Havasız Ofis Ortamı Ağrıya Neden Oluyor

Havasız ortam ve hareketsiz yaşamın yol açtığı yorgunluk ve ağrı hissi, en çok ofiste çalışanlarda görülüyor. "Ofiste bile dinlenebilirsiniz" diyen Anadolu Sağlık Merkezi'nden ağrı uzmanı Prof. Dr. Ayşen Yücel egzersizin önemini vurguluyor.

Anadolu Sağlık Merkezi'nden Prof. Dr. Ayşen Yücel, konuyla ilgili soruları yanıtladı.

Yorgunluk birçok hastalığın belirtisi olması nedeniyle birçok hastalıkla karıştırılabiliyor, bu durum yanlış tedavilerin uygulanmasına neden oluyor mu?

Evet, yanlış tedavi uygulanması oldukça sık karşılaşılan bir durum. Genelde bu hastalara; kas ağrısı, miyalji, psikayatrik bozukluk gibi birtakım tanılarla ağrı kesiciler ya da steroid olmayan romatizma ilaçları dediğimiz, piyasada satılan romatizma ilaçlarından veriliyor. Ancak bu ilaçlar hastalara geçici iyilik sağlıyor. Hastanın şikayetleri geçici bir süre yok oluyor ama sonra tekrar bir atak geliyor. Ve tıpkı miyofasyal ağrı gibi çok sıcak, çok soğuk, stres, ani gelen bir duygusal saldırı, hastaların bulgularının tekrar şiddetlenmesine neden oluyor.

Özellikle ofislerde çalışan insanlarda bu hastalığa çok sık rastlanıyor.





Bahsettiğiniz bu belirtiler varsa hangi doktora gitmeli?

Genellikle bu tür hastalar daha çok dahiliye uzmanına gidiyorlar. Belki başlangıç için doğru bir seçim olabilir çünkü en azından romatolojik bir hastalık mıdır yoksa başka bir patoloji var mı diye ayırıcı tanı konabilir. Ama bu hastalık için tek bir uzmanlık alanı söyleyemeyiz. Mutlaka psikiyatr, psikolog, fizik tedavi uzmanı ve ağrı uzmanı gibi farklı uzmanlık alanlarından hekimlerin ekip içinde bulunması gerekir.

ORTA YAŞTA DİKKAT

Fibromiyalji nasıl bir hastalık?

Genel olarak orta yaş hastalığı diyebiliriz. (30-50 yaş arası) Başlangıçta bazen stres olabiliyor ama her zaman da stresle başlaması şart değil. Kimi hastada aşırı yorgunlukla başlarken kimisinde de uyku hali, depresyonla başlayabiliyor. Her hastada da bu bulgular farklılık gösteriyor. O yüzden fibromiyalji en zor takip ve tedavi edilen hastalıklardan biri.

 

<p><font face="verdana,geneva" size="2"><font color="#993300"><br /><br /><br />Bahsettiğiniz bu belirtiler varsa hangi doktora gitmeli? <br /></font><br />Genellikle bu t&uuml;r hastalar daha &ccedil;ok dahiliye uzmanına gidiyorlar. Belki başlangı&ccedil; i&ccedil;in doğru bir se&ccedil;im olabilir &ccedil;&uuml;nk&uuml; en azından romatolojik bir hastalık mıdır yoksa başka bir patoloji var mı diye ayırıcı tanı konabilir. Ama bu hastalık i&ccedil;in tek bir uzmanlık alanı s&ouml;yleyemeyiz. Mutlaka<strong> psikiyatr, psikolog, fizik tedavi uzmanı </strong>ve <strong>ağrı uzmanı </strong>gibi farklı uzmanlık alanlarından hekimlerin ekip i&ccedil;inde bulunması gerekir. </font></p><p><font face="verdana,geneva" size="2"><strong>ORTA YAŞTA DİKKAT</strong> <br /><br /><font color="#993300">Fibromiyalji nasıl bir hastalık?</font> <br /><br />Genel olarak orta yaş hastalığı diyebiliriz. (30-50 yaş arası) Başlangı&ccedil;ta bazen<strong> stres</strong> olabiliyor ama her zaman da stresle başlaması şart değil. Kimi hastada <strong>aşırı yorgunlukla</strong> başlarken kimisinde de <strong>uyku hali, depresyonla</strong> başlayabiliyor. Her hastada da bu bulgular farklılık g&ouml;steriyor. O y&uuml;zden fibromiyalji en zor takip ve tedavi edilen hastalıklardan biri. <br /><br /></font></p><p>&nbsp;</p>
Psikolojik mi yoksa fizyolojik bir hastalık mı?

