tamamlaması, gebelikte ortaya çıkabilecek komplikasyonların en aza indirilmesi, gebelik döneminde sağlıklı beslenme, normal doğum ile ilgili korku ve kaygılarının giderilmesi, dünyada ve ülkemizde hızla artan sezaryen oranlarının azaltılması ve normal doğumun özendirilmesi, annelerin loğusalık dönemi ile ilgili bilgi düzeyinin arttırılması, bebeğin anne sütü ile beslenmesi ve anne ve bebek sağlığı ile ilgili tüm konularda annelerin bilgilendirilmesinin ana hedefleri olduğunu söyledi.
Sezaryen sayısı arttıkça riskin de arttığına dikkat çeken Erdoğan, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Her geçirilen ameliyatta karın içerisinde yapışıklıklar daha fazla artar ve bunlar bir sonraki ameliyatta zorluk yaratabilir. Ayrıca sezaryen sayısı arttıkça bir sonraki hamilelikte bebeğin eşinin aşağıya yerleşme (plasenta previa) oranı ve bebeğin eşinin rahime yapışma (plasenta akreata) oranında artış izlenmektedir ki bunlar anne ve bebek hayatı açısından oldukça riskli durumlardır. İlk sezaryende bile bu riskler söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle mecbur olmadıkça sezaryen yapılmaması ve her zaman normal doğumun ön planda tutulması önerilmektedir. Ayrıca her sezaryen ameliyatında hastayı uyutmak amacıyla yapılan anestezi işleminin de başlı başına birtakım riskleri olabileceği gözardı edilmemelidir. Tüm hamile hanımlarımızı bulundukları ilçelerdeki toplum sağlığı merkezlerinde açılacak olan doğum öncesi hazırlık sınıflarına davet ediyoruz.”
11 yıl önce
Yorumlar
[İlk yorum yapan siz olun]
488448525adf7632a59aa4e7220e00c1@