İnsan Hakları Derneği (İHD) Sakarya Şubesi 10 Aralık İnsan Hakları günü vesilesiyle dayanışma kahvaltısında bir araya geldi.
Gerçekleşen kahvaltıya İHD Sakarya Şubesi yönetim kurulu ve davetliler katıldı. Kahvaltıda İHD Sakarya Şubesi Başkanı Muhammet Işık, “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilişinin 66. yıldönümü. Evrensel Bildirge’de yer alan hak ve özgürlüklere dayalı uluslararası bir düzen hala kurulamamıştır. İnsanların ırkından, renginden, cinsinden, cinsel yöneliminden, dilinden, din ve mezhebinden, inancından, etnik kimliğinden, siyasi-vicdani ve felsefi kanaatinden bağımsız olarak, insan olmaktan gelen hakları ve dokunulmazlıkları olduğu temel fikri dünya çapında yeterli koruma bulamamaktadır. İnsanlık korkudan ve yoksulluktan kurtulma hakkını kullanamamaktadır. Siyasal iktidarlar insan haklarını araçsallaştırılmaya devam etmektedir. Kapitalizmin aşırı ve kontrolsüz üretiminin etkisiyle küresel ısınma dünyanın ekolojik dengesini bozmuş, insanlığı doğanın büyük gücüyle baş etmesi gibi ciddi bir sorunla karşı karşıya bırakmıştır. Dünyanın değişik bölgelerinde yaşanan deprem, sel, kuraklık gibi doğal afetlerin ardından yüz binlerce insan kendi kaderleri ile baş başa bırakılmış, başta barınma, beslenme, sağlık, mülkiyet, iş ve eğitim hakkı olmak üzere pek çok hak ihlaline maruz kalmıştır. Türkiye’de, bunun yanı sıra işkence yasağı ihlalleri, kamuoyunu yakından meşgul eden çeşitli davalardaki adil yargılanma hakkı ihlalleri, ana dil sorunu, keyfi ve uzun süren tutuklamalar, düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engeller, asker intiharları, gazeteciler, sendikacılar, öğrenciler, avukatlar, Kürt siyasetçiler, aydınlar kısacası itiraz eden her kesimin yargı baskısı ile susturulmaya çalışılması, cezaevlerinde ölümler,hasta tutsaklar, açlık grevleri, kadına yönelik şiddet, çevre ve ekoloji sorunları, ekonomik ve sosyal haklardaki kayıplar, iş kazaları/cinayetleri, toplanma ve gösteri hakkına yönelik müdahaleler gibi başlıkların süregeldiğini görüyoruz. Dünyanın en çağdaş insan hakları belgesi yıllarını mücadele ile geride bırakırken, ne Dünyada ne de Türkiye’de evrensel insan hakları değerlerini tümüyle yerleştirebilmek olanaklı değilmiş gibi görünse de, kişisel, siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, dayanışma ve topluluk hakları için mücadele eden halkların, işçi ve emekçi sınıfının, ezilen, sömürülen ve ötekileştirilen kesimlerin ve bireylerin mücadelesi sürdükçe umutlarımız da sürecektir” ifadelerini kullandı.