Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) Sakarya İl Başkanı Yavuz Reis, gündeme bomba gibi düşen yolsuzluk operasyonuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu
"AKP muhaliflerini yok etmek için kullandıkları yöntemler bir bumerang gibi AKP hükümetine geri döndü" diyen Reis, şu açıklamaları yaptı:
"Ama bugün ama yarın, zaten olacağı buydu. Kim yaptı, niye şimdi yaptı, arkasında kim var gibi lakırdıların hiç bir kıymeti yok. Üstelik bununla da yetinilmeyecek, daha çok bohçalar açılacak ve mallar sokağa dökülecektir. Bunlar da kültür şudur: “ Devletin malı deniz, yemeyen domuz.” “Milli irade” diye diye; soy babam soy. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu günden bu güne geçen süre de ilk kez üç bakanın oğulları, babalarının özel kalemleriyle iş birliği içinde, yolsuzluk ve rüşvet suçundan gözaltına alınıyorlar. Bunun, laf cambazlığı yaparak, sağa sola demagog salvoları atarak savuşturmaya kalkmak, düşülen acziyetin dozunu artırmaktan öte hiç bir işe yaramayacağı da gün gibi aşikardır.
Geçtiğimiz yıllarda Türk vatanseverlerini ve AKP muhaliflerini yok etmek için kullandıkları yöntemler bir bumerang gibi AKP hükümetine geri döndü. Dün, sahte belge ve sahte dinlemelerle yandaş basında manşet manşet insanları karalayan hükümet ve yandaşları, bugün ‘Hukuk, Masumiyet karinesi, Sızdırma var, Soruşturma gizliliği, Peşin hüküm vermeyin, Adalet herkese lazım’ laflarını utanmadan söylüyorlar.
"Yandaş basın bunu da yazın"
Bizim kısaca ‘Yürüyen takım elbise’ dediğimiz İçişleri Bakanı Muammer Güler\'in oğluna ait sadece evinden 4.5 milyon dolar nakit para, 8 adet çelik para kasası, 2 adet para sayma makinesi, yine bu bakan çocuklarından rüşvet aldığı söylenen Halk Bank Genel Müdürü’nün eşine ait ‘Ayakkabı kutusundan’ milyonlarca dolar çıkarken ve daha bir çok bakan’ın rüşvet görüntüleri beklenirken, başta ‘Yerel Medya’ olmak üzere yandaş basın ve avanesi tamamen sessizlik ve büyük bir savunma içinde. Sıra size de gelir diye mi bu korkunuz ve sessizliğiniz?
"Gemi var gemicik var, kasa var kasacık var
Tüm bunlar olup biterken 35 yaşında 8 ‘Gemicik’e sahip olan AKP Başkanı Tayyip Erdoğan’ın kendi oğluna ait bu gemileri savunurken yaptığı ‘Gemi var gemicik var’ açıklamasına ilave olarak acaba iç işleri bakanı da kendi oğlu için ‘Kasa var Kasacık var’ açıklaması yapar mı? Yine aynı iç işleri bakanı Gezi Direnişi sırasında, direnişe katılan gençlerin ailelerine ‘Çocuklarınıza sahip çıkın’ uyarısı yaparken kendi çocuğu milyonları götürüyormuş. Yine aynı İçişleri Bakanı Gezi Direnişi sırasında ‘Polis hiç kimseyi durduk yere göz altına almaz vardır bir bildikleri’ açıklaması yaparken bugün neden kendi çocuklarını kurtarmak için operasyonu yapan polis müdürlerini görevden alıyor?
100 milyar Euro tutarında ki yolsuzluğun ortaya çıkması, ‘Memura, işçiye, emekliye zam için kaynağımız yok, satacak bir şey kalmadı’ diye açıklama yapan İngiliz vatandaşı Maliye Bakanımızı haklı çıkarmıyor mu?
"Kaset şantajı yapanların kasedi çıktı"
Başta Türk ordusuna ve onun vatansever subaylarına, muhalif siyasilere ve muhalif basına karşı alçak kaset komploları ile şantaj ve baskı yapan hükümet yandaşlarına ait kasetlerin ortalarda dolaşması ise tek kelime ile ‘İlahi Adalettir’. Sakın hiç kimse çıkıp ahlak ve erdem masalları anlatmasın. O kadar ahlak ve erdem sahibi iseniz dün yaptıklarınız ne idi? Bakanların rüşvet aldığı oğulları’nın yolsuzluk yaptığı memleketimde, dün bir vatandaşımız borçları yüzünden kendini ateşe vermiş ama ne yazık ki en ufak bir medya organında dahi yer almamıştır.
Daha birkaç gün önce asgari ücrete 20-30 TL için bile zam pazarlığı yapan hükümetin 100 milyar Euro’luk bir yolsuzluk ağına takılması AKP’ye oy veren vatandaşlarımızı hiç mi düşünmeye sevk etmiyor? Gerçekleri görenlerin ise artık yeni bir sloganları var; Adamlar yiyor ama çalışıyor" OUT "Adamlar iyi yemişler yalnız, epey yemişler, fakat çok sağlam yemişler, ne yemişler be, güzel yemişler" İN
Aslında satıldığımız ve soyulduğumuz, kabak gibi ortadayken, akıl almaz bir sinme, suskunluk ve korku altındaki ahalinin bir şeyler bekler gibi bir durumu vardı. İşte beklenen oldu. Arkası mı? Çorap söküğü gibi gelecek. Dünya’ya devlet ve millet olarak rezil olduk. Biz HEPAR olarak, ilk günden itibaren: “Yalan yok, hırsızlık yok.” “Uyutmaya, avutmaya, soymaya son vereceğiz.” “Başı dik devlet, onurlu millet” diye boşuna yırtınmadık. AKP’nin on bir yılın sonunda getirdiği yer; soyulmuş, halkı ve toprakları bölünmüş bir ülkedir. Bütün bunlar bir anda mı oldu? Hayır. Peki, düzen partileri ne yapmışlar bu güne kadar, kuru sıkı atmaların dışında? Babalar ve Oğulları sayesinde devletin idaresi kokuşmuş ve çürümüş; şimdi de, buram buram kokmaktadır. “Armut dibine düşer” sözü bir kez daha kanıtlanmıştır.
Cemaat ve hükümet kavgasında sonuç olarak söylenecek tek şey Kutsal kitabımızda aynen şöyle yer almaktadır; İşte biz, kazanmakta oldukları günahlar sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına böyle musallat ederiz. (en\'am suresi 129)"