Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Gazetecilik Topluluğu tarafından organize edilen “İşçi Ölümleri ve Sendikalaşma” paneli gerçekleşti.
Sakarya Üniversitesi Kültür ve Kongre merkezinde gerçekleşen panele Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şube Genel Sekreteri Hürriyet Demirhan, Gazeteci, Sendikacı Zafer Aydın ve çok sayıda öğrenci katıldı. Panelde konuşan Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şube Genel Sekreteri Hürriyet Demirhan, “ Her şeyden önce neden diye bakılmalı. Ne oldu da madenlerde birden bire bu kadar ölümler artmaya başladı. Ülkenin yer altı kaynaklarını küreselleşme adı altında uluslar arası piyasaya açmak için özelleştirme adı altında bir yöntem geliştirildi. Devletin kaynakları artık özel sektöre devredebilecekti. Madencilik alanında hemen hepsi özelleşti. Özelleştirilmeyen iş yerleri için de aynı yöntem geliştirildi. Hizmet alımı altında buradaki çalışmalar özel sektöre devredildi. Bunun sonucunda kurşun çinko yataklarımız pek çoğu çalışmaz hale geldi. Bunların içersinde uluslar arası sermeyenin ihtiyacı olan yataklar çalışır halde, diğerlerine ise doğru dürüst yatırım yapılmıyor. Bu ürünlerin çoğu ham olarak yurtdışından geliyor. Bu özelleştirilen iş yerlerinde sendikalar yok edildi. Ve bunun arkasından da geçmişte yeterli önem verilmemiş iş kazalarındaki artışı görüyoruz. Her yıl ortalama bin 500 ve 2 bin arası çalışan iş kazalarında hayatını yitiriyor. Oldukça yüksek bir rakam. Özelleştirme süreci bundan çok önemli rol oynadı. Soma kamulaştırılsın deniyor mesela. Soma’da kazanın olduğu ocaklar saten kamunun ocaklarıdır. Bu kamulaştırma işçi ölümlerine bir çözüm değildir. İşçi ölümleri iş yerinde gerekli önlemler alınamadığından dolayı oluşuyor. Bu önlemler gayet iyi biliyor. Orada bulunan sendikacılarda biliyor, mühendisler ve işveren arkadaşlarda biliyor. Madenlerden hepimiz sorumluyuz. Özellikle iş veren sorumluyuz. İş yerinde alınması gereken veya alınabileceği teknolojik geliştirilen her türlü önlemi almaktan iş veren sorumludur. Bütün maden ocaklarını Maden İşçileri Genel Müdürlüğü dediğimiz bir örgütlenme vardır. Ankara’da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlıdır. Bunlar proje bazında denetlerler. Sizlerin yolladığınız proje havalandırması, kazı yöntemleri nakliye yolu, giriş çıkışları uygun mu? Diye tek tek bakılır ve projeye onay verilir. Soma’da uygulanan proje’nin sorumlusu hazırlayan mühendisler değildir o projeyi onaylayan mühendislerdir. Ama bu kişiler kazalardan sonra hiç görünmezler. Bu ölümleri önlemenin yolu ise biziz aslında toplumsal muhalefettir. Bunu önleyecek kişilerin sendikalar olması gerekiyor. Sendikaların çalışma yaşamlarını denetlemesi gerekiyor. Yer altı kazalarında çok özel bir durumdur göçük olma ihtimali, yangın olma ihtimali su basma ihtimaline karşı özel tahlisiye ekibi vardır. Bu tahlisiye ekipleri de birkaç tane düzgün ekip var. Somaya giden bu tahlisiye ekipleri 8 saat ocağa sokulmuyor. Neden diye sorulunca AFAD’ın ekipleri içeride. Onlar oraya girince ölürler saten.Bu işten olan kişiyi sokmuyorsun Ermenek’teki olayda 20 saat bekletildi. İçeriye resmen sokulmadı. Çok kısa zamanda tekrar böyle işçi ölümleri yaşayacağız” ifadelerini kullandı.
Göçük durumunda teknolojik alt yapımız ne durumda sorusuna cevap veren Demirhan, “Olası bir göçlük kavramı olmaz zaten. Minimum aralık oradaki çalışma oranlarını belirler. Böyle bir çalışma Türkiye’de yapılamaz. O teknik alt yapı Türkiye’de yok. Mühendislerin görevi iş yerinde yeterli önlemlerin almasıdır ve bu yöntemlerin arttırılmasıdır. Ona göre hazırlık yapılmalıdır” diye konuştu.