İsrail'in Doğu Kudüs'teki Filistinlilere yönelik saldırılarını protesto etmek için Akyazı'da konvoy düzenlendi.
Akyazı STK Platformu'nca işgal altındaki Doğu Kudüs'te İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarını protesto etmek için konvoy düzenledi. İzinleri alınan etkinlik saat 22.30'da Düzcanlar Petrol önünden başladı.
Araçlarıyla konvoy oluşturan Akyazılılar, Filistin ve Türk bayraklarıyla İsrail'in saldırılarını protesto etti.
Oluşturulan konvoy, Sosyal Gelişim Merkezi önüne kadar geldi.
Burada İsrail'in Doğu Kudüs'teki Filistinlilere yönelik saldırılarına yönelik basın açıklaması yapıldı. Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın sadece bir toprak veya coğrafya davası olmadığı kaydedilen açıklamada, Kudüs'ün işgalden kurtarılmasının, saldırılara karşı korunmasının Müslümanların siyasi ve şer’i görevi olduğu belirtildi.
Açıklamada; "
Bir gece, kendisine bazı âyetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescid-i Harâm’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah eksikliklerden münezzehtir. O, gerçekten her şeyi işitmekte ve görmektedir.’ (İsra Süresi:1)
Kudüs, Mescid-i Aksa, Gazze, Filistin… Dehşetin, vahşetin yaşandığı mübarek mekanlar! Seksen yıla yakındır siyonist, gasıp bir güruhun saldırısıyla karşı karşıya kalan İslam beldeleri…
Yine bir Ramazan ayı ve yine 14 Mayıs günü olan işgalin resmen ilan edildiği tarihin yıl dönümü. Bu sefer hedefte Mecsid-i Aksa’nın yanında Şeyh Cerrah vardı. Adını Kudüs Komutanı Selahaddin-i Eyyubi’nin tabibi Husameddin Cerrahi’nin isminden alan Cerrah mahallesi… 1948’den bu yana Filistinlileri yerlerinden eden ve onların evlerini gasp eden işgalcilerin bu mahalleye yönelik işgal eylemi Ramazan ayında da durmadı.
Topyekûn işgalin bir parçası olarak Mescid-i Aksa’ya komşu olan Şeyh Cerrah Mahallesinin sahibi ve sakinleri olan Müslümanlar, evlerinden zorla çıkartılarak onların yerine Yahudiler yerleştirilmektedir.
VAHŞET HİÇ BİR ZAMAN DURMADI
Şeyh Cerrah, Beyt Hanun, Cenin… Her yerde işgal, her yerde katliam, her yerde vahşet hiçbir zaman durmadı ve maalesef halen de devam ediyor.
Dün olduğu gibi bugün de uluslararası toplumun; Harem-i Şerif’in kudsiyetini ihlal eden ve Mescid-i Aksa’da ibadet eden Müslümanlara ses bombalarıyla ve zor kullanarak saldıran siyonistlere “çağrı”dan öteye geçmeyen tepkileri, vahşeti durduramayacak.
Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların siyonist zalimlere karşı sadra şifa pratiklerinin olmadığı ortadadır.
Kudüs ve Mescid-i Aksa sadece bir toprak veya coğrafya davası değildir. Kudüs, bir akide meselesidir. Onu işgalden kurtarmak ve saldırılara karşı korumak, bütün Müslümanların siyasi ve şer’i görevidir.
Aksa, bugünlerde işgalin en zor dönemlerinden birini yaşamaktadır. Kudüs, yarım asırdır siyonist işgal altında ve kendisini özgürlüğe kavuşturacak Selahaddinleri beklemektedir.
Siyonistler Mescid-i Aksa ve Kudüs’ü tamamen işgal etme ve Müslümanları buradan tamamen çıkarmanın provasını yapmaktadır. İşgalciler, bu pervasızlık ve küstahlığı; Müslümanların birlikten yoksun olmalarından ve Kudüs davasına ihanet ederek siyonistlerle ilişki içiresine giren bazı İslam ülkelerinin yöneticilerinden almaktadır.
SÖZÜN BİTTİĞİ NOKTADAYIZ
Kudüs yoğun saldırıların olduğu günler dışında maalesef gündemimizde hak ettiği yeri bulamamaktadır. Her geçen gün Müslümanlar daha da tepkisiz hale gelirken siyonizm’in ise cüreti artarak Kudüs ile Mescid-i Aksa’yı tamamen işgal etme hevesi depreşmektedir.
İşgal asla kabul edilmeyecektir. Artık sözün bittiği noktadayız. Bütün Müslümanların ortak davası olan Kudüs’ün özgürlüğüne kavuşturulması siyasi ve şer’i görevimizdir. Filistin bir Arap toprağı değildir ve bu dava bir Arap davası değildir. Dulkadirogulları, Artukluklular, Selçuklular, Memlukler, Eyyûbiler ve Osmanlı bütün bu devletler tarihimizin şanlı Müslüman Türk devletleridir. Liderlerinin Mescid-i Aksa'nin her karışına hizmet etmiş, yardim etmiştir.
BU DAVA İSLAM DAVASIDIR
Aramızdaki her türlü siyasi ihtilaf ve çekişme, ayrılık ve bölünmüşlük bir kenara bırakılmalı, etrafı bereketli kılınan Kudüs davası etrafında kenetlenmeliyiz. Filistin’de ev ev, sokak sokak işgale karşı direnen kardeşlerimizle öyle bir dayanışma içerisine girelim ki siyonistlerin işgal planı kursaklarında kalsın. Ayırım yapılmadan bütün İslam ülkelerinin yöneticileri ve halkları topyekûn bu işgal ve saldırılara karşı durmalıdır. Kuruluş amacı Kudüs’ü özgürlüğüne kavuşturmak olan İslam İşbirliği Teşkilatı “kınamak”tan öte adımlar atmalıdır.
İŞGAL SONLANDIRILMALI
Özellikle Türkiye, Pakistan ve Malezya gibi müslüman ülkeler bu işin öncülüğünü yapmalıdır. Sadece kınama açıklamarı yaraları sarmaya yetmeyecektir. Bu yüzden acilen işgali bitirecek somut adımlar atılmalıdır. Bütün seçenekler, yol ve yöntemler kullanılarak bu işgal sonlandırılmalıdır.
Biz bugüne kadar her zaman Filistinli kardeşlerimizin yanında olduk. Bundan sonra da olmaya devam edeceğiz Allah'ın izniyle. Kudüs’ün özgülüğüne kavuşması için atılacak her adımı toplum olarak arkasında olmaya hazır olduğumuzu buradan bir kez daha ifade ediyoruz.
Ey ön cephede Kudüs’ün haremini savunan kardeşim! Biraz daha sabredin. Siyonistlerin örümcek ağına benzeyen evini başlarına yıkacak Selahaddin yetişiyor. Az kaldı. Biraz daha sabır.
Kudüs’e selam olsun! Mescid-i Aksa’ya selam olsun! Mecsid-i Aksa’nın muhafızlarına selam olsun! Muhammed Abdullah Feyyaz ve diğer tüm şehitlere selam olsun"denildi.