Ciddi klinik araştırmalar yapılmış bu konuda. Hastalığın nedenine ilişkin çok çeşitli bilimsel bulgular var. Ancak sağlıkçılar halen bu sorunun yanıtında ikiye ayrılıyorlar. Bir grup bu hastalığın içinde depresyon, uyku bozukluğu, konsantrasyon bozukluğu olduğu için temelinin psikolojik olduğunu söylüyor. Psikolojik faktörler ve depresyonun yarattığı isteksizlik ve hareketsizlik sonucu kas ağrılarının oluştuğu düşünülüyor. Bilimsel çalışmaların sonuçlarına baktığımızda; tek başına psikolojik bozuklukların, oluşan klinik tabloyu açıklayamadığını görüyoruz. Ağrı ve yorgunluk açısından kasın bir özelliği var. Kaslarda, bizim sessiz reseptörler dediğimiz özel ağrı algılayıcıları bulunuyor ve bu algılayıcılara gelen uyarıların ağrı haline dönüşmesi -aynı şey yorgunluk için de geçerli- için uyarının devamlılığı önemli. Ağrılı bir uyarı kastaki sessiz reseptörleri etkileyemiyor. Bu reseptörlerin etkilenmesi için bir tetik nokta olması gerekiyor. Sürekli uyarılar bu tetik noktanın üzerine çıkınca, sessiz reseptörler aktif hale geliyor. Uyarı devam ettikçe, sessiz reseptörler uyarıyı beyne iletme konusunda öyle bir ateşleniyorlar ki hastanın kasılması ve ağrısı giderek şiddetleniyor.

NERESİ AĞRIYOR?

Ayrıca, vücut bu kadar fazla ağrıyı algılayınca, omurilik düzeyinde bir bilgi karmaşası oluyor. Diyelim ki ağrı dizin belirli bölgelerinden gelirken o bilgi karmaşası ağrının çok daha geniş sahadan geliyormuş gibi algılanmasına neden oluyor. Bu durumda hastanın başlangıçta daha küçük bir bölgede ağrısı varken, bu ağrılı bölge giderek genişliyor. Bu durumda hastanın yorgunluğu var, hasta hareket etmiyor, sessiz reseptörlerin devreye girmesi ile ağrılar başlıyor. Ağrı olunca hasta yine hareket etmiyor ve kaslardaki ağrı giderek yayılıyor, kas hassasiyeti artıyor. Bu tablo sonuçta bir kısır döngü haline geliyor. Tablo kronikleştikçe işin içine depresyon ve uyku bozuklukları da giriyor. Son yıllarda yapılan çalışmalarda fibromiyaljinin nöropatik ağrı sendromları arasında sayılması gerektiği ortaya kondu. Hatta bizim nöropatik ağrılarda kullandığımız bir ilacın fibromiyalji tedavisinde kullanılması için FDA'den onay aldığını biliyoruz. Bu da demek oluyor ki bu hastalık yalnızca psikolojik kaynaklı değil, fizyolojik mekanizmaların yol açtığı kompleks bir durum.

Bu hastalık cinsiyet ayrımı yapıyor mu?

Kadınlarda yüzde 60-70 daha fazla görülüyor ancak bunun nedenini bilmiyoruz. Mesela migrenin kadınlarda daha çok görülmesinin altında hormonal farklılıklar olduğu iddia edilir ancak bu hastalık için aynı şeyi söylemek mümkün değil.

