Baskılar nedeniyle İran’dan kaçarak Türkiye\'ye gelen Hristiyan mülteciler, 17 Ağustos 1999 depremi sonrası konutların yapıldığı Camili bölgesinde bir işyerini kilise olarak kullanıp ibadet ediyor.
Ülkelerinde dini inançlarını rahatça yaşayamayan baskı ve ölüm tehditleri nedeniyle ülkelerinden kaçan İranlı ortodokslar, Birleşmiş Miletler aracılığı ile Türkiye’ye mülteci olarak sığındı. Sakarya’ya yerleştirilen İranlı Ortodokslar, 1999 Marmara depreminde depremzede esnaf için yapılan iş merkezinin bir bölümünü kiliseye dönüştürüp, her hafta Pazar günü kadınlı erkekli yaklaşık 70 kişilik grup halinde pazar ayini yapıyorlar. Her Pazar günü saat 17.00\'de Bilecik’ten gelen papaz Emir Behnam Kızılbaş ile birlikte gerçekleştirilen ayin, yaklaşık 2 saat sürüyor.
Son yapılan ayinde papaz Emir Behnam Kızılbaş bir kadın ve bir erkeği kutsadı.
Sakarya\'da dinimizi rahat yaşıyoruz
Bilecik’ten her pazar günü ayine gelen papaz Emir Behnam Kızılbaş, “İran’da dinimizi yaşayamıyorduk. Ölüm korkusu yaşıyorduk, ölüm fermanımız çıkarıldı" diyerek şunları söyledi:
"Bizler ailelerimizle İran’dan Birleşmiş Milletlere sığındık. Oradan bizleri Türkiye\'ye yolladılar. Kimi Sakarya’da, kimi Bilecik’te, kimilerimiz de başka illerde yaşamaya başladık. Sakarya’da 60-70 kişiyiz. 1.5 yıl oldu. Bize Türk halkı çok iyi davranıyor. Dinimizi rahatlıkla yaşıyoruz burada. 200 TL\'ye yer kiraladık. Bir bölümünü ayin için kiliseye ayırdık, bir bölümünü de ayine gelenlerin çocuklarının oynayacağı ve bekleyeceği yer yaptık. Sakarya Valiliği, Muhtarlık burada ibadet etmemize karşı çıkmadı. Polisler iyi davrandı. Hepsine çok teşekkür ediyoruz. Kilisenin eksikleri var. Mikrofona ihtiyacımız var. Su soğutmak için dolap lazım. Bizim bunları karşılayacak paramız yok. Biz İranlıların Türkiye’de çalışma izni yok. Bu toplulukta üniversite mezunu arkadaşlarımız var. Mühendis, Mimar ve elektronik alanında deneyimli, bilgili kişiler var. Türk hükümeti bu kişilerin bilgisinden faydalansın, bizlere de para kazanma imkânı olmuş olur. Hem de Türk hükümeti bu bilgileri kullanmış, değerlendirmiş olur. Yaşamamız için çalışıp, az da olsa para kazanmak istiyoruz. Herkes çarşıya bir yere dolaşmaya giderken bizlerin parası yok. Belediye otobüsleri para almadan bizleri taşıyabilirse çok minnettar kalırız."
Kimse bizi rahatsız etmiyor
İranlı Azeri Ortodoks Nina Şokrgozar ise “Türk komşularımızın ilgi ve davranışlarından çok memnunuz. Dinimizi yaşarken rahatız. Hiç kimse bizi rahatsız etmiyor. Türk halkına ve Sakarya halkına teşekkür ediyoruz. Bizim isteğimiz çalışıp para kazanmak, bunun için çalışma izni istiyoruz. Mühendis ve Doktorlarımız var. Bunların çalışması gerekiyor. Camili’den Adapazarı’na gidip gelirken, Belediye otobüslerinin bizlerden para almaması bizler için destek olmuş olur" dedi.
Çalışma izni istiyorlar
Ayakkabı ustası olan Cevat Ezvani de, “Biz İran’dan geldik, orada dinimizi yaşatmadılar. Ölüm korkusu ile kaçtık, Türkler bize çok iyi davranıyor. Burada dinimiz yaşıyoruz. Çalışıp para kazanmak istiyoruz. Para kazanmadan yaşamamız çok zor, Türk Hükümeti bize yardım etsin. Sakarya Büyükşehir Belediyesi yetkililerinden şu isteğimiz var. Çarşıya gidip gelirken bizden para almamalarını istiyoruz. Mümkünse bu katkıyı bize yapsınlar" diye konuştu.
Sakarya\'da yaklaşık 3 bin mülteci var
Bu arada Sakarya’da aralarında Suriye, Irak ve İranlı yaklaşık 3 bin mültecinin bulunduğu belirtildi. İçişleri Bakanlığı tarafından Sakarya’ya yerleştirilen mültecilere maddi destek sağlanıyor.