Sabah

<font size="2"><font face="verdana,geneva"><font color="#993300">Psikolojik mi yoksa fizyolojik bir hastalık mı?</font> <br /><br />Ciddi klinik araştırmalar yapılmış bu konuda. Hastalığın nedenine ilişkin &ccedil;ok &ccedil;eşitli bilimsel bulgular var. Ancak sağlık&ccedil;ılar halen bu sorunun yanıtında ikiye ayrılıyorlar. Bir grup bu hastalığın i&ccedil;inde depresyon, uyku bozukluğu, konsantrasyon bozukluğu olduğu i&ccedil;in temelinin psikolojik olduğunu s&ouml;yl&uuml;yor. <font color="#993300">Psikolojik fakt&ouml;rler ve depresyonun yarattığı</font> isteksizlik ve hareketsizlik sonucu kas ağrılarının oluştuğu d&uuml;ş&uuml;n&uuml;l&uuml;yor. Bilimsel &ccedil;alışmaların sonu&ccedil;larına baktığımızda; tek başına psikolojik bozuklukların, oluşan klinik tabloyu a&ccedil;ıklayamadığını g&ouml;r&uuml;yoruz. Ağrı ve yorgunluk a&ccedil;ısından kasın bir &ouml;zelliği var. Kaslarda, bizim sessiz resept&ouml;rler dediğimiz &ouml;zel ağrı algılayıcıları bulunuyor ve bu algılayıcılara gelen uyarıların ağrı haline d&ouml;n&uuml;şmesi -aynı şey yorgunluk i&ccedil;in de ge&ccedil;erli- i&ccedil;in uyarının devamlılığı &ouml;nemli. Ağrılı bir uyarı kastaki sessiz resept&ouml;rleri etkileyemiyor. Bu resept&ouml;rlerin etkilenmesi i&ccedil;in bir tetik nokta olması gerekiyor. S&uuml;rekli uyarılar bu tetik noktanın &uuml;zerine &ccedil;ıkınca, sessiz resept&ouml;rler aktif hale geliyor. Uyarı devam ettik&ccedil;e, sessiz resept&ouml;rler uyarıyı beyne iletme konusunda &ouml;yle bir ateşleniyorlar ki hastanın kasılması ve ağrısı giderek şiddetleniyor. </font></font><p><font size="2"><font face="verdana,geneva"><strong>NERESİ AĞRIYOR? <br /></strong><br />Ayrıca, v&uuml;cut bu kadar fazla ağrıyı algılayınca, <font color="#993300">omurilik d&uuml;zeyinde bir bilgi karmaşası</font> oluyor. Diyelim ki ağrı dizin belirli b&ouml;lgelerinden gelirken o bilgi karmaşası ağrının &ccedil;ok daha geniş sahadan geliyormuş gibi algılanmasına neden oluyor. Bu durumda hastanın başlangı&ccedil;ta daha k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir b&ouml;lgede ağrısı varken, bu ağrılı b&ouml;lge giderek genişliyor. Bu durumda hastanın yorgunluğu var, hasta hareket etmiyor, sessiz resept&ouml;rlerin devreye girmesi ile ağrılar başlıyor. Ağrı olunca hasta yine hareket etmiyor ve kaslardaki ağrı giderek yayılıyor, <strong>kas hassasiyeti</strong> artıyor. Bu tablo sonu&ccedil;ta bir kısır d&ouml;ng&uuml; haline geliyor. Tablo kronikleştik&ccedil;e işin i&ccedil;ine depresyon ve uyku bozuklukları da giriyor. Son yıllarda yapılan &ccedil;alışmalarda fibromiyaljinin n&ouml;ropatik ağrı sendromları arasında sayılması gerektiği ortaya kondu. Hatta bizim n&ouml;ropatik ağrılarda kullandığımız bir ilacın fibromiyalji tedavisinde kullanılması i&ccedil;in FDA'den onay aldığını biliyoruz. Bu da demek oluyor ki bu hastalık yalnızca psikolojik kaynaklı değil, fizyolojik mekanizmaların yol a&ccedil;tığı kompleks bir durum. <br /><br /></font></font><font size="2"><font face="verdana,geneva"><font color="#993300">Bu hastalık cinsiyet ayrımı yapıyor mu? <br /></font><br /><strong>Kadınlarda</strong> <strong>y&uuml;zde 60-70 daha fazla g&ouml;r&uuml;l&uuml;yor</strong> ancak bunun nedenini bilmiyoruz. Mesela migrenin kadınlarda daha &ccedil;ok g&ouml;r&uuml;lmesinin altında hormonal farklılıklar olduğu iddia edilir ancak bu hastalık i&ccedil;in aynı şeyi s&ouml;ylemek m&uuml;mk&uuml;n değil. <br /><br />Sabah<br /></font></font></p>
16 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]
05ff906dcb44bc7c8c56c793a35dff4d@